25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Popüler romanlar edebiyatı krize soktu 

Papadapulos Apartmanı romanının yazarı Altar Kaplan: Nitelikli eserler popüler yayınlar nedeniyle göz ardı ediliyor. Eş dost piyasasına göre şekillenen bu gidişat, edebiyatı krize soktu. 

ERDİNÇ AKKOYUNLU24 Ekim 2018 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Popüler romanlar edebiyatı krize soktu 

Yazar Altan Kaplan, İstanbul’u ve Türkiye tarihini anlatan eserleriyle dar bir çevre tarafından tanınıyor. Bugüne kadar, Alfa Yayınları’ndan üç romanı neşredildi. Kaplan’ın dördüncü romanı ‘İki Nehir Arası’ ise okurla buluşmak için gün sayıyor. Gerçek edebiyatın, popüler yayınlar nedeniyle göz ardı edildiğini söyleyen yazar Star’ın sorularını yanıtladı. 

EŞ DOST PİYASASI 

2015’te yayınlanan Papadapulos Apartmanı, İstanbul’un kozmopolit dokusuna işaret eden bir roman. Fakat ilgi anlamında hak ettiğini almamış duruyor? 

Ben edebiyata, Marx’ın felsefecileri eleştirirken kullandığı “dünyayı anlamak yetmez, onu değiştirmek gerekir,” sözü bağlamında yaklaşmaktayım. Edebiyatın bir dönüştürücü gücü olduğuna ve bünyesinde diğer sanatlardan daha etkin mücadele imkânları barındırdığına inanıyorum. Bu açıdan bakıldığında üslup ve kurgu açısından birbirlerinden tamamen farklı olsalar da Papadopulos Apartmanı’nda olduğu gibi diğer iki romanım; Aloda ve Halifeler Köyü’nde de aynı kaygıyı güttüm. Papadapulos Apartmanı’nın hak ettiği ilgiyi görmemiş olmasının ve hatta bilinçli olarak görmemezlikten gelinmesinin sebebi Türkiye’de yerleşik edebiyat piyasasının mevcut yapısıyla alakalı. Piyasa, iktisat kuramındaki eş dost kapitalizmi tanımlamasına benzer şekilde işlemekte ve bu nedenle kitap rafları, yayınevinin gücüne göre tahsis edilen “çok satanlar”la dolmakta. Tabi ki bunun sonu kaçınılmaz bir şeklide kriz… 

POSTMODERN APARTMAN 

Edebiyatta yenilik anlayışı üzerinde duruyorsun. Tanınmış yazarlar dahi bunu dert etmezken, bu çalışmaların nasıl gidiyor? 

Aslında Halifeler Köyü yazdığım ilk roman olmasına rağmen yayımlanan ikinci romanım. Sınıflandırmalardan hiç hazzetmem ama illaki bir sınıflandırma yapmamız gerekirse Papadopulos Apartmanı postmodern, Halifeler Köyü klasik, Aloda deneysel roman sınıflandırmasına girebilir. Üç roman da ne konu aldıkları tarihsel dönem ne üslup ne de kurgu olarak birbirinin tekrarı değil. Karakterler bir romanın sayfalarından diğerine atlamazlar, birinin içinde esen bir rüzgar diğerinin sayfalarını havalandırmaz. 

2. DÜNYA SAVAŞI VAR 

Yeni kitap var mı? 

Geçen sene yazmayı bitirdiğim “İki Nehir Arası” isimli romanım sanırım yakın bir süre sonra yayımlanır. Bu roman da öncekilerden tamamen farklı bir çalışma; Araştırma, inceleme, değerlendirme unsurlarının esas alındığı bir roman. Her ne kadar realist bir roman olarak nitelendirsem de, muamma içeren bir suçu hikâye etmesi nedeniyle aynı zamanda polisiye roman kategorisi içerisinde de değerlendirilebileceğini düşünmekteyim. “İki Nehir Arası” İkinci dünya Savaşı’nda Almanya’nın Doğu Cephesinde, Barbarossa Harekâtı’nda görevli bir asker ve Frankfurt’ta onu bekleyen eşi ile  mektuplaşmaları ve günlükler üzerinden ilerleyen bir roman.