19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

''İlk çıktığım sahne bir yemek masasıydı''

Oyuncu Birol Cürgül, tiyatro sahnesinde 25 yılı geride bıraktı. Büyük usta Hasan Nail Canat’ın rahle-i tedrisinden geçen Cürgül, aynı zamanda Yakaza Tiyatrosu’nun genel sanat yönetmenliğini yapıyor. Hem sahne önünde hem de işin mutfağında olan Cürgül ile biraz geçmişe, biraz bugüne dair notlar tuttuk.

BEDİR ACAR4 Şubat 2019 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
''İlk çıktığım sahne bir yemek masasıydı''

Lise yıllarından bu yana sahnede olan Birol Cürgül, şu sıralar Yakaza Tiyatrosu’nun yeni oyunu Yanık Devrem’de rol alıyor. 

Tiyatroya nasıl başladınız?

İlk olarak lise yıllarımda amatör olarak sahneye çıktım. Hatta okulumuzun bir sahnesi olmadığı için hocamız yemek masalarını birleştirip sahne ortamı yapmaya çalıştığından ilk olarak yemek masalarının üzerine sahneye çıktım diyebilirim. 1989 yılında lise birinci sınıfta Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in “Yunus Emre” adlı oyununda Taptuk Baba rolünde oynamıştım. 

Sonra nasıl devam etti? 

Liseden sonra tiyatroya olan ilgim bir çığ gibi büyüdü. 1994 yılında değerli ustam, rahmetli Hasan Nail Canat ve ”Adım Sahnesi” ile yollarımız kesişti. Onu ilk tanıdığım günden vefatına kadar geçen süre içerisinde hep yanında olmaya, onun engin bilgi ve tecrübelerinden yararlanmaya gayret ettim. Sonrasında da bu ekolü devam ettirebilmek adına “Yakaza Tiyatrosu”nu kurduk.   

SEYİRCİYLE İLİŞKİ ÖNEMLİ

Sezon oyunu Yanık Devrem’de; “Hırsız içerden olunca kilit kâr etmez aslanım” diye bir söz var. Oyunda bu tür mesajlar var ama aslında mesaj kaygılı bir oyun değil. Güldürmeyi amaçlayan bir fars diyebilir miyiz Yanık Devrem için? 

Evet “Yanık Devrem” için bir fars diyebiliriz. Fars bir oyunda şu olmaz bu olur gibi kalıplar açıkçası bizim için çok da önemli değil. Seyirci ile samimi ve sıcak bir ilişki kurmak her şeyden daha önemli. Her kültürün kendine has bir ifade biçimi vardır. Bir oyun tarzı ve kalıbını olduğu gibi alıp kullanmak yerine, o kalıbın bize sahici gelmeyen yanlarını kendi ifade biçimimize göre şekillendirmek daha doğru geliyor bize. 

BİR EKİP OLARAK VARIZ

Eşiniz Hale Canat Cürgül oyun yazarı. Bu Yakaza Tiyatrosu ekibine ne sağlıyor? 

Hale hanım’ın yazma serüveni aslında yeni değil. Yazdığı masal – şiirler var, şubat ayı itibariyle TRT Çocuk dergisinde yer ay bir tanesi yayımlanmaya başlıyor. “Afacan Bedir” adlı bir 10 kitaplık masal serisi var. Yıllarca bazı özel okullarda tiyatro ve drama eğitimleri verdi. Yazdığı “Sıradışı Martı” adlı dram oyunuyla büyük bir teveccüh gördü. TYB Tiyatro Ödülüne layık bulundu. “Yanık Devrem” ise yine eşimin yazdığı bir komedi oyunu. Yeni bir oyun sahnelemeyi düşündüğümüzde Hale hanımla birlikte karar veriyoruz, Hale hanım ekibi çok iyi tanıdığı için karakterleri oluştururken tabi çok daha rahat yazıyor. 

Yakaza Tiyatrosu’nun sezon oyunu Yanık Devrem, 16 Şubat 2019 Cumartesi 19:00’da Zeytinburnu Kültür Merkezi’nde seyirciyle buluşacak. Oyunun yönetmen koltuğunda Erol Karaduman var.

TİYATRO AŞK VE FEDAKARLIK İŞİ

Bugün mütedeyyin bir kişi tiyatro dünyasında kendine yer açıp geçimini bundan sağlayabilir mi? 

Doğrusu bu soruya kendimden yola çıkarak cevap vermek isterim. 25 yıldır tiyatro yapabilmemi aynı zamanda 24 yıldır başka bir işle geçimimi sağlamaya borçluyum. Eğer atadan babadan sağlam bir vâriyete sahip değilseniz hayat çarkını döndürebilmek ve omurgalı sanat eserleri üretebilmek için tiyatro dışında başka bir işinizin olması şart. Tabi bunu yapmak da o kadar kolay değil. Her şeyden önce sizin için çok değerli olan bir çok şeyden fedakarlık yapmanız gerekiyor. Yaptığınız işe inanmanız ve aşkla bağlanmanız gerekiyor. Söyleyecek sözünüz, anlatacak bir derdiniz, davanız varsa, o zaman iş kolaylaşıyor. Katlandığınız zorluklar bile anlamlı oluyor. Tiyatro bir aşk ve fedakarlık işi. Fiziksel ve psikolojik olarak ağır iş; Hele de Türkiye’de özel tiyatro yapıyorsanız... 

Ve hele de yaptığınız işe ahlakınızı, inancınızı, omurgalı duruşunuzu katıyorsanız çok zor. Bizden önceki ustalarımız için çok daha zordu. Bizden sonraki kuşaklar için daha iyi olacak inşallah.