Elif Çakır'ın sunduğu 24 TV'de yayınlanan Söz Bitmeden programına konuk olan Bahadır Özdener, ATV ekranlarında yayınlanan Ben Onu Çok Sevdim dizisini anlattı.
Aynı zamanda Kurtlar Vadisi Pusu'nun da senaristlerinden olan Özdener, bu diziyle Adnan Menderesi'in hayatını anlatıyor.
Bahadır Özdener, Menderes'in aslında bir faili meçhul kurbanı olduğunu söyledi ve onu kimin öldürttüğünü dizide anlatacaklarını belirtti.
İşte Özdener'in açıklamalarından bir bölüm:
Adnan Menderes özelinde, Türkiye’nin yakın siyasi tarihini anlatıyoruz bu diziyle.
Adnan Menderes konusunda olduğu gibi, Türkiye ikiye bölünmüş durumda. Bugün de, dün de, ondan önceki yıllarda da.
Abdülhamit severlik – Abdülhamit karşıtlığı, İttihat Terakkicilik- Hürriyet İtilafçılık, Kuvvacılık-Anti Kuvvacılık, Terakkipervercilik- Halk Fırkacılık, Serbest Fırkacılık- Halk Fırkacılık, Demokrat Particilik- Halk Fırkacılık… Ve o günden bugüne değişen hiçbirşey yok teziyle biz bu diziyi yapmaya karar verdik.
"YÜZDE YÜZ TARAF TUTUYORUM"
Elif Çakır’ın “hangi taraftansınız” sorusu üzerine Bahadır Özdener yüzde yüz taraflı olduğunu söyledi.
Yüzde yüz taraflıyım. Yüzde iki bin taraflıyım. Bir tarafımda bir buçuk yıl boyunca işkence edilmiş ve nihayetinde idam edilmiş bir başbakan, ve bir faili meçhul. Adnan Menderes’i, İsmet Paşa “ben astırmadım” diyor. Ben inanıyorum. Mahkeme diyor ki, “sizi buraya tıkan güç astırdı.” Ona da inanıyorum. Ben insanların beyanına inanırım. Askerlere soruyoruz, en az on ayrı klik devereye giriyor idamlar olmasın diye. Faili meçhul bir idama karşı bir buçuk yıllık işkenceler ve 10 yıllık hakaretler ve akabinde de 50 yıllık iftira kampanyalarının devamında ben yüzde yüz Menderes ve arkadaşlarının tarafındayım.
MENDERES’İ KİM ASTIRDI?
Elif Çakır’ın dizide “kimin bu kararı verdiğini görecek miyiz?” sorusuna ise Özdener “yüzde yüz” cevabını verdi.
Bahadır Özdener şöyle devam etti:
Ben şunu rahatlıkla söylüyorum. Bizim yakın tarih kitaplarımıza göre 6 Ekim 1922’de İngilizler İstanbul’u terk ettiler. Ben de diyorum ki “hadi canım sen de.” İsmet Paşa gibi… Yani 6-7 Eylül olaylarını utanmadan Menderes’in sırtına yıkıyoruz. Kitaplar yazılıyor, filmler çekiliyor. Utanmadan. Yani Türkiye’de bir provakasyon olacak, ta 3. Selim’den itibaren, bu böyle milli bir teşekkül olacak. Yani bizim öyle bir devlet mekanizmamız var. Biz organize edeceğiz. Diyeceğiz ki, sermaye el değiştirmesi lazım. 1948’de İsrail hiç kurulmamış, 1952’de, 54’te Kıbrıs meselesi başlamış, halen bugün neticelenmemiş. Bunu biz organize edeceğiz öyle mi? İsmet Paşa çok güzel bir tabir kullanıyor bunlara: Hadi canım sen de!
"BU DİZİDE İNGİLİZ SİCİMİNİ ANLATACAĞIM"
Alenen söylüyorum. Benim bütün derdim, bu dizinin ömrü bir bölüm mü sürer, üç yıl mı sürer? Ama sürdüğü müddetçe İngiliz sicimini anlatmaya çalışacağım. Reyting kaygım hiç yok. Bir kişi bile seyretse… Zaten kanalla aynı düzlemdeyiz. Yıllardır 1 numaralı dizinin senaristlerinden-yapımcılarından birisiyim. Reyting kaygımız Kurtlar Vadisi’nde de yok, bu dizide de yok.