Bakan Şimşek, bunun da ötesinde KOBİ'lerin ekonomideki durumlarını daha da düzeltmek için yaptıkları çok iş olduğunu vurgulayarak, geçmişte KOBİ'ler üzerindeki vergi yükünü ciddi şekilde aşağı çektiklerini ifade etti. Sadece bununla da yetinmediklerini aktaran Şimşek, şu an Meclis'te olan Gelir Vergisi Kanun Tasarısı ile de KOBİ'lere önemli avantajlar sağlandığını bildirdi. Bu tasarıya göre, ilk kez işini kuran 29 yaşına kadar ki gençlerin, ilk 3 yılda asgari ücrete kadar elde edecekleri gelirin vergiden istisna tutulduğunu belirterek, bunun çok önemli bir adım olduğunu kaydetti. Söz konusu tasarının, tarım sektörüne ilişkin de önemli avantajlar getirdiğini anlatan Şimşek, "Bunun dışında biz geçmiş dönemde vergi yükünü ciddi oranda düşürdük. Kurumlar Vergisi'ni, Gelir Vergisi'ni düşürdük ve bu sayede bir KOBİ veya bir şirketimiz, 100 liralık bir kar elde ettiğinde ve bu karı dağıttığında eskiden yüzde 65 vergi veriyordu, biz bunu yüzde 34'e kadar indirdik. Tabi ki istihdam üzerindeki yükleri de indirdik. Bundan 10 yıl önce ortalama ücret üzerindeki vergi ve prim yükü yüzde 42,5'tu, şimdi bunu yüzde 37'ye kadar indirdik. Bu yüksek hala ama imkanlar olursa bu daha da düşürülebilir" şeklinde konuştu.
"Çok ciddi düzenlemeler yaptık"
Geçmişte hükümetlerinin çok ciddi düzenlemeler yaptığına dikkati çeken Şimşek, amaçlarının, ülkedeki katma değeri yükseltmek ve ülkeyi daha ilerilere götürmek olduğunu ifade etti. Şimşek, h?ükümetleri döneminde özel sektör yatırımlarının, daha önceki dönemlere göre çok yüksek oranda arttığını dile getirerek, özel sektörün önünü açtıklarını ve bunun sayesinde ülkede katma değerin, ihracatın arttığını ve ekonominin büyüdüğünü kaydetti. Ekonominin nereden nereye geldiğinin belli olduğunu belirten Şimşek, şöyle konuştu: "1990 yılında milli gelir 198 milyar dolar. 2000 yıllarının başına geliyorsunuz, hala 200 milyar dolar. Yani 10 yıl yerinde saymış ama 2012'ye bakıyorsunuz, bu rakam neredeyse 800 milyar dolara ulaşmış. Şimdi, 'Efendim bunda doların değerlenmesinin katkısı var.' Tabii ki var ama doların değerlenmesini mümkün kılan, bunu idare edebilen bir verimlilik alt yapısı yoksa, yani ekonomide bir verimlilik artışı yoksa bunu idame etmek mümkün değildir. Burada önemli olan verimlilik, istihdam artışıdır. Biz son 5 yıl içinde ekonomimizde yaklaşık 5 milyon vatandaşımıza da iş bulmuşuz. Bu reel bir göstergedir. Bu, ekonominin son 60 yıldaki en büyük küresel krizin yaşandığı dönemde kat ettiği mesafeyi göstermesi açısından çok önemlidir. 5 milyon istihdam, hafife alınacak bir konu değildir. Neden? Çünkü aynı dönemde AB'deki 27 ülkenin tamamında 1 tane dahi ilave istihdam yaratılamamıştır. Bu önemli bir konu." - "KOBİ'lerin en büyük sorunu kayıtdışılık" KOBİ'lerin en büyük sorununun kayıtdışılık olduğuna işaret eden Şimşek, kayıtdışılığın hem KOBİ'lere hem de ekonomiye ciddi zarar verdiğini söyledi. Bakan Şimşek, yükleri mümkün olduğunca aşağı çektiklerini belirterek, "Artık kayıtdışında kalmanın, eskiden olduğu gibi bir vergi boyutuyla bahanesi giderek ortadan kalkmıştır. Kayıtdışı kalmak, bütün defterlerin, belgelerin güvenilirliğini azaltıyor" dedi. Son dönemde şeffaflaşma ve kayıtdışılığı azaltma için atılan adımlara KOBİ'lerin de katkı vermesi halinde hem kendi ölçeklerinin büyüyeceğini hem de Türkiye'nin daha verimli, inovatif bir çerçevede büyümesinin önünü açacaklarını belirten Şimşek, kayıtdışılık konusunda tabi ki daha atılacak adımlar olduğunu ifade etti.
