19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Yusuf Kaplan: Yahudi ve İngilizler karşı karşıya savaşıyor

Betül Soysal Bozdoğan’ın sunumuyla TRT Türk ekranlarında yayınlanan Manşetten programına konuk olan Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, İsrail’in sivillere yönelik saldırılarını ‘soykırım’ olarak değerlendirdi.

31 Temmuz 2014 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Yusuf Kaplan: Yahudi ve İngilizler karşı karşıya savaşıyor

Filistinlilerin, 70 yıldır kimsenin yapmadığı şeyi yaptığını, İsrail’in köleleştirme politikasına direndiğini ifade eden Kaplan, “Filistinlilerin direnişi bir haysiyet mücadelesidir” dedi.   

Bölgede savaşan İngilizler ve Yahudilerin kan ve gözyaşından başka bir şey getirmediğini söyleyen Kaplan, bölgeye huzuru, barışı ve adaleti getirecek, İslam dünyasına çeki düzen verebilecek tek ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı.

ORTA VADEDE İSRAİL’İN HEDEFİ, TÜRKİYE’Yİ KUŞATMAKTIR

Betül Soysal Bozdoğan(B.S.B):  Bugün Gazze’de elektrik santrali vuruldu. İçme suyu kuyuları, hastaneler, okullar. . Katliam yaşanmaya devam ediyor. Basın kuruluşlarının binaları vurularak bir anlamda Gazze’nin sesi tamamen kesilmiş oldu. İsrail’in saldırılarının amacı nedir?

Yusuf Kaplan(Y.K): Son durum ortada ama son duruma bakarak asıl resmi göremeyiz. İsrail’in yaptığı şey soykırımdır. Daha önce de saldırıları oldu ama bu dereceye ulaşmamıştı. Özellikle kadın ve çocukların öldürülmesi, bir vahşet söz konusu.

Saldırının kısa, uzun vadede analizini yapmak lazım. İsrail, kısa vadede Gazze’yi boşaltmak istiyor.  Orta vadede İsrail’in hedefi, Türkiye’nin kuşatılmasıdır.

DÜNYA TARİHİNİ 2 BUÇUK AKTÖR YÖNETİYOR

B.S.B: Sosyal medyadaki paylaşımınızda “Aslında bölgede savaşan neoconlar ve İngiltere” dediniz.  Bunu biraz açabilir misiniz?

Y.K: Küresel sistem çöktü ve İngiltere bu düzeni yeniden dizayn ediyor.  2008 krizini İngilizler çıkardı. İki yüz yıldır dünya tarihini 2 buçuk aktör yönetiyor. Birincisi İngilizler, ikincisi Almanlar ve buçuktan kastettiğim de Yahudilerdir. Fakat 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Yahudiler Amerika’nın medyasını, teknolojisini, sanayisini ele geçirdiler. Dolayısıyla neoconlar dediğimiz aktörler Yahudilerin güdümünde veya çoğunu Yahudilerin oluşturduğu aktörlerdir.

Bölgede Yahudilerle İngilizler karşı karşıya savaşıyor. Son 2-3 yıla kadar bölgedeki kontrol Yahudilerin elindeydi. Yahudiler, Ortadoğu ve Arap dünyasını kontrol etti. Ama son yıllarda İngilizler bölgeye yeniden girdi.  Suudları kullanarak, selefileri devreye sokarak dolaylı olarak Mısır’ı çökerttiler. Mısır’dan sonra IŞİD’i devreye soktular ve Irak’a yerleştiler.  Bu girişimler Türkiye’nin önünün kesilmesi demek. Bölgenin ayağa kalkabilmesi için Türkiye’nin bölgeye çeki düzen verebilecek bir konuma gelmesi gerek.

İsrail, küresel sistemin tam göbeğinde. İsrail’den kastettiğim şey Yahudilerdir.  İsrail taşerondur aslında. Asıl Yahudiler İsrail’de değil New York’ta yaşıyor. Onlar dünyanın, Batı sermayesinin beynidir.

FİLİSTİNLİLER İNSANLIĞIN ONURU VE HAYSİYETİNİ KORUYOR

B.S.B: Hamas, kendisinin muhatap alınmadığı bir ateşkesi kabul etmedi. Filistin halkının duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Y.K: Filistinliler, insanlığın onuru ve haysiyetini koruyor. Filistinliler, 70 yıldır kimsenin yapmadığı şeyi yapıyor. İsrail, yıllardır Filistinlileri köleleştirmeye çalışıyor ama Filistinliler buna direniyor. Filistinlilerin direnişi bir haysiyet mücadelesidir.  

TÜRKİYE DÜŞERSE İSLAM DÜNYASI DÜŞER

B.S.B: İran dini lideri Hamaney, İslam Birliği’nin kurulması gerektiğini söyledi. Türkiye’de İslam birliği düşüncesini ilk dillendiren ve bunu projelendiren merhum başbakan Necmettin Erbakan D-8 Zirvesi’ni kurmuştu. Ama günümüzde İslam İşbirliği Teşkilatı’nın patikte bir işlevselliği yok.  Yaşadığımız koşullarda İslam Birliği projesi ütopik bir fikir mi?

Y.K: Erbakan’ın kurduğu D-8 projesi, Cumhuriyet tarihinin en büyük projesidir. Tayyip Erdoğan’ın bu projeyi bir şekilde ucundan, kıyısından uyguladığını görüyoruz.

Bölgeye huzuru, barışı, adaleti getiren ‘biz’iz. İngilizler, Fransızlar geldiler, bölgeyi kan gölüne çevirdiler.  Bölgeye çeki düzen verebilecek tek ülke Türkiye.

Türkiye, dünyanın neresine giderseniz gidin, mazlum halkların, Müslümanların tek umududur.  Güney Afrika’dan Malezya’ya kadar insanlar sadece Türkiye’den ümitli. İnsanlar İslam dünyasını sadece Türkiye’nin toparlayabileceğini düşünüyor. Türkiye düşerse İslam dünyası düşer.

Peki, Türkiye, İslam Dünyası’na,  bölgeye çekidüzen verebilir mi? Bunu bir iki örnekle açıklayayım. Balkanlara, Kafkaslara ve Ortadoğu’ya 5 yüz yıl biz hükmettik, hizmet ettik. Barış, adalet, hakkaniyet ve medeniyet getirdik. Bunu bize kazandırdığı şey şu: Müslüman olduğumuz zamandan bu yana tarihte başkalarının haklarına tecavüz etmeyen ve kendi haklarına ettirmeyen tek toplumuz.

Osmanlı bölgeden çekildikten sonra bölge kan ve gözyaşına boğuldu. Osmanlının durdurulmasıyla tarih de durdurulmuştur. Osmanlı durduruldu, dünyanın dengesi bozuldu. Biz Osmanlının misyonunu üstlenerek yeniden tarih yazabilecek bir yere doğru geleceğiz.

stargazete.com