21 Temmuz 2025 Pazartesi / 26 Muharrem 1447

Erdem Beyazıt’ı yeniden okumak

“Burası Doğu. Ahırdan boşanan her azgın eşeğin vaktinizi, eserinizi gururunuzu çiğnemek için palansız geldiği ülke.” der, Cemil Meriç. Beyniniz, ruhunuz doğum sancısı ile zamanın yorganı altında iki büklümken, yalnızlığı en yalın şekliyle yudumlarsınız da ortaya koyduklarınız yalnızlığınızın zıddına kalabalık ve hoyrat gözlerde sadece bir etiketlik kıymetten öte geçmez.

Onur AKBAŞ4 Temmuz 2014 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Erdem Beyazıt’ı yeniden okumak

 Uğrunda günlerinizi aylarınızı belki de yıllarınızı tükettiğiniz bir eser, kadir bilmez kalemlerin ucundan dahil olduğu/edildiği bir kategorinin onlarca numunesinden biri olarak düşüverir kayıtlara.

Şiirin belli kalıplar ve kurallar etrafında tahlilini yapmak hele de onda mana aramaya kalkmak şiire karşı büyük bir kıymet bilmezlik ve vefasızlık olarak görülmüştür. O yüzden Ahmet Haşim : “”Mânâ” araştırmak için şiiri deşmek terennümü, yaz gecelerinin yıldızlarını ra’şe içinde bırakan hakir kuşu eti için öldürmekten farklı olmasa gerek.” der.

Erdem Bayazıt da bu şairlerden birisidir. Sık sık belli çevrelerce “İslamcı Şair” tabiriyle bir “militan” hafifliğinde kritiğe tabi tutulmaya çalışılan şair ilk defa-geniş manada- “Yedi Güzel Adam” dizisi ile bir edip bir şair olarak gündeme getirilebilmiştir. Ancak bu gelişme dahi literatürde şairi verilmek istenen yerler dikkate alındığında şiirle alakadar olan insaflı zihinleri bir kere daha Erdem Bayazıt’ı vefat yıldönümünde okumaya ve anlamaya davet etme sadedinde bu yazıyı kaleme aldık.

Şiirin hayata karşı aldığı tavır!

Erdem Beyazıt’ın “Birazdan Gün Doğacak” isimli şiirini tahlil ettiği yazısında Mehmet KAPLAN hoca Cumhuriyet döneminde çağı okuyan “dindar bir gençlik”in yetişmesine değinerek başladığı yazısında: Şiirdeki sadece “siz” ifadesinden yola çıkarak şiirin şekli hususiyetleri, mana derinliği üzerinde kafa yormadan sadece şiirin “hayata karşı aldığı tavır” üzerinde durması son derece manidar. Şiir karşısında daha “siz” kelimesi ile kendini belli eden şiire karşı ön yargı ve tavır şairin “siz kahramanısınız çelik dişliler arasında direnen insanlığın...” mısraı ile niyet okumaya doğru eviriliyor. Zira sormak gerekiyor: “Yememiştir hiç kimse / Elinin emeğinden daha hayırlısını...” sözü ile şair Marksizm’e  nasıl ve ne ölçüde yanaşmıştır? Belki bir iftar yahut Ramazan mülahazası sonucu ölüm tefekkürü içinde kaleme aldığı şu mısralarda köhnemiş klişelere göre düşünecek olursak:

“Biliyorum yaklaşıyoruz her an / Biliyorum oruçlu doğar insan,/ Ölümün iftar sofrasına” mısralarındaki “yaklaşmak” kelimesinden devrim, oruçtan da “ölüm orucu”nu mu algılamamız gerekecek?

  Ezcümle: Her şiir kendi zamanına göre yeniden doğar. O yüzden Erdem Beyazıt şiirlerini de yeniden okumak ve duymak zamanıdır.

*Temrin Edebiyat Dergisi editörü