27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Ünlü yazar Sabahattin Ali kimdir? İşte doğum gününde Sabahattin Ali kitaplar, şiirleri ve sözleri

Sabahattin Ali kimdir? Türk edebiyatına Kürk Mantolu Madonna, Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Ses gibi eserleriyle damga vuran ünlü yazar Sabahattin Ali bugün 112 yaşında. Eserleri, kitap severlerin gündeminden düşmeyen ünlü yazarın az bilinen hayat hikayesi doğum gününde kitap severler tarafından araştırılmaya başladı. Peki kısa hayatına çok konuşulan eserler bırakan Sabahattin Ali kimdir? Şiirleri birçok sanatçı tarafından bestelenen Sabahattin Ali şiir ve kitapları nelerdir? İşte ünlü yazarla ilgili merak ettikleriniz.

25 Şubat 2019 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Ünlü yazar Sabahattin Ali kimdir? İşte doğum gününde Sabahattin Ali kitaplar, şiirleri ve sözleri

Sebahattin Ali kimdir? 112. doğum gününde okurlar tarafından unutulmayan Türk edebiyatının usta ismi Sebahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna, Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Kağnı, Ses gibi eserler kazandırarak okur severlerin gönlünü fetetmiştir. Peki özel hayatı eserleri kadar bilinmeyen Sebahattin Ali yazarlığa nasıl başlamıştır? Roman, öykü ve şiirleri nelerdir? İşte merak ettikleriniz  

SABAHATTİN ALİ KİMDİR?

Sabahattin Ali, 1907 yılında Edirne'de dünyaya geldi. 1926 yılında İstanbul Öğretmen Okulu'ndan mezun olduktan sonra öğretmenlik yaptı. İlk öğretmenlik görevini Konya'da yaptı. Öğretmenliği sırasında Güneş, Hayat, Meşale gibi dergilerde yazmaya başladı. 

SABAHTTİN ALİ'NİN ŞİİRLERİNİ BESTELEYEN SANATÇILAR

Sabahattin Ali'nin kaleme aldığı şiirlerinden bazıları, Sezen Aksu, Ahmet Kaya, Zülfü Livaneli, Ali Kocatepe gibi sanatçılar tarafından beste haline getirildi.

SOSYAL MEDYADA ÇOK PAYLAŞILAN SEBAHATTİN ALİ SÖZLERİ

Sebahattin Ali’nin romanları kadar özellikle sosyal medyada şiir ve sözleri okuyucular tarafından paylaşılmaktadır

İşte o sözler;

Ne kadar seversem seveyim, bir kişiye bağlı kalmak bana garip geliyordu...

 

Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir.

 

Küçüklüğümden beri mutluluğu israf etmekten korkar, bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim...

 

İçimde biriken hislerin birdenbire patlayarak beni zerreler halinde dağıtacağından korkuyorum.

 

Bir insana bir insan herhalde yeterdi. Fakat o da olmayınca?

 

Neydi bu içinden çıkılmaz meseleler? Neydi bu mavi göğe veya sevgili bir yüze bakmayı zevk olmaktan çıkaran hisler ve üzüntüler?