Esra Elönü, bu haftaki konuğu Ceylan'a "Gözlerini kaybeden ve eskisi gibi bakmayan bakışları ölmüş, hatta kuru otlar yığılmış dediğimiz Dahlan gibi bakmıyorsak, ya da bir poşetin içerisinde yetmiş kilo gelirse şehit sayılabilecek evladını ya da babasını taşıyan bir insan gibi bakmıyorsak ya da evladının yine ördüğü saçını yeni örmüşken cenazesinin üzerinde saçlarını çözmeye çalışan bir baba gibi feryat edemiyorsak ve son olarak da eş yaşında bomba sesinden kalbi duran Dera gibi ölemiyorsak onu hissedemiyorsak zaten, ben yaşamayayım." ifadelerini kullandı.
"NEREDE BİR ZULÜM VARSA, O DA BİZİM MESELEMİZ"
Ceylan sözlerine şu şekilde devam etti:Gazze, Doğu Türkistan bizim meselemiz. Nerede bir zulüm varsa, o da bizim meselemiz. Bu kadar bencil olamayız. Bunları mesele edinmeyeceksek bu dünyaya neden geldik? Hayat sadece yiyip içme, gülüp eğlenme ve zevk alma ortamı değil.
"BİZİM HANGİ TARAF OLDUĞUMUZ ÖNEMLİ"Zaten onlar yaşayan ölüler. Hakla, Batı'nın savaşı her zaman olacak. Buna engel olamayız çünkü dünyanın düzeni böyle kurulmuş: bir iyiler, bir de kötüler var. Ama bizim burada hangi tarafta olduğumuz önemli.
"BİR GÖRÜNEN YÜZÜ VAR, BİR DE GÖRÜNMEYEN HİKMETLİ YÜZÜ"Seçim insana aittir. Dolayısıyla bana bir şey sorulduğu zaman ben hiçbir zaman direkt cevap vermem. Çünkü her şeyin bir sırrı sureti var, bir görünen yüzü, bir de görünmeyen hikmetli yüzü var. Biz orayı bilemiyoruz, tahmin de edemeyiz. Allah'ın hikmetinden sual sorulmaz.
Gazze meselesiyle ilgili büyük bir olay var ortada. Medyanın bu kadar etkili olduğu son yüzyıl içerisinde baktığımızda böyle bir katliam daha önce yaşanmamış. En büyük katliamı şu anda yaşıyoruz.
"SANKİ BUNLAR GÜNAHMIŞ GİBİ"
Son 200 yıldır Türkiye topraklarında, sistem kendi kendini örmüş. Türkiye'de veya Osmanlı'dan önce İttihat ve Terakki'yle başlayan bir dönüşüm, bir başkalaşma var. Osmanlı'nın yıkılması, Cumhuriyet'in kurulmasından bugüne kadar aldığımız eğitimi ve dogmaları soruşturamamak, soramamak, eleştirel bakamamak; sanki bunlar günahmış gibi.
"HİÇBİR ZAMAN BİZE KİMSE ÖĞRETMEDİ"Ali İzzet Begoviç'in rahmetlerinin bir lafı var ya, "Eğer benim elimde olsaydı, bütün Müslümanların okullarında eleştiren düşünme dersleri koymak isterdim." Çünkü biz farklı insanların neler yaşadığını veya tarihte neler yaşanmış olduğunu göremiyoruz. Elimize kağıtlar verildi, doğrusu bu, bunu oku. Ama farklı okumalar yapmamız gerektiğini hiçbir zaman bize kimse öğretmedi.