4 Temmuz 2025 Cuma / 9 Muharrem 1447

İşkenceci Oscar adayı

ABD’li yönetmen Kathryn Bigelow’un beş dalda Oscar’a aday olan filmi Zero Dark Thirty, Usame bin Ladin operasyonunda işkenceyi mazur gösterdiği iddiasıyla eleştiriliyor.

Bedir Acar13 Şubat 2013 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
İşkenceci Oscar adayı

ZERO DARK THIRTY

1990’lı yıllarda genellikle ‘b sınıfı’ filmlere imza atan Kathryn Bigelow, yeni filmi ‘Zero Dark Thirty’de, pornografiye varan ölçüde şiddet kullandığı ve işkenceyi mazur gösterdiği için eleştiriliyor. Beş dalda Oscar’a aday gösterilen ‘Zero Dark Thirty’ 11 Eylül saldırısının sorumlusu gösterilen Usame bin Ladin’in yakalanıp infaz edilişini anlatıyor. Film, karanlık bir fonda, 11 Eylül saldırılarında İkiz Kuleler’de mahsur kalan insanların yardım çığlıklarıyla açılıyor. Bu sahnelerde seyirciyi insanların yaşadıkları dehşetle baş başa bırakan yönetmen, hemen akabindeki CIA ajanlarının bir El Kaide militanına yaptıkları ‘ağır işkenceyle tatmin duygusu yaratma’ yolunu seçiyor. Ülkemizde Operasyon adıyla gösterime giren filmi ‘Ölüm Pornosu’ başlığıyla eleştiren Radikal Gazetesi sinema yazarı Şenay Aydemir, giriş sahnesini şöyle değerlendiriyor “İkiz Kuleler’dekilerin çaresizliğinin verdiği sıkıntının ardından gelen bir rahatlama, ‘3 bin masum insanı öldürdünüz’ tiratları arasında ağır bir vahşet. Bigelow, ‘işkenceyi meşru ve gerekli gösteriyorlar eleştirilerini ‘Biz olanı gösterdik’ diyerek yanıtlıyorlar. Ama asıl belirleyici olan, olanı nasıl gösterdiğiniz. Hemen öncesinde ve sonrasında ne koyduğunuz. Bigelow’un filmin girişindeki bu tercihi açık bir onaylama bir bakıma.’’ Aydemir’e göre film, Ladin’in öldürülmesinin yarattığı rahatlama duygusunu ziyadesiyle ve pornografik bir şiddet estetiğiyle sömüren bir film.

Guardian yazarı da beğenmedi

İngiliz Guardian gazetesi yazarı Slovaj Zizek de ‘Hiç şüphesiz Bigelow işkenceyi normal göstermenin tarafındadır’ dedikten sonra film için ‘Amerikan gücüne Hollywood hediyesi’ yorumu yaptı. Gazetemizin sinema eleştirmeni Serdar Akbıyık da ‘İşkenceyi resmileştiren film’ olarak tanımladı Zero Dark Thirty’yi ve sinemayı iki tarafı keskin bıçağa benzeterek ‘Sinema artık sadece bir sanat dalı veya eğlence aracı değil. Onu nasıl kullandığınız önemli. Bu işin zirvesi Hollywood zaten sinemanın gücünü kullanarak dünya tarihini yeniden şekillendirmeye çalışıyor’ yorumunu yaptı. Hürriyet yazarı Ahmet Hakan da ‘Mide bulandıran film’ başlığıyla izlenimlerini aktardı okurlarına. Hakan; “Yaşasın Amerika” filmlerinden biri olmasına rağmen ‘Yaşasın Amerika’yı sözde tarafsız haykırdığı için midem bulandı. Usame’yi besleyip büyüten Amerika’ya zerre kadar gönderme yapmayıp sadece ‘kötü adam Usame’nin altını çizdiği için midem bulandı” diye yazdı. Son bir not ekleyelim: Geçen hafta ülkemizde 46 salonda gösterime giren Zero Dark Thirty, bir haftada yaklaşık 10 bin kişi tarafından izlendi. Bu rakamdan hareketle filmin, Türk izleyiciden pek iltifat görmediği söylenebilir. Bakalım ‘Oscar’ ne diyecek.

Ahlaki yönden deşmek gereksiz

Ezici çoğunluğun aleyhte eleştirilerine rağmen Zero Dark Thirty’yi  ‘gerçekçi’ bulan eleştirmenler de var. Murat Tolga Şen’in görüşleri şöyle: “Filmi ahlaki yönden deşmenin gereksizliğine inanıyorum. Hem Ladin’e hiç bir sempati beslemiyorum, hem de asıl incelememiz gereken alandan yani ‘sinema’dan uzaklaşmak istemiyorum. Zero Dark Thirty’nin, Kathryn Bigelow’un filmografisinin en oturmuş, teknik açıdan en kusursuz filmi olduğunu görüyoruz. Yerinde bir duygusallık, derin karakterler ve iyi hikayecilik... Sanılanın aksine milliyetçi bir mastürbasyon değil bu film, aksine sürecin her yönüne, sevimsiz taraflarına da odaklanıyor. Film, Ladin’in yakalanması ve öldürülmesi hikayesini sinemalaştırma açısından çok başarılı ve Amerikalı bir yönetmenin elinden çıkabilecek en tarafsız örneği bana göre...’’

ÖNERİLEN VİDEO

Kepçenin temas ettiği binanın çökme anı kamerada

Kapat
Video yükleniyor...