24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Saipedinova: Uygurlar, Türkiye'de kültürlerini daha rahat yaşayabiliyor

Uygur Türkü araştırmacı Saipedinova, 'Uygurlar, Türkiye'de kültürlerini daha rahat yaşayabiliyor.' diye konuştu.

AA26 Aralık 2020 Cumartesi 07:44 - Güncelleme:
Saipedinova: Uygurlar, Türkiye'de kültürlerini daha rahat yaşayabiliyor

Uygur Türklerinin azınlık haklarına yönelik çalışmalar yapan Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktora Öğrencisi Dilnaz Saipedinova, "Uygur azınlıklar kendi kimliklerini koruma ve kendi kaderlerini tayin etme hakkına sadece Türkiye'de sahipler." ifadesini kullandı.

Kendisi de ailesi Kırgızistan'a göç etmiş bir Uygur Türkü olan Saipedinova, Göç Araştırmaları Vakfının düzenlediği "Çin'de İslamofobi" seminerlerinin ikincisinde sunum yaptı.

"Uluslararası Azınlık Hakları Bağlamında Uygur Türklerinin Durumu: Türkiye, Kırgızistan ve Doğu Türkistan Örneği" başlıklı sunum yapan Saipedinova, Uygur Türklerinin tarihi, göç nedenleri, demografik yapısı ile eğitim, dil ve kültür hayatı gibi konularda bilgi verdi.

Uygur Türklerinin Kırgızistan ve Türkiye'ye 20. yüzyılın çeşitli dönemlerinde göç ettiğini belirten Saipedinova, bugün Doğu Türkistan'da resmi sayılara göre 10 milyon, gayriresmi sayılara göre ise 40 milyon Uygur Türkünün yaşadığını, bu nüfusun 50 bin civarının da Türkiye'de olduğunu söyledi.

Saipedinova, Türkiye'de yaşayan 40 yaş altı Uygurların, Uygur Türkçesine göre daha fazla Türkçe konuştuğunu söyleyerek, "Türkiye'de konuştuğumuz Uygur Türkleri, kendi kültür ve geleneklerini sürdürebiliyor ve herhangi bir sıkıntı yaşamıyor." diye konuştu.

Kırgızistan'da Kırgız Türkçesi ve Rusça dillerinin konuşulduğunu anımsatan Saipedinova, bu ülkedeki Rusça etkisiyle Uygur Türkçesi kullanımının daha azaldığına işaret etti.

Uygurların, Çin sınırları içindeki Doğu Türkistan'da yaşadığı hayata ilişkin bilgiler de paylaşan Saipedinova, "Türkiye'de ve Kırgızistan'da Uygur Türkleri dillerini daha rahat konuşuyorlar, ibadetlerini rahatça yapıp umreye veya hacca gidebiliyorlar ancak Doğu Türkistan'da bu hayatı yaşamak daha zor. Dini faaliyetler, Kur'an kursları ve medreseler yasak. Normal eğitim sisteminde de din eğitimi ihtiyacını karşılayacak herhangi bir kurum bulunmuyor." dedi.

Saipedinova, Doğu Türkistan'da Türkçe konuşulmasına ilişkin baskı bulunduğunu belirterek, yeni nesillerin ailelerinden dil öğrenemediğine dikkati çekti.

- "GEÇMİŞTE YURT DIŞINA ÇIKANLAR TUTUKLANIYOR"

Başörtüsü, sakal gibi dini kimliği yansıtan kıyafetlerin bazı kamu kurumlarında yasak olduğunu aktaran Saipedinova, "Ramazanda okullarda öğretmen ve öğrencilerin oruç tutması yasak, iftar vakitlerinde evlerine gönderilmiyorlar." ifadesini kullandı.

Yıkılan camiler ve engellenen ibadetlere ilişkin bilgi veren Saipedinova, Çin'de 2016'da Müslüman Uygur Türklerine yönelik toplama kampları açıldığını söyledi.

Kamplarda eski mahkumlar, din adamları, eğitimli Uygur Türkleri, geçmişte Kur'an kursu ve medreselerde eğitim görenler, evinde dini yayın bulunanlar gibi çok sayıda kişinin tutulduğunu kaydeden Saipedinova, "Geçmişte yurt dışına çıkanlar da tutuklanıyor. Bunların başında Türkiye'ye gidenler yer alıyor." bilgisini paylaştı.

Saipedinova, kamplarda tutulanların yakınlarının, yıllardır haber alamadığını belirterek, "Uygur azınlıklar kendi kimliklerini koruma ve kendi kaderlerini tayin etme hakkına sadece Türkiye'de sahipler. Türkiye'de dil, din, kültür, örf ve adetlerini yaşama konusunda Kırgızistan ve Doğu Türkistan'a göre daha özgür durumdalar." diye konuştu.

Türkiye'de Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri konusunda daha çok kaynak ve bilimsel yayın bulunduğuna işaret eden Saipedinova, "Çin'de ve Kırgızistan'da bu konuda çalışma yapılmamakta ya da yapılsa dahi yayımlanması ve okunması yasak." açıklamasını da yaptı.