Mısır sinemasının dünya sinemasında da meşhur oyuncusu Ömer Şerif geçen hafta hayata gözlerini yumdu. Arap dünyasının dünya sinemasındaki önemli ismi yönetmen olarak rahmetli Mustafa Akad, oyuncu olarak da Ömer Şerif’ti sanırım. Aslen Rum Katolik olarak dünyaya gelen, 1955’te Mısırlı oyuncu Fatin Hamame’ye aşık olduktan sonra Müslüman olup onunla evlenen ünlü oyuncu, 1962’de Arabistanlı Lawrence’taki rolüne kadar Mısır sinemasının önemli bir oyuncusu olarak beyazperdede göründü. İngiliz yönetmen David Lean’in bizim yakın tarihimizi de ilgilendiren tartışmalı filmindeki Şerif Ali rolüyle Oscar ve Altın Küre Yardımcı Oyuncu ödüllerini götürdü. Böylece bir anda dünya sinemasının gündemine giren Şerif, ayrıca bildiği Grekçe, Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca dilleriyle, dünya sinemasının aksanlı ve hangi milliyetten geldiği belli olmayan, doğulu ve batılı görünümüyle kimi zaman başrol kimi zaman da yardımcı oyuncu rolleriyle çok aranan bir oyuncu oldu.
Popüler sinemada aranan isim
İslam dünyasında belki de parçalanmış kimliklerin bir yansıması olarak, Arabistanlı Lawrence’ta hem bir şeyh hem de bir rahibi canlandıran Ömer Şerif, 1965’te Henry Levin’in tarihi epik Cengiz Han filminde Timuçin-Cengiz Han rolünü üstlendi. Aynı yıl Denys de La Patelliere, RaoulLévy ve Noel Howard’ın yönettiği Yugoslav yapımı Marco Polo’da yardımcı rollerden ‘Çöl Rüzgârı’ Şeyh Alla Hou’yu beyazperdeye taşıdı. Kendisi için velud bir yıl olan 1965’te, bol Oscarlı, Altın Küre En İyi Oyuncu ödüllü, yine David Lean’in yönetiminde ve tüm dünyada meşhur edebiyat uyarlaması olan Doktor Jivago’da ise başroldeydi.1967’de, Polonya’da İkinci Cihan Harbi’nde geçen, Anatole Litvak’ın Generallerin Gecesi’nde Albay Grau’yu canlandırdı. O yıl Mısır’da da Atıf Salim’in yönettiği Memlukler’de rol aldı.
Popüler sinemada artık iyice yer eden Ömer Şerif, 1968’de Amerikan sinemasından William Wyler’ın edebiyat uyarlaması Komik Kız’ında, sinemadaki ilk rolünde Barbara Streisand’le başrol oyuncusu olarak afişlerdeydi. Bir rol öpücüğüyle o zamana dek filmlerde öpüşmeye karşı çıkan F. Hamame’yle dünya evine giren Şerif, bu kez belki de yine aynı jestle Yahudi asıllı B. Streisand’le birlikte olur. Ancak Türkiye’de de çok gişe yapan bu film dolayısıyla, 1967’deki Arap-İsrail Savaşı’nda İsrail’i açıkca destekleyen Streisand olgusu yüzünden Şerif Mısır hükümetinin tepkisini çeker ve film çoğu Arap ülkesinde yasaklanır.
Ömer Şerif, 1968 yapımı, Terence Young imzalı tarihi bir kordela olan Mayerling Faciası’nda Catherine Deneuve’le, 1969’da western J. Lee Thompson’ın McKenna’nın Altınları’nda Gregory Peck’le, Richard Fleischer’ın Che’sinde, 1971’de James Clavell’ın Son Vadi’sinde Michael Caine’le, John Frankenheimer’ın Vahşi Atlılar’ında, Henri Verneul’in Hırsızlar’ında Jean-Paul Belmando’yla, 1973’te Jules Verne uyarlaması olan Esrarengiz Ada’da, 1974’te Blake Edwards’ın Ateşle Oynayan Adam’ında, 1976’da Ivan Passer’in Suç ve İhtiras’ında, 2003’te François Dupeyron’ın İbrahim Bey ve Ku’ran Çiçekleri’nde yine başroldedir.
1974’te boşandığı Hamame de içinde bulunduğumuz yılın Ocak ayında vefat eder; belki de sinemaların hayat, hayatın sinema olması hususiyeti üzerine düşünmemeli midir?