20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Latiç’in bütün eserleri geliyor

Bosna Hersek’in milli mücadelesinde olduğu kadar edebiyatında da önemli bir yer tutan Cemalettin Latiç’in bütün eserleri Türkçe’ye kazandırılıyor. Serinin ilk üç kitabı raflardaki yerini aldı.

17 Nisan 2019 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Latiç’in bütün eserleri geliyor

Bosna Hersek’in kurucu devlet başkanı, efsanevi lideri Aliya İzzetbogoviç’in çalışma arkadaşı Cemalettin Latiç, aynı zamanda ülkesinin önde gelen düşünce adamı ve edebiyatçıları arasında yer alıyor. Geçen yıl Necip Fazıl Uluslar arası Kültür Sanat Ödülüne de layık görülen Latiç’in toplu eserleri Türk edebiyatına kazandırılıyor. 

GAZI HÜSREV BEY 

Okur Kitaplığı tarafından yayınlanan ‘Bütün Eserleri’ serisinden üç eser raflardaki yerini aldı. Serinin ilk kitabı, Latiç’in toplu şiirlerini içeren ‘Çarın Gözyazları’ oldu. 

Bir diğer kitap ise ‘Gazi Hüsrev’ Bey adını taşıyor. Beş perdelik bir tiyatro oyunu (trajedi) şeklinde kaleme alınan kitapta, Osmanlı Padişahi 1. Süleyman devrinde Bosna’da uzun süre görev yapan bir sancak beyi olan Gazi Hüsrev’in mücadelesi konu alınıyor. Savaşlarda büyük kahramanlık gösteren ve Saraybosna’nun hem kuruluşunda hem de imarında büyük rol oynayan Gazi Hüsrev Bey, Boşnak tarihinin en önemli isimleri arasında yer alıyor. Öyle ki, günümüzde Saraybosna’yı ve hatta Bosna-Hersek’i Gazi Hüsrev Bey’in katkıları olmaksızın tahayyül etmek mümkün değildir. Saraybosna’yı imar ve inşa eden Hüsrev Bey, Boşnakların ve Türklerin büyük bir millî kahramanı olarak anılmakta. 

Diğer yandan, Boşnak edebiyatının en velud ve güçlü temsilcilerinden olan Latiç, kalemini esirgemediği pek çok edebi sahanın yanında Bosna’nın Divan Edebiyatı hükmünde olan Alhamiyado Edebiyatı’na da ilahi ve kaside formlari ile modern zamanlardaki en önemli katkıyı sağlamış biri. 

GEL EN SEVGİLİ 

Latiç’in ‘Gel En Sevgili’ adlı divanı, bu bağlamda, Alhamiyado edebiyatının yeniden diriliş müjdesi olarak da okunabilir. Boşnak edebi çevreleri, Türkçe’ye çevrilen eser için, ‘Zamanın ruhundan kopmadan gelenek ile kucaklaşıp geleneğin kendi formu içinde yeni bir üslup ile ihyasının ilk adımı’ değerlendirmesinde bulunuyor.