Erol Büyükburç hayatının en acı olaylarından birini 1999 yılında yaşadı. Türkan Türker ile beraberliğinden olan kızı Ajlan Büyükburç, 22 Temmuz 1999'da, Muğla'nın Fethiye ilçesi yakınlarında sabah saatlerinde geçirdiği trafik kazası sonucu henüz 29 yaşında yaşamını yitirdi.
Babası gibi müzisyen olan Ajlan, ehliyetini kazadan sadece üç gün önce almıştı. Görgü tanıklarının ifadesine göre olay, Ajlan Büyükburç'un önüne çıkan virajı hızla döndükten sonra yol ayrımında paniğe kapılıp frene basması ile meydana gelmişti.
Anayoldan çıkıp stabilize yola giren otomobil, üç takla attıktan sonra da park halindeki bir traktöre çarpmıştı. Olay yerinde hayatını kaybeden genç sanatçı, İstanbul Mihrimah Sultan Mezarlığı'nda toprağa verilmişti.
EVLAT ACISINI BÖYLE ANLATMIŞTI
Kanaltürk'de yayınlanan "2.Sayfa" programına konuk olan Erol Büyükburç merhum kızı Ajlan Büyükburç'tan bahsedince gözyaşlarına boğulmuştu.
1999 yılında trafik kazası geçirip, yaşamını yitiren şarkıcı kızı Ajlan'a otomobil kullanmaması konusunda uyardığını belirten Büyükburç sözlerine şöyle konuşmuştu: "Ajlan'a 8 yaşında caz dersleri veriyordum, şarkılar dinlettiyordum. Tam o sırada Ajlan'ın sadece bana sabit bir şekilde baktığını farkettim, hiç reaksiyon vermiyordu. Sonra annesi Türkan Hanım'a döndüm "Ne oldu" diye sordum. Annesi de "Ajlan şu anda uyuyor" dedi. İrkildim ve annesine "Sakın bu çocuğa araba almayacaksın" dedim. Annesi de yıllarca onu özel arabayla taşıdı. Ama Ajlan araba almayı kafaya taktı ve aldı. Duyunca hemen Ajlan'ı aradım "Aman kızım kendine dikkat et, emniyet kemeri tak, yavaş araba kullan" dedim. Sonra bu üzücü haberi duydum, yıkıldım. Zaten öldüğünü hissettim, içimde bir şey koptu, bittim. Neden bilmiyorum ama sevdiklerimi kaybedeceğim zaman bunu daha önceden hissediyorum. Habercilerim bana bunu iletiyor. Mesela geçen yıl kaybettiğim ablamın evinde siyah bir örümcek gördüm. 'Allah biri ölecek' dedim ve ablamı kaybettim.
ÖLÜLERİ GÖRÜYORUM
Ünlü şarkıcı sözlerini söyle sürdürdü "Kızımı, ablamı, annemi, arkadaşlarımı kaybettim daha genç yaşımdayken. Onları görmüyordum ama artık birebir onları görüyorum, konuşuyorum. Oturduğum zaman dalıyorum ve hepsi karşıma çıkıyor, inanamazsınız. Onları görünce tutamıyorum kendimi ağlıyorum. Onları bir yerde oturtmak istiyorum, tutmak istiyorum, öpmek istiyorum ama olmuyor. Orada çok kötü bir çukura düşüyorum. Allah onları görebilme yeteneğini verdi aynı zamanda buna dayanabilme sabrını da verdi. Onları çok özlüyorum, özlememek mümkün değil. Ben ailemi çok sevdim. Çocuklarımı, annemi, ablamı, arkadaşlarımı çok özlüyorum. Sadece ben değil herkes kaybettiklerini özlüyordur, ağlıyordur."