Üsküdar belediyesi, dün, 1. Üsküdar Kitap Fuarı dâhilinde 21 Şubat'ta gerçekleştirilmesi planlanan 'Murat Menteş söyleşi ve imza etkinliğini' iptal etti. Menteş'in geçen sene Kocaeli Kitap Fuarı'nda yaptığı bir konuşmada -dönemin Başbakanı- Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ettiği iddia edilmiş; konuşmanın tamamını kapsamayan Haber10 kaynaklı bir video internette dolaşmaya başlamıştı. Bunun üzerine Üsküdar Belediyesi kimi okuyuculardan aldığı tepkiler üzerine yazarın söyleşi ve imza gününü iptal etti.
Hakaret iddialarına yanıt
Bu olaydan bir kaç saat sonra, Menteş, Afilifilintalar adlı bir internet sitesinde bir açıklama yaptı ve özetle "Yoksulu tekmeleyene 'bana vurmayın' demem" dedi. Yazarın 'hakaret' iddialarına yanıt verdiği; içersinde "Haberciler, bu sözlerimi de haber yapsınlar" şeklinde bir ifadenin de yer aldığı (yapılabileceğini bilir oysa) açıklamanın tamamı şurada: http://www.afilifilintalar.com/yetimleri-tekmeleyenlere-bana-vurmayin-demeyecegim
Konuşmanın merkezinde Soma yok
Murat Menteş'in yaptığı bu açıklama sonrası 24 Mayıs'ta gerçekleştirdiği konuşmanın yaklaşık on dakikalık bir kaydını izledim. Sanırım, konuşmanın tamamı -hemen hemen bu. Buyrun: https://www.youtube.com/watch?v=BK7DZRuvo1g
“Murat Menteş aslında ne demek istedi?” sorusunun peşine düşüp yazarın konuşmasını yapıbozuma uğratacak / dedektiflik yapacak değilim. Konuşmayı Soma faciasından sonra yaptığını ve kalbinin acıyla dolu olduğunu söylüyor. Doğrudur. Fakat bunu bir “özür” olarak değil, talihsiz ifadelerine bir meşruiyet sağlayıcı olarak almamızı istiyor. Ajite ediyor.
Konuşması da oldukça eklektik yazarın… Merkezinde Soma faciası bulunuyor diye düşünmek zor. Mimariden, okulların bahçelerinden, çocuklara dağıtılan kitaplardan, alevi sunni meselesinden, yumruklarının sıkılığından ve televizyona çıkan siyasilerin söylev biçimlerinden de bahsediyor. Bahsetsin, -okul kitapları dışında söylediklerine katılmak ve muhalefetin o ana akım popülist ağzından kurtulabildiğini söylemek zor ama- belki iyi de yapıyor. Gene de “neden hakaret ediyor?” sorusuna bir cevap bulamıyorum.
Eleştiri diyalog kurmak içindir
‘Eleştiri’ ile ‘hakaret’ arasındaki farkı kavramak, nedense, okur-yazarlarımız için ciddi bir sorun. Oysa basit: Eleştiri, diyalog kurmak içindir. Ve çözüm sunması gerekir. Küfür ettiğin kişi ile diyalog kuramazsın. Menteş’in güzel bir lafı vardır: Cennete, kapıyı kırarak giremezsin! Birine ya da birilerine hakaret ettiğinde de geçerli bu. Dostluk, aşk, sevgi vs diyor yazar konuşmasında; ama hiçbirini hakaret ederek (kapıları kırarak) gerçekleştiremezsin.
İptal doğru bir karar değil
Peki, bütün bunların karşılığı söyleşi ve imza etkinliğinin iptali midir? Belki de evet. Kimileri böyle düşünüyor. Fakat bana pek doğru bir davranış gibi gelmedi bu. Tepki okuyucundandı, deniyor. Eğer böyleyse söyleşi ve imza gününe kimse gitmez, olay biter. Ayrıca, fuara katılacak yazarlar arasında hakaret sicili Menteş’ten çok daha kabarık olan yazarlar var. Fuarda bunlar var Menteş yok. Nereden tutsanız elinizde kalıyor yani.
Bu olaydan sonra kimi yazarlar tepki gösterdi ve Üsküdar’daki fuara katılmayacaklarını dile getirdi. Yazarlar arasında İslamcı olanlar da var. Yaklaşık iki senedir saklandıkları kaplumbağa deliğinden nihayet kafalarını çıkardılar yani. Demek ki isteyince oluyor. Özellikle bu mesele daha da uzatılabilir, kısa kesiyorum.
Umarım Üsküdar Belediyesi'nin kültür adına bu iyi niyetli girişimi daha fazla zarar görmez.
*Murat Menteş'in bir kitabının adı