Ünlü İranlı şairden Türkiye'nin sağlık sistemine övgü dolu sözler

Eserleri İngilizce, Fransızca, Arapça ve birçok başka dile tercüme edilen ve 2013'te Fransa'nın "André Verdet Direniş Şiir Ödülü"ne layık görülen ancak İran'da yaşadığı sorunlar nedeniyle Türkiye'de mülteci statüsünde ikamet eden Ruşen, İzmir'de geçirdiği bir rahatsızlık nedeniyle gittiği devlet hastanesinden duyduğu memnuniyeti AA muhabirine anlattı.

Birkaç gün önce göğsündeki şiddetli ağrı nedeniyle hastaneye başvurduğunu anlatan Ruşen, Türkçe bilmemesine rağmen hiçbir ayrım ile karşılaşmadığını söyledi.

Ruşen, "Türkçe dahi bilmeyen bir mülteci olarak mülteci kimlik kartımı kayıt için verdim. Herhangi bir ayrım olmaksızın tıpkı yerel bir vatandaş gibi hızlıca kayıt yapıldı. Gelir gelmez hemen nabzıma ve tansiyonuma baktılar." dedi.

Hastanede yapılan işlemlerin pahalıya mal olacağından endişe ettiğini anlatan Ruşen, şöyle devam etti:

"Kan testi, akciğer filmi ve elektrokardiyografi işlemlerinden sonra ücretin 50 lira tuttuğunu söylediler. Bunu da 15 gün içinde ödeyebileceğimi belirttiler. Tüm bu işler ben yorulmadan çok garip bir hızda gerçekleşti. Test süreci o kadar hızlıydı ki yorgun hissetmedim ve bu arada doktorun ilgisi de oldukça iyiydi."

Özellikle Kovid-19 salgınıyla karşı karşıya olunan bugünkü şartlarda hastanelerdeki ortamın oldukça stresli olduğuna dikkati çeken Ruşen, "Bu yoğun strese rağmen Türkiye'deki sağlık personelinin tutumu o kadar iyiydi ki; beni şaşırttı. Pandemi dönemindeki yoğun iş baskısı ve strese rağmen meslek ahlakına son derece riayet ettiler. Türkçe'yi bilmeyen bir sığınmacı olarak benimle kendi vatandaşları arasında bir ayrım yapmadılar." diye konuştu.

Hastanenin yanı sıra diğer toplumsal alanlarda da Türk vatandaşlarının iyi davranışlarına tanık olduğunu belirten Ruşen, "Bu kadar sığınmacı Türkiye dışında başka yerde olsaydı onları istismar ederlerdi. Bu ülke milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yapmasına karşın onlara karşı onurlu davranıyor." ifadelerini kullandı.