8 Haziran 2025 Pazar / 12 ZilHicce 1446

Felsefe temelli politik duruş

NİLGÜN TOKER KILINÇ, POLİTİKA VE SORUMLULUK’TA İRADE, ÖZGÜRLÜK, AHLAK GİBİ DÜNYA FELSEFE TARİHİNDE GÜNÜMÜZE KADAR TARTIŞILMIŞ KONULARI BİR KEZ DAHA GÜNDEMİMİZE GETİRİYOR.

MUHAMMED EMRE YAPRAKLI11 Ocak 2013 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Felsefe temelli politik duruş

Derleme kitaplar bir birikimin açığa çıkması veya meyve vermesi olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda Nilgün Toker Kılınç’ın kaleme aldığı Politika ve Sorumluluk adlı kitap yazarın farklı zaman dilimlerinde farklı konularda yazmış olduğu makalelerin derlenip bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş. Yazar, Aristoteles, Kant, Marx, Aredent, Sartre ve Habermas gibi düşünürlerin kılavuzluğunda çıktığı yolda felsefi temelli olarak değişen paradigmaların çözümün yapıp okurun dikkatine sunuyor. ‘Politika’ ve ‘sorumluluk’ kavramlarının arasındaki kopmaz bağı çözümleyen Kılınç, irade, özgürlük, ahlak gibi dünya felsefe tarihinde günümüze kadar tartışılmış konuları da gündemine alıyor. 

ANTİ-MİLİTARİST BİR DEVLETİN ULUSU

Milliyet yalnızca bir coğrafyaya ait olma ile ilgili bir mesele olmadığı için milliyetin içini doldururken onu tek tipleşen bir zihnin unsuru ve ayrımcılığın küresel planda ulaştığı bir nokta olarak görmemiz doğru olacaktır. Emperyalizmin yaratmış olduğu ulus devlet, militarist bir ruhu içinde barındırır ki bazen bu ruh o bedene girmeyecektir. Günümüzde uluslar üstü bir savaş politikasına karşı çıkanların ‘vicdani ret’ ve ‘sivil itaatsizlik’ kavramları üzerinden yöntem geliştirmesini anlatan Kılınç, anti-militarizmin kısa bir tanımını şu şekilde yapıyor: “Anti-militarizm esasta kapitalizm ve emperyalizme karşı güçlü bir eleştiri aracılığıyla ortaya konulmuş olan ve güce dayalı egemenlik sisteminin reddi anlamına gelen bir harekettir. Başka bir deyişle anti-militarizmin anlamı, salt bir savaş ve şiddet karşılığında değil,bir tahakküm biçiminin eleştirilmesi ve reddedilmesinde bulunmalıdır.”Açıkça anti-militarizmi modern devletin tek potasında erimek istemeyenlerin oluşturduğu açıktır. Bir de Türkiye’de asıl anti-militarist olması gereken topluluğun sol toplumu olması gerektiğini savunan yazar solun faşizme ve emperyalizme karşı çıkıp militarizmle arasına mesafe koymayışını solun askerle dans etmesi olarak tanımlamış.

Modern düşüncenin karşısında farklı algılarla büyük bir düşünce sisteminin başında yer alan Marx’ın kendisine yabancılaşmış insan için yaptığı açıklamalar dikkat çekici. İnsanın özüne karşı vermiş olduğu savaş kendisini bir takım çıkmazlara sürüklüyor. Özgürlük ideali de akla Sartre’ı getiriyor ve Sartre insanlık adına konuşan bir bilinç olarak tanımlanıyor kodladığımız heybemizde. Politika ve Sorumluluk kitabında Nilgün Toker Kılınç’ın kaleme aldığı her konu tek başına kitap olacak çapta konuşulmaya, tartışılmaya değer. Ama bu alanda düşünmeye başlayanlar için Politika ve Sorumluluk konuya giriş kitabı olarak da düşünülebilir.

Politika ve Sorumluluk

Nilgün Toker Kılınç

Birikim Yayınları