Görkem Yeltan’ı yıllardır sinema filmlerinden, tiyatro sahnelerinden, televizyon ekranlarından tanıyoruz. Sanatçı kimliğinin yanı sıra yıllar önce yazarlığa da adım atan ve kaleme aldığı çocuk kitaplarıyla miniklerin kütüphanelerinde de kendine yer edinen Yeltan ile tembel bir solucanın hikayesini anlattığı Hımbıl Beyaz adlı kitabını konuştuk.
Hımbıl Beyaz’ı yazarken nelerden yola çıktınız?
Tembelliğine mazeret olarak, ayakları olmamasını öne süren bir solucan geldi gözümün önüne. Onun ayaklara olan o muhteşem hayranlığıyla ve isteğiyle yola çıkıp, bir kırkayakla karşılaşmasından çok matrak sonuçlar çıkacağını düşündüm. Böyle çıktı solucan Hımbıl Beyaz’ın yolculuğu. Bazen aklıma bir hikaye gelir, o hikayeyi geliştirmeye, içini doldurmaya çalışırım. Bazen alt hikayeleri birleştirerek bir çatı oluşturma gayretinde olurum. Hepsinde karakterlerim ve tiplerim yardımcı olurlar bana. Bu hikayenin yeri bende biraz farklı bu anlamda. Burada önce aklıma Hımbıl Beyaz adını verdiğim solucanım geldi.
Kitabı yazma süreci nasıl geçti peki?
Tuhaf bir süreçti elbette. Solucan olduğumu hayal ettim sık sık çünkü her şeyden önce hikayeyi onun ağzından anlatıyordum. Tembel bir solucan… Farklı olmanın güzellikleriyle tanıştım onun sayesinde. Komik değil mi? Hikayeyi yazıp da anlatmaya başlayınca her şey çok saçma oluyor. Pek olağan bir iş olmadığını kabul ediyorum bu sözlerime bakınca çocuk kitabı yazmanın. Tembel ama hemen heyecanlanabilecek biri olduğumu düşledim. Kırkayak olduğumu hayal ettim sonra. Sinirli, hiçbir şeye tahammülü olmayan bir kırkayak. Onun farklılığını da çok sevdim. Karşısında ondakilerden sadece birine sahip olabilmek için her şeyini verebilecek bir çocuk var. Ona hayran ama siniri, hoşa gidilmesinin keyfine varmasına bile müsade etmiyor. İkisine de hak verdim yer yer. İkisini konuştururken hem onun yerine geçip diğerini dinledim hem de diğerinin yerine geçip ötekini. Bu oyunu oynarken öteki olanın neler hissettiğini merak ettim çoğunlukla. Hayata benim tam tersim bir yerden baktıklarını bildiğimden ikisini de çok sevdim
Çocuk kitabı kaleme almak genellikle eğlenceli bir süreç midir sizin için?
Eğlenceli tabii. Olmayan bir şeyi siz koyuyorsunuz ortaya. Uyduruyorsunuz… Öyle biri yok ama artık var. Bu hem çok büyük heyecan veriyor insana hem de eğlendiriyor. Uydurukçuların dünyasında kim eğlenmemiş ki bugüne kadar? Ama elbette her işte olduğu gibi bu işte de başka dünyalar, başka duygular da var. Bazen de üzüyor, sıkıyor, yoruyor, başka hiçbir şeyi düşündürmeyecek kadar hayatınızı ele geçirdiği zamanlar da oluyor. Hayatta ne oluyorsa orada da benzer bir şeyler kapınızı çalıyor. İyi zamanlar da kötü zamanlar da. Öte yandan kötü zamanlarını bile gerçek dünyaya tercih edeceğimi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Kitapta Hımbıl Beyaz ile annesinin diyaloglarında, annesinin iyimser öğütleri dikkat çekiyor…
Annenin durumu biraz karışık esasında. Ben emin değilim kötüyü örnek gösterdiğine… Annelerin, babaların bildiklerinin ve düşündüklerinin çocuklara uyup uymadığından da emin değilim.
SADECE HİKAYEMİ PAYLAŞTIM
Hımbıl Beyaz’ın davranışları, karakteriyle günümüz çocuklarını kıyaslayacak olursak neler söylersiniz?
Herkes biriciktir. Benim kafamda ne günümüz çocukları diye bir kavram var ne de Hımbıl Beyaz’ın davranışlarını onun karakteri olarak nitelendirebilirim. Hayatının bir döneminde, enteresan bir yolculuk yaşıyor Hımbıl Beyaz. Onun yarın ne diyeceğini ne düşüneceğini bilmiyoruz ki… Dolayısıyla kimseyi kimseyle kıyaslamak, birini önyargılarımızla bir kalıba oturtmak doğru olmaz.