"DMO, KOBİ'lerle devlet arasında yeni bir köprü olacak"
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Rixos Otel'de düzenlenen Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) ile Devlet Malzeme Ofisi (DMO) arasındaki işbirliği imza töreninde yaptığı konuşmada, protokolle KOBİ'lerin kamu alımlarındaki payını daha da arttıracak bir adımın atıldığını ifade etti. KOSGEB'İN, DMO tarafından yapılacak alımlara yönelik bütün ihale ilanlarını KOBİ'lere ulaştıracağını bildiren Ergün, DMO'nun, KOBİ'lerle devlet arasında yeni bir köprü olacağını söyledi. Türkiye'nin hedeflerine ulaşabilmesi için dinamik, rekabet gücü yüksek bir özel sektöre ihtiyacı olduğuna dikkati çeken Ergün, bu kapsamda üretim ve ihracat kapasitesini arttırmak için çaba gösterdiklerini belirtti. Daha fazla üretmenin yanısıra, daha nitelikli ve katma değeri yüksek ileri teknoloji ürünler üretmeye de yöneldiklerini kaydeden Ergün, "Sanayi strateji belgemizde ve KOBİ strateji belgelerinde üzerinde en fazla durduğumuz konu da bu oldu. KOSGEB'in destek programlarını da buna göre revize ettik. Ar-Ge, inovasyon destekleri ön plana çıktı" diye konuştu.
-"Üretim kadar tüketim de önemli"
Üretime verilen önem kadar tüketime de önem verilmesi gerektiğini, bu çerçevede de iç pazarı daha iyi kullanmaları gerektiğini ifade eden Ergün, şöyle devam etti: "Bugün dünya devi dediğimiz birçok firma, aslında bu başarıları yakalarken bunları kendi iç pazarındaki başarıların üzerine bina etmiştir. Bunu yaparken kesinlikle ekonominin gerçeklerine aykırı adımlar atarak yapamazsınız. Kamu alımlarında KOBİ'ler desteklensin... Peki, "Kobi olsun da ne olursa olsun" diye mi düşüneceğiz? Yok, öyle düşünmeyeceğiz. Onlara yol da göstermemiz lazım, ne üreteceksin, kalitesi ne olacak? Biz KOBİ'leri destekliyoruz ama niteliklerinin artmasını da destekliyoruz. Çünkü, dünyayla ancak böyle rekabet edebiliriz. O nedenle, DMO, bu protokol çerçevesinde çok önemli yönlendirici faaliyetleri gerçekleştirecektir. Burada duygusal davranamayız. Ekonominin gerçekleriyle hareket edeceğiz. KOBİ'lerin menfaatine olan da budur." - "Yerli ürünü tercih edin" Yapılan alım ihalelerinde yerli ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini değerlendirmesinde bulunan Bakan Ergün, "Kamudaki tüketiciler birbirine yakın kalite ve fiyata ulaştıklarında, Türkiye'deki üretilen ürünü tercih etsinler. Bunu herkese söylüyoruz. Kalitesiz ve yüksek fiyatlı ürünü yerli diye alın demiyoruz ama fiyatta ve kalitede birbirine yakın noktaya ulaştığınız zaman yerli olanı tercih edin. Bu konuda geliştireceğimiz bilinç bir taraftan ithalatı azaltacak, ihracat için de daha güçlü KOBİ'ler oluşmasına imkan sağlayacak. Böyle bir uygulama, teşviklerden daha verimli bir uygulamalıdır" diye konuştu. Kamu sektöründeki alıcılar ile ürün tedarikçilerini zaman zaman bir araya getirdiklerini belirten Ergün, bu sayede alıcı ve satıcıların birbirlerini tanıma fırsatı bulduğunu, böylece yeni pazarlar ortaya çıktığını ifade etti. Kamu alanında yerliliği, yeniliği ve teknoloji transferini destekleyici kararlar aldıklarını hatırlatan Bakan Ergün, "Kamu İhale Kanunu'ndaki yerli ürün lehine yüzde 15 fiyat avantajı 'istersen yapabilirsin' gibi bir ihtiyari duruma işaret ediyor. Ama baktık ki bu istersen yapabilirsin ile olmuyor, bunu 'yap'a dönüştürmek gerekiyor. Kamu İhale Kanunu'ndaki yapılan bir değişiklikle, kalitede aynı nokta yakalandığı zaman yerli ürün, hizmetlerde yerli istekli lehine yüzde 15 pahalı bile olsa bunu satın alma gibi bir yükümlülüğü de getirmiş