Yeşim Ustaoğlu’nun beklenen filmi Araf, bugünlerde Adana Film Festivali’nde yarışıyor. Film, Venedik’te “Mostra Internazionale d'Arte Cinematografice Orizzonti (Ufuklar)” resmi yarışma bölümüne katılmıştı. Neslihan Atagül, Barış Hacıhan, Özcan Deniz, Nihal Yalçın’ın başrollerini paylaştığı Araf, Türkiye, Fransa, Almanya ortak yapımı. Bir otobandaki dinlenme tesislerinde çalışan iki gencin Zehra ve Olgun’un hayalleri, umutları, arada kalmışlıkları ve çaresizliklerine odaklanan film, geçen aylarda çokça tartışılan kürtaj meselesine de kamerasını doğrultuyor. Daha önceki filmlerinde alışık olmadığımız ölçüde doğrudan bir anlatımla kürtajın nasıl bir durum olduğunu seyirciye gösteren Ustaoğlu, kürtajla ya da dünyaya getirdikten sonra çocuğundan vazgeçmenin bir kadını nasıl altüst edebileceğini de gözler önüne seriyor. Taraf tutmuyor ama seçim ne olursa olsun yaşanan acının ne kadar derin olacağına işaret ediyor Ustaoğlu.
Bütün vahşiliğiyle kürtaj gerçeği...
Zehra ve Olgun’un yaşadığı küçük şehirde hayatlar hep birbirine benziyor ve birbirinin tekrarı gibi. Bu yüzden Zehra da Olgun da arafta kaldıkları bu yerden gitmek istiyorlar. Zehra gidebilmek için bir ortak arkadaşının tanıştırdığı kamyon şoförüne tutunabileceğini düşünüyor. Olgun ise videoya aldığı çılgınlıklarını bir tür kurtarıcı gibi gördüğü televizyon yapımcısı Acun Ilıcalı’ya gönderip ekrana çıkarak kaçabileceğini düşünüyor bu sarmaldan. Ancak hayat hiç de hayal ettikleri gibi gitmiyor. Zehra en yakın arkadaşı Derya’nın kaderini yaşıyor bir anlamda. Sevdiği adam onu da yarı yolda bırakıyor, üstelik karnındaki bebeğiyle. Derya bebeğini doğum yaptıktan sonra bir başkasına vermek zorunda kaldığını ve bunun nasıl bir acı olduğunu anlatıyor Zehra’ya. Genç kız başta kürtaj olmak istemese de tek kurtuluş yolu olduğunu düşünerek önce illegal yollarla aldırmak istiyor bebeğini. Ancak geç kaldığı için ebe kürtaja yanaşmıyor. Bu kez Zehra, kendi kendine hayatını sonlandırmak istiyor bebeğin. İşte o noktada Yeşim Ustaoğlu sembolik anlatımları, metaforları bir yana bırakıp kürtajın bütün vahşiliğini olduğu gibi yansıtıyor perdeye. Arafta kalan iki genç finalde kurtulmak istedikleri bu sarmalın tam orta yerinde yeniden bir araya geliyorlar. Döngü kaldığı yerden devam ediyor. Küçük insanların kaderi değişmiyor. En fazla bir kanalın gündüz kuşağındaki reality şov programına kısa bir haber oluyorlar.