27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Metin Tarhan: AİHM'nin kararı hem Aleviler hem de Türkiye nezdinde hükümsüzdür

24 TV Arafta Sorular programında Star Gazetesi Yazarı Esra Elönü'nün sorularını cevaplayan AK Parti MKYK Üyesi Metin Tarhan, 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararı hem Aleviler nezdinde hem de Türkiye Cumhuriyeti nezdinde hükümsüzdür' ifadelerine yer verdi.

MERVE KANTARCI ÇULHA18 Mart 2024 Pazartesi 15:08 - Güncelleme:
Metin Tarhan: AİHM'nin kararı hem Aleviler hem de Türkiye nezdinde hükümsüzdür

24 TV'nin her bölümü merakla beklenen programı Arafta Sorular'ın bu haftaki konuğu, AK Parti MKYK Üyesi Metin Tarhan oldu.

"AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ'NİN KARARI HEM ALEVİLER NEZDİNDE HEM DE TÜRKİYE CUMHURİYETİ NEZDİNDE HÜKÜMSÜZDÜR"

Ülkemiz milli birliğini, beraberliğini tesis ederken, devletimiz Alevilerle ilgili rasyonel adımlar atarken ne yazık ki bunu istemeyen odakların olabileceğini düşünmek gerekiyor. Alevileri her şeyden önce toplumdan koparmak istiyorlar. Alevileri yalnızlaştırma, geçmişte olduğu gibi içinde yaşatma, bir sorun alanı olarak elde tutma anlayışların uzantısı olarak değerlendiriyorum ben bunu. Alevilerin yararı olan bir durum değil.

Şimdi Aleviler çok genel olarak, çoğu kez pratik bir örnek veriyorum. Biz onun federasyonunu kurduk. Şahkulu Dergahı var, Karacahmet var, Garip Dede var, Eriklibaba var, Kara Ağaç tekesi var. Buralara gidildiğinde Alevilerin ritüelleri, ibadetleri, uygulamaları görüldüğünde İslam'la çatışan, İslam'dan farklı olan bir durum göremezsiniz.

Hiç kuşkusuz zengin bir ritüelle yapılan durumlar söz konusu. Geleneksel İslami durumunu da aşan bir pozisyonu var. Orta Asya'da Ahmet Yesevi'den itibaren daha ağırlıklı olarak bir anlayışa göre işte İslam'ın Türk yorumu Tasavvuf yorumu gibi nitelendirilen Anadolu ve Balkanlara kadar giden ki Osmanlı'nın Balkanlarda Anadolu'da ilerlemesinin önünü açan devlet kuran bir itikadi unsur Türkiye'den koparılmak isteniyor. Devletimiz bunu gördü ama istismar alanından çıkarmak istiyor ve bu konuda da gerçekten de AK Parti iktidarı döneminde çok önemli rol alındı ve bu çözülecek. Şimdi Avusturya'da kurulu bir federasyon, ismi federasyon ama bunlar o kadar kolay kuruluyor ki çok az sayıda üye ile 4-5 tane dernek kuruyorlar. Onları bir araya getiriyorlar. Federasyon oluyor. Toplam insan sayısı da 20 gibi değerlendirilir. İsmi federasyon. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruda bulunuyor.

Aleviliği kendine göre İslam dışı yorumlama şekilleri var. Türkiye'de Aleviliğin değiştirildiğini, asimile edildiğini mecrasından uzaklaştırıldığını iddia ediyorlar ve bunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye aleyhine karar çıkarılmasını istiyorlar. Ne yazık ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de belirli anlayışların tek elinde bir mahkeme. Algıladığım kadarıyla rasyonel bir değerlendirme de yapmıyorlar. Türkiye'de bir araştırma yapılsa durumun farklı olduğunu, öyle olmadığını anlayacaklar. Türkiye'de tamamen Aleviler açısından bir özgürlük ortamı oluştu. Bir devlet desteği söz konusu. Alevilik ilk kez böyle bu kadar canlı, açık, korkusuzca yaşanıyor ve bunun önüne geçmeye çalışıyorlar.

Deniliyor ki o kararda Alevilik kendine özgü bir din olmasına rağmen İslam içinde yorumlanmasının mümkün olamayacağına karar veriyorlar. Kimin adına niye veriyorlar? Gerçekten Alevi yurttaşlarında bunu artık kabullenemeyeceklerini, kabul edecekleri bir durum olamayacağını anlıyorlar. Belki seyirci kalıyorlardı, çok önemsemiyorlardı.

Her toplumda, her sosyoloji kesiminde marjinal gruplar olabilir. Öyle bırakıyorlardı ama bu son çerçevede artık devam ediyor olması nedeniyle bir karşı duruş geliştirecekler.

Alevi dernekleri ve vakıfları bu konuda çalışma yapıyorlar. Pek yakında böyle olmadığını Alevilerin %90'ının ve %90'ın üzerinden kısmının ki Alevilerin tamamının diyelim onlar içerisinde çıkan bu tarz marjinal gruplar hariç Aleviliği İslam içi değerlendiriyor.

Tasavvufi bir yorum olarak değerlendiriyor. İslam ritüellerine göre Kur'an'a göre ibadetlerini yapıyorlar ve dolayısıyla Aleviliği İslam coğrafyasında ortaya çıkan ve yaşanan bir itikadi unsuru olduğunu değerlendiriyorlar. Bu tür durumları hem Alevilere karşı geliştirilen olumsuz bir aksiyon hem de Türkiye'ye karşı geliştirilen olumsuz bir aksiyon. Bunların bir hükmü var mı? Hükümsüzdür. Hem Aleviler nezdinde hem de Türkiye Cumhuriyeti nezdinde hükümsüzdür. Çünkü rasyonel şeyler değil, birçok şeyin sabote edildiği gibi bu da sabote ediliyor. Yani ülkemiz birçok şeye maruz kaldı, bu da onlardan biridir. Neticede Aleviler kendi dinamiğiyle buna gereken cevabı vereceklerdir diye düşünüyorum.'

  • Arafta Sorular
  • stajyer maaşı 2020
  • AK Parti MKYK Üyesi Metin Tarhan
  • Alevi