Antalya’nın Kaş ilçesi Yeşilköy Mahallesi’nde geçtiğimiz Cumartesi günü ailesiyle düğüne giden 11 yaşındaki Hamza Sertel, arkadaşlarıyla oyun oynarken bir süre sonra yanına gittiği bir gence, ‘Ağabey ayağımı bir şey ısırdı’ dedi. Ailenin yakındaki sağlık ocağına götürdüğü çocuk, buradan ambulansla kaldırıldığı Kaş Devlet Hastanesinde yapılan tüm müdahaleye rağmen hayatını kaybetti. Sertel’in cansız bedeni kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Antalya Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Sertel’den alınan örneklerin Ankara Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığına gönderildiği ve çocuğun vücudunda yılan ısırığına benzeyen küçük izler olduğu ancak kesin ölüm nedeninin yapılacak detaylı incelemenin ardından belli olacağı öğrenildi.
"CİDDİ ŞİŞME VE AĞRI OLUYOR"
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Göksu, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye’de yaygın olarak ‘engerek’ türü zehirli yılanlar görüldüğünün altını çizen Prof. Dr. Göksu, Şanlıurfa’da küçük bir alanda kobra yılanlarına da rastlanıldığını söyledi. Zehirli yılanların ısırdıkları bölgede doku reaksiyonu oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Göksu, "Yılanlar ısırdıkları yerde ciddi şişme ve ağrı oluşturuyorlar. Pıhtılaşma sistemine hasar veriyorlar. Bu da kanama tablosu ortaya çıkartabiliyor. Yetişkinlerde tablo biraz daha yavaş seyirli olabilirken, çocuklarda biraz daha ölümcül olabiliyor. Bu hastalara antiserum tedavisi uyguluyoruz. Çocuklarda eşik daha düşük" dedi.
"DİŞ İZİ VARSA YILAN ISIRIĞI DİYE DÜŞÜNMEK LAZIM"
11 yaşındaki Hamza Sertel’in ölümünün kısa sürede meydana gelmesinin yılan ısırığına bağlı olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Erkan Göksu, "Bölgemizi düşündüğümüz zaman zehirli örümceklerden var. Onların da ölümcül olma ihtimali yok. Akrepler nadiren ölümcül oluyor. Bu kadar kısa sürede ölüm olduğu için yılan ısırığına bağlı olabilir. Otopside akrep sokması ile yılan ısırığının ayırt edilip edilemeyeceğinden emin değilim ama yine de önemli bilgiler verecektir. Diş izi varsa yılan ısırığı diye düşünmek gerekir. Yılan ısırdığı zaman yüzde 25’i kuru ısırıktır. Sadece ısırıyor. Zehrini zerk etmiyor. İnsanların sık yaptığı hatalardan biri yılanın ısırdığı yeri emmek. Bunun hiçbir faydası yok. Hayvanı yakalayıp hastaneye götürmeye çalışmak. İkinci ve üçüncü ısırıklar da bu esnada oluyor. Bundan uzak durmak gerekiyor. Hayvanı yakalamanın da bir faydası yok. Isırılan yeri kalp seviyesinin üzerinde tutmak, sağlık kuruluşuna mesafe çok uzak ise ısırılan yerin üzerine elastik bandaj uygulamak gerekiyor. Yılan tarafından ısırılan hastaların hızlıca sağlık kuruluşuna ulaşmaları lazım" diye konuştu.
"ÇOCUKLARDA AĞIR SEYREDİYOR"
Prof. Dr. Göksu, yılan ısırığının çocuklarda seyrinin daha ağır olabildiğinin altını çizerek, “Toksinler solunum yetmezliği tablosu oluşturabiliyor. Kan basıncı düşebiliyor, kalpte ritm bozukluğuna neden olabiliyor” dedi.
"TEHDİT ALGILAMADIKÇA ISIRMAZLAR"
Yeni tip korona virüs (Covid-19) nedeniyle insanların doğaya yöneldiğini işaret eden Prof. Dr. Göksu, “Hayvanlar tehdit algılamadıkları sürece saldırmazlar. İnsanların geldiğini fark edince kaçarlar. Başka seçenekleri olmazsa ısırırlar. Soğukkanlı hayvanlar, yazın hem onlar hem insanlar dışarıda. Olumsuz bir durumla karşılaştığımız zaman en kısa sürede sağlık kuruluşuna başvurmak önemli olacaktır” ifadelerine yer verdi.