Çocuk kitaplarında genellikle kedi, köpek, tavşan gibi hayvanlarla hikayeler anlatılmasına alışmışız. Sizin kitabınızda ise solucan ve kırkayak başrolde. Bu canlıları seçmenizin nedeni ne?
Dünya çocuk edebiyatında öyle hayvanlar, öyle olmayan muhteşem şeyler var ki… Ben solucanı ve kırkayağı seçtim bu hikaye için. Neden seçtim? Onları gördüm çünkü. Bu oyuncular için bir film yazmak istedim de diyebiliriz sanırım.
Kitaplarınızda miniklere mesaj verme kaygısı duyar mısınız?
Hiçbir kaygım yoktur benim. Hikaye anlatmak, hikayemi paylaşmak isterim sadece. Başka bir şey değil. Mesajları başkaları versin, ben hayatı güzelleştiren işlerle uğraşmayı seviyorum.
Kitabınızdaki görseller de dikkat çekiyor. Mehmet Güreli resimlemiş. Çocuk kitaplarında görsele ne kadar önem verirsiniz?
Görsel hikayemin baş tacıdır. Görseli yaratan Mehmet Güreli ise hikayemin şeref konuğudur.
KUTU
Çocuk edebiyatı geliştikçe mutlu oluyorum
Türkiye’de çocuk edebiyatının durumuyla ilgili neler söylersiniz?
Gelişiyor. Bu da beni çok mutlu ediyor. Henüz olması gereken bir noktada değiliz ama bu nokta en azından çocuk filmi, çocuk oyunları alanlarındaki kadar geri de değil. Benim her alanda çocukla ilgili gelişeceğimize, çocuğa birey olarak bakabileceğimize, çocukların haklarına saygı göstereceğimize dair umudum var.
Çocuklara kitapları sevdirmek için neler yapılmalı peki?
Kimseye bir şeyi sevdiremeyiz. Tanıştırırız, aracı oluruz o kadar. Gerisi onlara kalmış. Belki bizim kitap okumamız iyi bir tanıştırma biçimi olabilir diye düşünüyorum.
Önümüzdeki dönemlerde yeni projeleriniz var mı?
Yeni kitabım çıkacak. İsmi Bez Ayakkabılılar. Bu yaz Brüksel’de yazdım Bez Ayakkabılılar’ı. Şu anda benim için onun basıldığını görmek en büyük heyecan olacak. Çalıştığım yeni bir hikayem de var.
BÜLTENLER
Okulun çılgın günleri
Ortaokul öğrencileri, okulda günleriniz sıkıcı mı geçiyor? Bu çılgın roman tam size göre! Ortaokul yılları hepimiz için kimi zaman sıkıcı, kimi zamansa eğlenceli geçmiştir. Rafe’nin ortaokul macerası ise tümüyle sıra dışı. Rafe’nin heyecan getirmeye çalıştığı okul hayatı kimi kuralları yıkmak istemesiyle tamamen değişir. Üstelik okulda baş etmesi gereken öğretmenler, zorba çocuklar ve görünmez arkadaşları vardır. Ünlü yazar James Patterson, çocuklara onların dilinden sesleniyor ve onları Altın Kitaplar’dan çıkan Ortaokul Hayatımın En Kötü Yılları adlı kitapla buluşturuyor.
Minik pandanın maceraları
Bütün gün oturup bambu yemek hiç ona göre değil. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Harika Hayvanlar serisinden Haylaz Panda kitabını yayınladı. Yavru panda Ping hareketli maceralar yaşamak istiyor. Bu yüzden şanslı bir pandanın dünyayı gezme fırsatına sahip olacağını öğrenince heyecandan yerinde duramıyor. Ping seçilmeye çalışırken başından birçok komik olay geçiyor. Ödüllü İngiliz yazar Jamie Rix’in kaleme aldığı, illüstratör Sam Hearn’ün resimlediği ve Fügen Yavuz’un Türkçeleştirdiği Haylaz Panda kitabı 8-12 yaş aralığındaki minikler için ideal.
Pudra, rengini arıyor
Resimlediği çocuk kitaplarıyla her yaştan okuru büyüleyen ve 2006 yılında 5 Çocuk 5 İstanbul adlı kitabıyla illüstrasyon dalında Uluslararası Çocuk Kitapları Kurulu Onur Listesi’ne seçilen illustrator ve yazar Betül sayın yeni kitabıyla karşımızda: Rengini Arayan Pudra. Günışığı Kitaplığı’ndan çıkan ve 3-8 yaş aralığındaki çocuklara uygun olan kitapta yazar, beyaz bir yarasanın fiziksel farklılığından dolayı kendini yalnız hissetmesini ve sorun olarak gördüğü beyazlığına care arayışını konu ediniyor.