13 Ekim 2025 Pazartesi / 21 RebiülAhir 1447

Yazar Ekrem Kızıltaş'tan İBB'ye toplu ulaşım tepkisi... ''Ayağımıza sıktık, pire için yorgan yaktık''

24 TV Arafta Sorular programında Star Gazetesi Yazarı Esra Elönü'nün sorularını yanıtlayan Yazar Ekrem Kızıltaş, 'Şu anda İstanbul, dünyadaki trafiği en kalabalık şehir haline geldi. Ankara ve İzmir ardından geliyor, Bursa da bu listeye eklendi. “Benim trafiğimle uğraşın arkadaş!” İşbaşına gelen kişi 2019'da “Mevcut metroyu iki katına çıkaracağım” demişti. Ne yaptı? Hiçbir şey. Böyle bir kişinin kazanmasına zemin hazırlayan bizleriz; ayağımıza sıktık, pire için yorgan yaktık.' dedi.

HABER MERKEZİ13 Ekim 2025 Pazartesi 12:06 - Güncelleme:
Yazar Ekrem Kızıltaş'tan İBB'ye toplu ulaşım tepkisi... ''Ayağımıza sıktık, pire için yorgan yaktık''

2019'dan beri 1 trilyon 177 milyar lira bütçe kullanan bir adam bugün kendisi ve çevresi ağızlarının açlıklarında 17 tane kent lokantası dışında söyleyebilecekleri bir şey yok. Ne yapıyorsunuz bu kent lokantalarında? 'Günde 4 bin 400 kişiye ucuz yemek satıyoruz.' Allah razı olsun. Ben Bağcılar'da oturuyorum. Bağcılar Göztepe Mahallesi'nde bir caminin yanında bir iş adamının yaptığı aş evi var. Bir mahalle camisindeki bir aş evi günde dört bin aileye bedava sıcak yemek dağıtıyor. Sen 16 milyonluk şehirde bana altı sene sonra bununla övünüyorsun. Demek ki sen hiçbir şey yapmadın. Ne oldu 2019'da? Bence bilinenin ötesinde konuşulması gereken şey var. Herkes şu sorunun cevabını araştırsın mesela. 31 Mart'tan sonraki gece İstanbul'daki bütün ilçelerin büyükşehir oyları sayılmaya başlanıp 40 küsur binden 13 bine fark indiğinde o gece İstanbul İl Seçim Kurulu Başkanı olan kadını kim oyların yeniden sayımını iptal etmeye ikna etmiş? O kadın niye bir hafta sonra emekliye ayrıldı? Yüksek Seçim Kurulu onu getirdi. 2024'te 400 bin daha az oy alan kişi tekrar belediye başkanı oldu. Neden? Sandığa gitmedik. 'Ya emekli maaş az, şu az, bu az' dediler.

Ne fayda getirdi bize, ayaklarımıza sıktı. Şu anda İstanbul, dünyadaki trafiği en kalabalık şehir haline geldi. Ankara ve İzmir ardından geliyor, Bursa da bu listeye eklendi. "Benim trafiğimle uğraşın arkadaş!" İşbaşına gelen kişi 2019'da "Mevcut metroyu iki katına çıkaracağım" demişti. Ne yaptı? Hiçbir şey. Böyle bir kişinin kazanmasına zemin hazırlayan bizleriz; ayağımıza sıktık, pire için yorgan yaktık. Trafiğimi halledin, başka şeyleri halledin.

'2010 bir kırılma noktasıydı ama 2014'ten sonra "lay lay lom" bir gençlik ortaya çıktı. Ancak eğitimine, yaptığı işe önem veren ve bunun için çabalayan bir gençlik de var. En güzel örneği ise TEKNOFEST.'

Şu anda çoğumuzun farkında olmadığı bir şey var ama yaşıyoruz. 2020'den başlayan o salgın şu anda sosyal hayatımızı hala negatif manada etkiliyor. Komşuluklar, gidiş gelişler işte eş dost akraba ziyaretleri falan filan o dönemde artık yapılmamaya başlandı ve şu an biz yeni bir normal oluşturduk. Etrafa baktığımda bu konuda bir azalma olduğunu görüyorum.

İnsanların, çocuklarımızın rol model almaları gereken eş, dost, akraba, komşularla ilişkilerini falan belli ölçüde zedeliyor. Önceden beri var olan, insanların büyük bildikleri, gidip kendilerine nasihat alacakları, belki izleyebilecekleri insanlar gibi şeyler var.

