İşte programdan satır başları:
KENDİSİ DE BAŞÖRTÜLÜ AMA...
Melih Altınok: Bu hanımefendi başörtülü bir hanımefendi. Bunu ne için söylüyorum? Onu nitelemek için kafamda ayırdığım, belirlediğim birşey değil. Kendisi öyle ve kendi attığı tweetlerle tamamen farklı bir yerde durduğu için bu vurguyu yapıyorum. Diyor ki, "Yargısa Birlik'in içinde uzun sakallı adamlar konuşanları alkışlıyorlar. Bunca yıllık yargı muhabiriyim hiç uzun sakallı hakim ve savcı görmedim"
SAKAL BİR SUÇ UNSURU MU? KRİMİNAL BİR MEVZU MU?
Melih Altınok: Seçimler oluyor orada, heyecan var. İnsanlar gelmişler takip ediyorlar ve alkışlıyorlar. Tweetinde zaten bir çelişki var ama insanların sakallı olması neyin göstergesi? Suç unsuru mu? Kriminal bir mevzu mu? 'Bunca yıllık yargı muhabiriyim' diyorsun o zaman sakalın kriminal bir mevzu olmadığını bileceksin. Senin de başın örtülü o zaman sana da diyordu eskiden faşistler 'Başı örtülü nasıl gazetecilik yapıyor, nasıl adliyeye giriyor?' diye. Bu faşizmin paralelinde bir tezahür işte. Senin içinde de bu var. Sizin yargıyı çekmek istediğiniz nokta da burasıydı aslında. Ama Büşra hanım sakallılardan hoşlanmıyormuş, sakallılar alkışlamaya girmeyeceklermiş. Aynı zihniyet 28 Şubat'ta başörtülü diye anneleri oğlunun yemin törenine sokmayan zihniyet. Bu faşizmin bir karşılığı.. Allahtan bunlar tasfiye ediliyor.