20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Özge Tezcan: Kardeşler arası anlaşmazlığın önüne doğumdan önce geçmek mümkün

Özellikle küçük çocuklar için bir kardeşlerinin olması, başta anne ve babaları olmak üzere pek çok şeyi başka biriyle paylaşmak anlamına geliyor. Zaman zaman kıskançlığa, asabi davranışlara veya çocuğun kimi tutumlarının olumsuz yönde değişmesine neden olan bu durum, ebeveynleri endişelendiriyor. Uzmanlar, kilit noktanın iletişim olduğuna dikkat çekerken sosyal medya kullanan anne babaların yakından takip ettiği Özge Tezcan da kendi çocuklarıyla olan deneyimlerinden hareketle ailelere önerilerde bulundu. Tezcan, “Kardeşler arası anlaşmazlığın önüne geçmek doğumdan önce mümkün.” dedi.

30 Kasım 2020 Pazartesi 09:08 - Güncelleme:
Özge Tezcan: Kardeşler arası anlaşmazlığın önüne doğumdan önce geçmek mümkün

Uzmanların yeni kardeşleri olan çocukların sergilediği olumsuz davranışların altında daima değer görme ve sevilme ihtiyacına yönelik mesajlar yattığına dikkat çekiyor.

KARDEŞİ OYUN ARKADAŞI OLARAK KONUMLANDIRMAYIN

Kardeşler arası iletişimin henüz anne karnında başlatılabileceğini ve bunun büyük çocuğu kardeşe hazırlamada etkili olduğunu deneyimlediğini söyleyen Özge Tezcan, “Uzmanlar, aileye yeni bir birey katılığında eğer büyük çocuğun davranışlarında olumsuz değişimler gözleniyorsa çocuktur deyip geçmenin ve verilen tepkilerin zamanla düzelmesini beklemenin, uzun vadede aile içindeki ilişkilere zarar verebileceğini söylüyor. Bu noktada hamileliğin belli olduğu ilk günlerden itibaren ebeveynlerin çocuklarına anlayacakları şekilde bebeği, gelişim sürecini, kendisinin de bir zamanlar aynı süreçten geçtiğini anlatmaları gerekiyor. Süreci daha anlaşılır hale getirmek için kendi bebeklik fotoğraflarını göstermek, anne karnındaki kardeşine dokunmasını, onunla konuşmasını sağlamak veya çocuk kitaplarından yararlanmak da iyi bir yol olabiliyor. Burada önemli olan, büyük çocuğun kardeşten beklentisini doğru yönetebilmek için bebeği potansiyel bir oyun arkadaşı olarak konumlandırmamak, kendisinden farklı olmadığını anlatmak ve meraktan öte, sevgi bağı oluşturmak.” dedi.

BÜYÜK KARDEŞİ TÜM SÜRECE OLABİLDİĞİNCE DAHİL EDİN

Kardeşi olacağını öğrenen çocuklarda “artık eskisi kadar önemsenmeyeceğim” hissinin oluşabildiğine dikkat çeken Özge Tezcan, “Büyük çocuk, artık tüm sevginin ve ilginin yeni gelecek kardeşte olacağı fikrine kapılabiliyor. Biz ebeveynler ise durumun böyle olmadığını daha çok sözlü olarak ifade etmeye çalışıyor, onu ne kadar sevdiğimizi, bu sevginin hiç bitmeyeceğini ve ikisini de eşit seveceğimizi söylüyoruz. Ancak çocuk, bunları davranışlarda gördüğünde daha çok ikna oluyor. Bunun için bebekle ilgi tüm süreçlere olabildiğince büyük kardeşi de dahil etmek önemli. Bebek için biberon gibi bir eşya alınacağı zaman renk seçimini büyük çocuğa bırakmak, bebek odasını düzenlerken yerleştirmeye yardım etmesini istemek, doğum sonrası hastaneye ziyarete gelmesini sağlamak, evdeyken bebek bezi getirmesini rica etmek gibi ufak yardımlaşmalar başlatmak gibi pek çok adım, büyük çocuk için hayli kıymetli.” şeklinde konuştu.

KARDEŞTEN ÖNCEKİ RUTİNLERE DEVAM EDİN

Uzmanların yeni kardeşleri olan çocukların sergilediği olumsuz davranışların altında daima değer görme ve sevilme ihtiyacına yönelik mesajlar yattığına dikkat çektiğini hatırlatan Özge Tezcan, “Küçük kardeşin ebeveynlerinin yoğun ilgisine ihtiyaç duyduğu süreçlerde büyük çocuğun ilgi görmek için küçük çocuğu taklit ettiği görülebiliyor. Artık kullanmamasına rağmen sütünü biberondan içmek istemesi, yürümek yerine kucağa çıkmaya çalışması veya kardeşinin mama sandalyesi gibi onun yaşına uygun olmayan eşyaları kullanmak istemesi, bunun en yaygın örnekleri. Öte yandan kardeşi çimdikleme gibi zarar verme eğilimleri veya sırf anne babanın ilgisini çekmek için yaramazlık yapma gibi davranışlarlar da görülebiliyor. Tüm bunlar kardeşin, anne ve babanın ilgisini çaldığı hissinden kaynaklanıyor. Çocuğun bu ihmal edilmişlik hissini ortadan kaldırmak ise küçük kardeşin kendi başına gideremeyeceği ihtiyaçları olduğunu anlatmaktan, bunları giderirken büyük çocuğu da sürece katmaktan ve en önemlisi kardeşinden önce büyük çocuk ile baş başa yapılan oyun oynamak, kitap okumak veya film izlemek gibi rutinlere tıpkı eskiden olduğu gibi devam etmekten geçiyor.” ifadelerini kullandı.

KISKANÇLIĞI DEĞİL DOSTLUĞU BESLEDİĞİNİZDEN EMİN OLUN

Çocuklara kardeşleriyle iyi geçinmelerine yönelik nasihatler verirken zaman zaman ebeveynlerin hataya düştüğüne de değinen Özge Tezcan, “Kıskançlık doğal bir duygu elbette ama anne babalar bazen bu duyguyu perçinleyecek ve kardeş ilişkisini zedeleyebilecek davranışlar sergileyebiliyorlar istemeden. Bu da sürekli kavga eden çocuklar görebilmemize neden olabiliyor. Yapmamız gereken ise kendi davranışlarımızı sorgulamak. Örneğin, “Bak kardeşine nasıl uslu duruyor.” veya “Bak o ne güzel yapıyor.” gibi kıyas içeren cümleler, kıskançlığı yanlış bir rekabete dönüştürebiliyor. Bu noktada çocuklara haklarını ve sorumluluklarını öğretmek, bir şeyleri birlikte başarmak için bir araya gelmelerini sağlamak, başardıklarında ödüllendirmek, takdir etmek ve böylece paylaşmayı, birlik olabilmeyi göstermek gerekiyor. Yani anlık tepkiler vermeden olaylara her iki çocuğun gözünden bakabilmek ve kıskançlığı değil dostluğu beslediğimizden emin olmak gerekiyor.” diye ekledi.