26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

'‘Beş yaşındaki çocuk da yapar’ demesi kadar kolay değil'

Güncel sanat üzerine yazan isimlerden Samed Karagöz’e göre çağdaş sanatı anlamak için dünyada olup bitenleri iyi kavramak gerekiyor. ‘Bunu 5 yaşındaki çocuk da yapar’ demekle olmuyor...

BEDİR ACAR26 Mart 2019 Salı 07:00 - Güncelleme:
'‘Beş yaşındaki çocuk da yapar’ demesi kadar kolay değil'

TRT World’deki Showcase programının yapımcısı ve Milliyet gazetesi yazarlarından Samed Karagöz, çağdaş sanat üzerine yazdığı yazıları bir kitapta topladı. Profil Kitap’tan çıkan ‘Kamçatka’ adlı kitap, çağdaş sanat üzerine düşünen, tartışan, öte yandan gelenekli sanatlar meselesine dikkat çeken yazılardan oluşuyor. Karagöz ile yeni kitabı Kamçatka’yı konuştuk. 

Türkiye, çağdaş sanat evreninin neresinde bugün itibariyle?  

Maalesef pek bir yerinde değil. Daha çok kendi çalıp kendi oynuyor kıvamında. Edirne’nin ötesinde bilinen çok az sanatçımız var. 

ANLAMAK ZOR DEĞİL

Kitapta “Sanatı anlamaya ve anlatmaya dair çabalarımın tam anlaşılamadığını düşünüyorum” diyorsun. Genelde sanatçılar yakınır (dı) anlaşılamamaktan..  Kavranması zor bir alan mıdır çağdaş sanat?

Çağdaş sanat esas itibarıyle bence anlaşılması zor bir alan değil. Yeter ki muhatap olan anlamaya çalışsın. Çağdaş sanat adından da belli olduğu üzere günümüzde yaşanan olaylara, sıkıntılara, politik durumlara fazlasıyla yer veriyor. Eğer bu olaylara hakimseniz anlamak da kolay oluyor. Ama genel olarak yaklaşım “Bunu ben de yaparım” “Bunu 5 yaşındaki çocuk da yapar” yaklaşımı olunca bu sanatı anlamak doğal olarak zor oluyor. 

Benim serzenişim ise daha çok “bizim kesimin” sanatı anlamaya yönelik çabasının az olmasıyla alakalı. 

Çağdaş sanat tarif edilebililir, anlaşılabilir, sınırları belirli bir kavram mıdır zaten? 

Sizin de dediğiniz gibi çağdaş sanatın sınırları belirli değil. En azından nerede başladığı tam olarak belli değil. Sanat tarihi boyunca, ki sanat tarihi dediğimiz disiplin de nispeten çok yeni, bu tarz muğlaklıklar hep varolmuştur. Daha önce sanat tasvir ağırlıklıydı, çağdaş sanat söz konusu olduğunda ise temsil ağırlıklı diyebiliriz kısaca. 

Uzak mı yakın mı?

Kitabın adı neden Kamçatka?  

Dünyada üzerinde insanların yaşadığı en “doğu” Rusya’nın Kamçatka Yarımadası. En “doğu”da ama aynı zamanda “batı”ya da en yakın nokta burası. “Doğu”da sandıklarımız “batı”da, “batı”da sandıklarımız da “doğu”da olabilir. Bunu vurgulamak istedim.

‘İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır’

Türk sanatında gelenekçilerlerle çağdaşlar birbirlerine ne kadar uzak, ne kadar yakın?

Türkiye’de gelenekçiler ve çağdaş sanatla ilgilenen sanatçılar zaten daha uzağa gidemezler. İsmet Özel’in de bir şiirinde dediği gibi “insanlar/ hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır”. Sanat dünyası da öyle. Batı’da çağdaş sanat gökten zembille inmedi, önceki kuşaklardan  etkilendi ve bugüne ulaştı. Örneğin Salvador Dali’nin Royal Heart isimli eseri var olduğu için Damien Hirst’ün For the Love of God isimli eseri de varolabiliyor. 

Bizde ise Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren başlayan Batılılaşma, Cumhuriyet döneminde geçmişi yok saymaya, eskinin kötü gösterilmesine evrilince işler çığrından çıkıyor ve gelenekten kopuk, suni bir sanat macerasına başlıyoruz. Eskiye dönelim demiyorum ama gelenekten ilhamla yeni eserler ortaya koymak gerekir. Son 10 yılda bu açıdan atılan adımlar daha görünür hale geldi. Ama bu demek değil ki daha öncesinde gelenekle günümüzü buluşturan sanatçılar yoktu. Vardılar ve hâlâ varlar ama maalesef çok azlar.