Ülke olarak dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek kadar zengin bir müzik kültürüne sahibiz. Bu zenginliği en başta Anadolu’da kadim kültürlerin ve müzik geleneklerinin en azından bin yıllık bir süre içinde buluşmasına ve kaynaşmasına borçluyuz. Lakin günümüz müzik piyasası pop müziğin kısır gürültüsüne pabuç bırakmış gibi. Bu durumdan kurtulmak için belki de yeniden köklerle barışmak gerekiyor.
Bunun yolu da bilgi, birikim ve her şeyden önemlisi eğitimden geçiyor. Geçmiş müzik kültürünü bize yeniden hatırlatacak bir kitap çıktı yakınlarda. İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü Başkanı Doç. Dr. Rıdvan Şentürk tarafından hazırlanan Müzik ve Kimlik adlı eser, Küre Yayınları’nca okurun istifadesine sunuldu. Kitapta müziğin edebiyat, dil, düşünce, duyuş, seziş, mimari ve sosyalleşme süreçleriyle olan köklü ilişkisi irdeleniyor.
Kitap iki ana bölümden oluşuyor. İlk bölümde Türk müziği tarih, kimlik ve medeniyet bağlamında ele alınıyor. İkinci bölümde ise, Türk müziğine katkı sağlayan Sadettin Ökten, Ruhi Ayangil, Gönül Paçacı, Yalçın Çetinkaya gibi isimlerin yanı sıra Süryani, Ermeni, Rum, Keldani, Kürt ve Yahudi müziği temsilcileriyle röportajlar yer alıyor.
İNTERAKTİF KİTAP
Kitapta, örnek müziklerin cep telefonları ve tabletlerden dinlenebilmesine imkan sunan QR Code’lar da kullanılmış. Bu özelliği ile kitap, okuyucusuna sesli ve görüntülü interaktif özelliklere sahip bir okuma imkânı sunuyor.
NE YAPMALI?
Kitabın teorik bölümünde ‘Ne Yapmalı?’ başlığında yazar, toplumun kendine gelebilmesi için müziğine kavuşmasının şart olduğunu anlatıyor: “Toplumu değiştirmek için müziğin değiştirilmesi gerekiyorsa, demek ki kendine gelebilmesi, kimliğini ve hafızasını, ruhi ve bedensel, ferdî ve toplumsal sağlığını/ritmini bulabilmesi ve yeniden akıl ve düşünme melekelerini haiz olabilmesi için de müziğine kavuşması şarttır. Medeniyet kurmaya kalkışmadan önce, geçmişi hakkıyla tasavvur, şimdiyi ve geleceği ise imar edebilecek aklın, ruh ve düşünce kimliğinin, dünya görüşünün inşa edilmesi gerekmektedir.”
DEDE EFENDİ YABANCILAŞMAYA KARŞI DİRENDİ
Osmanlı’dan Cumhuriyete müzikteki kırılma noktalarını da anlatan Rıdvan Şentürk’e göre Osmanlı’nın merkezi konumunu kaybetmesi ve Batı karşısında edilgen bir konuma gelmesi ile yozlaşma ve gerileme de başlamıştı. Bu dönemin en önemli isimlerinden birisi olan İsmail Dede Efendi, zamanının değişen ve kendine yabancılaşan ruhuna karşı direndi. Yazar, modernleşme maksadı ile yapılan bu değişiklikleri şu şekilde anlatıyor: II. Mahmud döneminde Mehter müziğinin kaldırılmasıyla birlikte
Osmanlı-Türk müziğinin sokaktaki sıradan halka açılan penceresi kapandı. Batı müziğini halka empoze eden II. Mahmud, sarayda beste yapmaya, ney ve tanbur çalmaya, fakat aynı zamanda Batı müziği dinlemeye devam ederek aslında bütün Osmanlı modernleşmesi boyunca hemen hemen her alandaki kurumsal ikiliğin müzikte de ortaya çıkışına örnek teşkil etmiştir.”
Osmanlı Coğrafyası Müzik Festivali
Yazar Şentürk Türk müziğinin zengin birikiminin ortaya çıkartılması için bazı önerilerde bulunuyor. Örneğin, Türk müziğinin en az bin yıllık ses zenginliğine kavuşması ve Türk milletiyle ve bölge halklarıyla buluşması için bütün eski Osmanlı coğrafyasının katılacağı bir otantik müzik festivalinin İstanbul’da düzenlenmesi, Anadolu’nun merkezi hüviyetinin yeniden vurgulanması... Neden olmasın...
MESELE BATILILAŞMAK DEĞİL, KİMLİĞİMİZİ YOK ETMEKTİ
Müzik ve Kimlik kitabının yazarı Rıdvan Şentürk Cumhuriyet döneminin batılılığa ve doğululuğa bakışının patolojik olduğunu söylüyor. Özellikle müzik alanında uygulanan politikalara dikkat çeken yazar, “Ne Batılılık, ne Doğululuk ne de ulusalcılıkla bağdaşan, yalnızca paronayak bir karşıtlığın ifadesi olan Türk müziği yasağı, asıl sorunun Batılılaşmaktan ziyade toplumsal kimliğin kendisi olduğunu göstermekte” diyor.