İstanbul'un Michelin Rehberi destinasyonları arasına eklenmesine ilişkin düzenlenen basın toplantısı Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Fransız araba lastiği üreticisi Michelin bünyesindeki dünyanın en prestijli restoran değerlendirme sistemlerinden biri olan Michelin Rehberi'nin müfettişleri tarafından İstanbul'da seçilecek ilk restoranlar 11 Ekim'de açıklanacak.
Michelin Rehberleri Uluslararası Direktörü Gwendal Poullennec, toplantıda yaptığı konuşmada, İstanbul'da bulunmaktan dolayı çok mutlu olduğunu ifade ederek, İstanbul'daki restoranların, Michelin yıldızı için değerlendirmeye alınacağını bildirdi.
Gastronominin kültürleri bir araya getiren önemli bir etken olduğunu belirten Poullennec, İstanbul'un kültürel paylaşımlarıyla, tarihiye ve coğrafyasıyla inanılmaz güzel bir şehir olduğunu vurguladı. Poullennec, "İstanbul, tarihi, kültürü ve kültürler arası karakteriyle yüzyıllardır dünyanın gözlerini kamaştırıyor. Haliç'ten Boğaz'ın iki yakasına uzanan bu medeniyet köprüsü, kıtalar arası diyaloğu kolaylaştırırken, insanların yeni ve eski bilgi birikimlerini gelenek ve tariflerle buluşturuyor." diye konuştu.
Birinci sınıf gastronomik destinasyon niteliğindeki İstanbul'un Michelin Rehberi'nin bu adımıyla dünyanın her yerindeki gurmelerle buluşacağını aktaran Poullennec, "Benzersiz bir yemek karakterini şekillendiren kadim gelenekler ile genç, açık fikirli ve yaratıcı yeteneklerden beslenen İstanbul mutfağı, ekibimizi hayranlık içinde bıraktı." dedi.
Michelin için en önemli kriterin o restoranda yaşanılan yemek tecrübesi olacağını ve lüks restoranların yanı sıra bunun daha lokal restoranlarda da gerçekleşebileceğini belirten Poullennec, "Bizim Michelin olarak amacımız İstanbul'daki gizli mücevherleri ortaya çıkarmak." ifadesini kullandı.
Poullennec, bir soru üzerine, İstanbul'da Michelin Yıldızı alacak restoranların, müfettişlerinin değerlendirmesi sonrası belirleneceğini, İstanbul dışındaki diğer şehirlerin de potansiyele sahip olduğunu ve bunların kademeli olarak değerlendirilebileceğini kaydetti.
Verilen bilgiye göre, İstanbul'daki restoranların seçimi, profesyonel müfettişler tarafından neredeyse 100 yıldır uygulanan köklü ve evrensel Michelin Rehberi yöntemine göre yapılacak.
Müfettiş ekipleri tamamen bağımsız olarak çalışacak ve gizliliklerini koruyarak şehrin en iyi restoranlarını belirleyip önermek için restoranların sunduğu yemeklerin kalitesini 5 kritere göre değerlendirecek. Bu kriterler, ürünlerin kalitesi, pişirme tekniklerine hakimiyet, lezzetlerin uyumu, şefin mutfağındaki karakter ile menüdeki ve müfettişlerin ziyaretleri arasındaki tutarlılık olarak sıralanıyor.
Michelin Rehberi İstanbul'un ilk restoran seçimi, 11 Ekim'den itibaren Michelin Rehberi web sitesinde (guide.michelin.com), iOS ve Android sürümlü cihazlara ücretsiz olarak indirilebilen ve kullanıcıların aramalarını, konuma, mutfak türüne ve sunulan özel hizmetlere göre filtreleyebilecekleri uygulamada online olarak sunulacak.
İki kıtayı birbirine bağlayan İstanbul, 15 milyonu aşan nüfusuyla dünyanın başka hiçbir yerinde olmayan bir şekilde kültürlerin birlikteliğine ev sahipliği yapıyor. Bu stratejik konumun en önemli sonuçlarından biri olarak, İstanbul'un gastronomisi zengin çeşitliliğe sahip mutfak geleneğine dayanıyor, yüzyıllar boyunca durmadan gelişiyor ve hassas değişimler sahneliyor. Şehrin yemek kültürünün standart taşıyıcıları arasında muhteşem dolmalar, mezeler ve salatalar gibi bitki bazlı tarifler yer alırken, taze ve kuru meyvelerin ön planda olduğu sayısız tatlının yanında, balık ve en kaliteli etlerle yapılan yemeklerin tarifleri de şehri onurlandırıyor. Klasik Türk yemekleri ise muazzam çeşitlilik ve mutfak teknikleri içeren geniş bir yelpazeye yayılmış durumda.
İstanbul, halen canlılığını koruyan mutfak mirasına sadık kalmanın yanı sıra gurmelere daha cesur, yenilikçi ve yetenekli yerli ve yabancı şeflerin oluşturduğu yaratıcılıkla dolu füzyon tarifleri de sunuyor. Sultanahmet ve Pera'nın kendine has sokaklarında veya hareketli Karaköy, Moda ve Cihangir semtlerinde yemekseverlerin tadabileceği bu varyasyonlar, yemek yemenin İstanbul'un her zaman gerçek bir yaşam biçimine dönüştürdüğünün birer hatırlatıcısı konumunda görülüyor.