19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Gotik malikâneden yükselen yeni bir kule

İki kez National Book Ödülü’ne layık görülen William Gaddis’in başyapıtlarından Amerikan Gotiği, tamamen tek bir mekânda geçiyor, ama mekân, öylesine kelimeler ve konularla donatılmış ki tüm bir dünyayı dolaşıyorsunuz.

ESMA YAPRAK14 Aralık 2018 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Gotik malikâneden yükselen yeni bir kule

Bir eve tüm dünyayı sığdırabilir misiniz? Bir eve tüm dünya politikalarını ya da insan ilişkilerini sığdırabilir misiniz? Everest Yayınlarının “Modern Klasikler” serisinden çıkan Amerikan Gotiği romanı gerçekten Yeni Dünya Düzenini 320 sayfaya sığdırmış.

20. yüzyıl edebiyatının en etkileyici isimlerinden biri olan William Gaddis bu eserinde, Amerika’ya özgü, dışı gösterişli ama içi kof ve kullanışsız bir eve dünyayı sığdırmış. Evin içinde tıkış tıkış duran eşyalar tüm bir dünya sahnesi gibi; toz içinde bir ev, kirli camlar, mektuplar ve gidip gelen telefonlar, beklenen haberler, kırılan biblolar… 

Ülkemizde çok tanınmayan ama Amerikan postmodernizminin öncülerinden olan Gaddis, çarpıcı bir üsluba sahip, sıradışı benzetmelerle romanın içinden bir saniye bile çıkmanıza izin vermiyor: “Paul ucuz bir yeni ayakkabıyabakar gibi Liz’i izledi, düzgün soluk almaya çalıştığını, kenarlarını hafif taşırdığı çizilmiş dudaklarını sıktığını gördü…” İki kez National Book Ödülü’ne layık görülen Gaddis’in başyapıtlarından Amerikan Gotiği, tamamen tek bir mekânda geçiyor, ama mekân, öylesine kelimeler ve konularla donatılmış ki tüm bir dünyayı dolaşıyorsunuz.

RÜYA ALTÜST

Kitabın arka yazısında belirtildiği gibi, “okuru kuru pasif gözlemci konumundan çıkartarak, başroldeki evin odalarında, yazarın çarpıcı ifade biçimlerinin ve sıradışı karakterlerinin arasında bizzat dolaşmaya zorluyor.” her detay göndermelerle dolu.

Tanıtım yazısında, “Gaddis, görkemli bir dinamizmle ve hiç vazgeçmediği ironisiyle kurguladığı diyaloglarla, sömürgecilik tarihinden, CIA ve misyonerlik ilişkisine uzanan geniş konu yelpazesini adeta bir virtüoz gibi işleyerek, Amerikan rüyasının altını üstüne getiriyor.” diyerek anlatılması, kitabı övmek için kurulmuş standart cümlelerden değil, roman çok daha fazlasını sunuyor aslında. 

İki büyük savaştan çıkıp ergenlik çağını bitirip yetişkinliğe doğru adım atan Amerika’nın filiz vermeye başladığı bir döneme doğmuş William Gaddis. Kentsel devletin yerleşmeye başladığı, teknolojinin hızla ilerlediği günlerde, 1922 yılında New York City’de dünyaya gelmiş yazar. 

Çocukluğunda gerçekleşen Ekim 1929 bunalımı ülkenin tüm değerlerini alt üst etmiş, ülkedeki güven duygusu zayıflamış, fabrikalar kapatılmış, bankalar iflas etmiş, ticarethaneler çalışmalarına son vermiş, çiftçilerin de üretimi düşmüştü. 1932 yılında her dört Amerikalıdan biri işsizdi, Gaddis ister istemez politize olacağı bir ortamda büyüdü. 

JR ve A Frolic of His Own adlı eserleriyle iki kere “National Book Ödülü”nü alan yazar Harvard Üniversitesindeki eğitimini politik nedenlerle bitiremedi. Ancak dönemin nabzını tutan, röportaj, yorumlar ve eleştirlerle Amerika’nın sesi haline gelen, şiir ve edebiyatı da bünyesinde barındıran New Yorker dergisinde çalıştı.

Amerikan Gotiği romanının kurgusu son derece sade görünmesine karşın bilgi, eleştiri, hiciv ve tarihle öylesine harmanlanmış ki ne Liz’in kırılganlığından dem vurmak, ne savaş gazisi Paul’ün faaliyetlerinden bahsetmek yeterli kalacak. Onun için olsa gerek New York Times Book Review değerlendirme yazısında, “Romanda aykırı bir dönüm noktası. Gaddis’in Amerikan edebiyatına inşa ettiği gösterişli, dâhice ve cüretkâr Gotik malikâneden yükselen yeni bir kule.” cümleleriyle anlatıyor kitabı.

YA DELİ YA APTAL

Gaddis, okurunu bir saniyeliğine bile yalnız bırakmaz. Düşündürür, meraka sevk eder, eşsiz betimlemeleri, yakın tarih irdelemeleri zihni doldurur, zekayı zorlar. Gaddis, dünya politikalarını şekillendiren Amerika’nın gizli ya da örtülü bütün faaliyetlerini, incelikle, yormadan, sıkmadan, şaşırtıcı bir merakla okura sunuyor. Ve sürekli sarsarak dünyayı sorgulamamızı istiyor. “Neden olmasın! Elleri boş, bir adım geri çekildi adam, ellerini havaya savurdu –lanet olası her şey parçalanıyor, bir tarafta delilik ve diğer tarafta aptallık? Burada öylece oturup ikisinin arasında ezilmek mi istiyorsunuz? Yok...”

Elinizde ne varsa kenara koyun, bu kitap sizi tamamen kendisine bağlayacak.