25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Vücudun en gizemli organı beyin, kararlarımızı nasıl veriyor?

Domingo Yayınları, David Eagleman’ın beynin gizemli yapısına dair yazdığı “Beyin Senin Hikayen” eserini kitapseverlerin beğenisine sundu.

TM Dijital Haber Merkezi1 Eylül 2019 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Vücudun en gizemli organı beyin, kararlarımızı nasıl veriyor?
Domingo Yayınları, David Eagleman’ın insanı kendi içindeki kozmosa doğru hızlı bir yolculuğa çıkaran “Beyin Senin Hikayen” eserini, Zeynep Arık Tozar çevirisiyle kitapseverlerin beğenisine sundu.
 
Beynin gizemli yapısına değinen ve altı bölümden oluşan “Beyin Senin Hikayen” kitabı, “Gerçek nedir? Nasıl karar veririz? Beyinin işleyişi nasıldır? Teknoloji insan olmayı değiştirir mi?” gibi sorulara yanıt veriyor.
 
“BEYNİN YAPISI KENT YAPISINA BENZER”
 
 
Kitaba göre insanlarla yaptığımız günlük konuşmalardan kültür birikimlerine kadar yaşamımız boyunca kazandığımız bütün deneyimler, beynimizdeki mikroskobik ayrıntılarını biçimlendirir. Nöral açıdan bakıldığında kim olduğunuz, nerede bulunmuş ve neler yapmış olduğunuza bağlıdır.
 
“Tıpkı bir kentte olduğu gibi beynin bir bütün olarak işleyişi de sayısı bileşenin birbirleriyle bir ağ aracılığıyla kurdukları etkileşimin sonucudur. Beynin her bir bölgesinde ‘falanca bölge, falanca iş yapar’ gibilerinden belirli bir işlev atama eğilimi karşımıza sık çıkar. Ama beyinsel işlevler, sınırları belirgin bir modüller topluğundaki etkinlik toplamı olarak ele alınamaz.”
 
“BEYNİN İŞLEYİŞİNDE NİHAİ VARIŞ NOKTASI YOKTUR”
 
Beynin yorulmak bilmeden biçim değiştirdiğini söyleyen yazar, sahip olduğu devreler sisteminin sürekli olarak kurulduğunu belirtir. Ona göre deneyimleriniz benzersiz olduğundan, beyninizdeki nöral ağların içerdiği geniş ve ayrıntılı örüntüler de benzersizdir. Beyniniz yaşamınız boyunca değişmeye devam edeceğinden, kimliğiniz de aslında yer değiştiren bir hedeften farksızdır; nihai varış noktası yoktur.
 
RENKLER GERÇEKTEN VAR MIDIR?
 
“Rengin, çevremizdeki dünyanın temel bir özelliği olduğunu düşünürüz; ama dış dünyada renk diye bir şey yoktur aslında. Elektromanyetik ışınım bir nesneye çarptığında, bir kısmı nesneden seker ve gözlerimiz tarafından yakalanır. Dalga boyu kombinasyonlarından milyonlarcasını ayırt edebiliriz; ama bunların renge dönüştüğü tek yer, kafamızın içidir. Renk dediğimiz şey, çeşitli dalga boyları için yaptığımız ve yalnızca içsel dünyamızda varlık bulan bir yorumdan başka bir şey değildir.”
 
Domingo Yayınları’ndan çıkan David Eagleman’ın kaleme aldığı “Beyin Senin Hikayen” kitabı, beynin gizemli yapısı ve insanın çevresel algısı üzerine okuma yapmak isteyen okurlar için keyifli kaynak olacaktır.