Tiyatro sahnesine ve beyazperdeye taşınan şanslı halk hikâyelerinden biri Kızılırmak Karakoyun. Bu sezon İstanbul Devlet Tiyatroları tarafından Galip Erdal rejisiyle bir kez daha perde açıyor. 1800’lerden bu yana sözlü kültürün bir ürünü olarak nesilden nesile aktarılan bu halk masalı ilk kez 1945 yılında Nazım Hikmet’in hikayesinden yola çıkılarak Muhsin Ertuğrul tarafından sinemaya aktarılmış. Daha sonra 1967’de Ö.Lütfi Akad’ın ustalığını konuşturduğu, sinemamızın klasikleri arasında giren Yılmaz Güney’in başrolünü oynadığı versiyonu çekilmiş. 1993 yılında ise Şahin Gök tarafından filme çekilmiş. Tiyatro sahnelerinde ise belki yüzlerce kez farklı ödenekli ve özel tiyatro grupları tarafından oynanmış Kızılırmak Karakoyun. Bu sezon İstanbul Devlet Tiyatroları, Tuncer Cücenoğlu’nun senaryolaştırdığı halk hikayesini Kızılırmak adıyla sahneliyor. Kalabalık bir oyuncu topluluğunun görev aldığı oyunda Enver Necmettin Amaç, Hakan Güneri, Faruk Acar, Serdar Akülker, Alayça Öztürk ve Zümre Ertürk başlıca rolleri üstleniyor. Bir müzikal olarak sahnelenen oyunda müziklerde Orhan Şallıel gibi bir ustanın imzası dikkat çekiyor. Kızılırmak Karakoyun bildik bir hikâyeyi konu alıyor. Çoban Selim, Ağanın kızı Hatice’ye aşık olur, ancak Ağa, kızını vermek için çobandan imkansızı istemektedir. Koyunlara üç gün tuz yedirip, Kızılırmak’tan su içmeden geçirmesi... Böylece, işin içine direnişçi koyunlar da dahil olur. İzlenmesi gereken oldukça başarılıbir oyun…