Bakan Tekin: Bize, '45 gün sonra sırtınızı dayadığınız o ''Uzun'' olmayacak' şeklinde açıkça söylediler

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Star Gazetesi Yazarı Esra Elönü'nün 24 TV'de sunduğu Arafta Sorular programında gündeme ilişkin açıklamada bulundu.

Resmi olarak kendisini cemaatin ve milletin temsilcisiyim diye tanıtan bakanlıkta görevli olanlar vardı. Tehtidlerini savurup gidiyorlardı. Kasım ayının başında bize, 'Siz ne cesaretle bunu yapıyorsunuz, 45 gün sonra sırtınızı dayadığınız o "Uzun" (Cumhurbaşkanı Erdoğan) olmayacak, 45 gün sonra hapiste olacak' şeklinde açıkça söylediler. 2013 yılı Kasım ayının başıydı. Önümüzde seçim yoktu. 45 gün sonra ne olacağını bir türlü anlamlandıramadık.

Sonradan ortaya çıktı ki 45 gün sonra 17-25 Aralık oldu. Kendilerince bir ajanda oluşturmuşlar. Ben onlarla konuşurken siz ahlaksız insanlarsınız madem benim hazırladığım radikal metni ele geçirdiniz neden Haziran'da bunu declare etmediniz dediğimde cevapları bizim kendimize göre bir ajandamız var neyi neye göre söyleyeceğimizi abiler bize söyleyecekler.

'BİZ, ÇOCUKLARIMIZI BU ÜLKENİN VATANDAŞI OLMAKTAN GURUR DUYAN, BU ÜLKENİN BAĞIMSIZLIĞINI GELECEK KUŞAKLARA AKSETTİREBİLECEĞİMİZ BİR KUŞAK YETİŞTİRMEK İSTİYORUZ'

Bu konu ile ilgili o kadar söylenecek şey var ki. Bu sorunu tartışmaya evrensel olduğunu iddia ettiğimiz temel insan hakları metni ile başlamamız gerekiyor. Nihayetinde LGBT gibi tartışmaların referans gösterildiği yerler bu metinlere atıfla yapılıyor. Bu metinleri yeni gelişmelere göre revize ederek tekrar tartışmaya açmamız gerekiyor. Bizi biz yapan toplumsal değerlerimiz neyse Milli Eğitim Bakanlığı olarak yapmaya hazırız. Biz, çocuklarımızı bu ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyan, bu ülkenin bağımsızlığını gelecek kuşaklara aksettirebileceğimiz bir kuşak yetiştirmek istiyoruz. Bunun içerisinde bizi biz yapan değerler var. bunları yapmakla mükellefiz. Seçmeli derslerin içerisinde Türk Toplumunda Aile diye bir ders koyduk. Ayrıca hazırlığını yaptığımız yeni müfredat çalışmalarının içinde de bunlar önceliklerimiz.

'BU KONUDAN BEN DE ÇOK RAHATSIZIM'

Doğrudan bizim tedbir alabileceğimiz bir konu değil. Bir vatandaş olarak fikir yürütebilirim. Bu konudan ben de çok rahatsızım. Daha önce rektörlüğünü yaptığım üniversitede engelli bir kardeşimiz kampüs içerisinde başıboş köpekler tarafından saldırıya uğradı. Çok şükür ciddi bir şeyi olmadı. Bu olayın olması bile bizi tedirgin etti. Ben burada insanların evcil hayvan beslemelerine, sahip çıkmalarına itiraz etmiyorum ama bu yönde adım atan vatandaşlarımızın sorumluluğunu sonuna kadar devam ettirmesi lazım. Sıkılıp sokaklara bırakmamaları gerekiyor. Belki bugün başıboş köpek problemlerini konuşuyoruz ama bu sonra kediler için konuşuyor olacağız. Herkesin sorumluluğunu alması gerekiyor. Ben de bir vatandaş olarak buradan rahatsızlığımı dile getirmiş olayım.