Şu anda bir sürü televizyon kanalı var. Mesela açtığımızda işte tartışma programlarını veren var, spor programları veren var, diziler yayınlayan var. Ya da dini programları yapan ve orada da hakikaten eteklerinden tutulması gereken insanları çıkarıp onların bazılarını, nasihatlerini, hayat tecrübelerini aktaran şeyler de var. Hep kullandığımız telefonlarla ya da bilgisayarlarda da bulabiliyoruz. Şimdi YouTube falan denilen bir gerçek var. Mesela Saadettin Ökten'i dinlemek, çok şey öğrenmek için uygundur. Ben zaman zaman denk gelirsem izlerim ya da bazen arar bulurum. Mesela bilgisayarımın masa üstünde onun videoları da vardı. Çünkü hayatın sıcağından, soğandan, iyisinden, kötüsünden ve hakikaten büyüklerden ders almış dolayısıyla bugün hayata dair güzel şeyler söyleyen bir insan.

Allah ömrünü uzun eylesin. Onun gibi birçok insanımız var. Eskiden karşıdaki bakkal amca ya da ne bileyim öbür taraftaki bilmem kim ya da öbür taraftaki berber ya da terzi çoğu bunların arasında ehlali insanlar vardı. Onlardan bir şeyler öğrenirdik. Bu değişti, toplum değişti. Bir de Türkiye 86 milyon. Biz zannediyorum müşahede açısından baktığımızda bazen yanlış değerlendirmeler yapabiliyoruz. Mesela gençlik. 2010'lu yıllardan beri sosyal medya hayatımıza girdi. 'Eyvah gençliği kaybettik. Z kuşağı' gibi laflar söyledik. Risk var mı?

Var. '2 milyon, yeni 3 milyon seçmen geliyor, şu olacak, bu olacak, Dünya değişti, değişiyor eyvah' denildi. Ama geriye doğru 2010 bir kırılma noktasıydı ama 2014'ten sonra "lay lay lom" bir gençlik ortaya çıktı. Ancak eğitimine, yaptığı işe önem veren ve bunun için çabalayan bir gençlik de var. En güzel örneği ise TEKNOFEST. Yaklaşık 1,5 milyon genç oradaki yarışmalara katıldı aktif olarak. Bu ne demek? Demek ki bu kadar insan füze yapmakla, iha yapmakla, şiha yapmakla ne bileyim tıbbi alanda ya da tarımsal, sadece belli bir alanda değil çünkü o yarışmalar, tarımsal alanda şurada burada değişik çalışmalar yapıyor. Bir şey daha gördüm. 5-6 sene içerisinde kaç vilayet gezdiğimi hatırlamıyorum ama özellikle AK Partili belediyelerin olduğu yerde bazılarında 24 saat açık kütüphaneler olduğunu randevu alınarak gelinen her gidildiği saatte de dolu olan kütüphaneler gördüm.

'Barışın ilerleyeceğine dair ümitlerim fazla, ama yine de karşımızda, bence hayvandan aşağı yaratıkların yönettiği İsrail adlı bir ülke var.'

Öncelikle Gazze uzun zamandan beri ama özellikle son iki senedir hepimizin içini acıtan, hepimizi yani diyelim ki dualarımızı biraz daha artırdığımız, Fetih Suresi okumalarını biraz daha artırdığımız, belki oraya yardım gönderen kuruluşlara olan desteğimizi biraz daha artırdığımız, Sürekli aklımıza her geldiğinde dualar ettiğimiz bir yer. İki senedir dünyanın en büyük, en vahşi terörist yapılarından birisi orayı bombalıyor. Ve bu yapılırken bir sürü şeyler konuştuk, bir sürü şeyler söyledik, bağırdık, çağırdık ama bugün itibariyle Elhamdülillah bir iki gündür en azından o şiddet dönemleri falan sona ermiş gibi şu anda gelen haberler çok güzel. Arkadşaımın biri reklam arasında bir video göndermiş. Yani izlerken gözlerim doldu. Gazze'de kılınan Cuma Namazı yıkıntılar arasında, binaların içinde. insanlar huşu içinde Cuma kılıyor. Erkekler bir yerde, hanımlar bir başka yerde. Muhteşem bir görüntüydü bu. Şu anda Refah Kapısı'nda bekleyen binlerce yardım tırı vardı, girmeye başladılar. Yani her şey mükemmel mi? Hayır. Gazze'de iki senedir yaşanan ve zaten öteden beri yaşanmakta olan sıkıntılardan sonra gelinen aşamaya elhamdülillah. Barışın ilerleyeceğine dair ümitlerim fazla, ama yine de karşımızda, bence hayvandan aşağı yaratıkların yönettiği İsrail adlı bir ülke var. Kişi arkadaşını kendi gibi bilir. İsrail'i yönetenlere baktığımızda onların bizim gibi insanlar olduğunu, acımaları, merhametleri duyguları olduğunu düşünüyoruz, hayal ediyoruz ama hayır yanılıyoruz.

ÖNERİLEN VİDEO

Suriye'de iç savaşın yaraları sarılıyor

Kapat
Video yükleniyor...