oluyoruz. Bu, sadece kişinin arzusuna bırakılacak birşey değil" değerlendirmesinde bulundu. Bazı kamu ihalelerinde "doğrudan doğruya adres tarifi"nin yapıldığını gördüklerine dikkati çeken Ergün, bu gibi durumların yaşanmaması için gerekli düzenlemeleri de yakın bir zamanda getireceklerini ifade etti. - "Güçlü ekonomi için KOBİ politikaları son derece önemli" Güçlü ekonomi oluşturmak için KOBİ politikalarının son derece önemli olduğuna işaret eden Ergün, eskiden KOBİ'lere verilen desteğin sadece para anlamına geldiğini ancak şimdiki destek politikalarında maddi desteğin yanısıra yönlendirici politikaların da uygulandığını belirtti. KOSGEB'in veri tabanına kayıtlı şirket sayısının her geçen gün arttığını kaydeden Ergün, "KOSGEB in veri tabanına bağlı 10 yıl evvel sadece 4 bin işletme vardı. 10 yılda 750 bin işletmeye çıktı ve KOSGEB'in yönlendirmesiyle muhatap haline geldi" değerlendirmesinde bulundu.
"Ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi de ancak KOBİ'lerimiz ile mümkün olacaktır"
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Başkanı Mustafa Kaplan,Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler'in (KOBİ) ekonomik ve sosyal kalkınmanın en önemli unsurlarından biri olduğunu belirterek, imzalanan protokolle bu işletmelerin kamu alımlarındaki payının arttırılmasını ve DMO tedarikçisi olabilmelerine yönelik yeni yöntemler geliştirilmesini hedeflediklerini ifade etti. Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesinin ancak KOBİ'lerle mümkün olduğunu vurgulayan Kaplan, uyguladıkları programlarla bir taraftan mevcut KOBİ'lerin geliştirilmesine, diğer taraftan ise daha rekabetçi KOBİ'lerin kurulmasına destek olduklarını söyledi. KOBİ'lerde proje yapabilme yeteneklerinin geliştirilmesini, Ar-Ge, inovasyon faaliyetlerinin ve işbirliği kültürünün yaygınlaştırılmasını hedeflediklerini belirten Kaplan, nitelikli fikri olan girişimci adaylarına eğitim vererek iş kurmalarına destek sağladıklarını ifade etti. Türkiye'de olduğu gibi diğer ülkelerde de kamu alımlarında yerli üreticinin korunmasına yönelik birçok uygulama bulunduğunu dile getiren Kaplan, şunları kaydetti: "ABD'de 3 bin doların üzerindeki tüm kamu alımlarında ve kamunun finanse ettiği tüm alanlarda yüzde 50 ile yüzde 100'e varan oranlarda yerli hammadde ve işçilik kullanılması yasaya bağlanmış durumdadır. Avrupa Birliği de Küçük İşletmeler Yasası ile KOBİ'lerin kamu alımlarına iştirakinin kolaylaştırılması ve devlet yardımı imkanlarının KOBİ'ler tarafından daha iyi kullanılmasını hedeflemektedir. Ülkemizde de AB Küçük İşletmeler Yasası prensipleri 2011 yılında yayımlanan Başbakanlık Genelgesi ile kamu kurumlarınca dikkate alınması amacıyla duyurulmuştur." -KOBİ kataloğu DMO Genel Müdürü Metin Akdamar da mevcut katalog sisteminden farklı olarak, özellikle mikro işletmelere ilişkin çeşitli avantajlar sağlayan yeni bir KOBİ kataloğu oluşturduklarını bildirdi. Yeni katalog sisteminin yerel firmaları idari kapasite ve satış imkanları açısından destekleyeceğini kaydeden Akdamar, "KOBİ'lerin sisteme daha güçlü entegre edilmesiyle, DMO tedarik sisteminin daha rekabetçi bir yapıya kavuşacağına, mal ve hizmet çeşitliliğinin artacağına inanıyoruz" diye konuştu. DMO'nun toplam cirosunun yıllık 1,7 milyar lira olduğunu hatırlatan Akdamar, satışlarının kamu alımlarında yaklaşık yüzde 15 paya sahip olduğunu ifade etti. Daha sonra, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, KOSGEB Başkanı Kaplan ve DMO Genel Müdürü Akdamar sözkonusu işbirliği protokolünü imzaladı.