12 Aralık 2024 Perşembe / 11 CemaziyelAhir 1446

Basketbolu bırakınca ABD’de Avukat olacağım

Galatasaray Kadın Basketbol Takımı’nın oyuncularından Şebnem Kimyacıoğlu, küçük yaşta basketbola başlayan, sporla eğitimi bir arada başarıyla götüren bir isim. 29 yaşındaki sporcu, önce Stanford Üniversitesi’nde ekonomi okudu, bir yıl önce ise Santa Clara Üniversitesi’nin hukuk bölümünü bitirdi.

İnci Döndaş /[email protected]18 Kasım 2012 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Basketbolu bırakınca ABD’de Avukat olacağım

Galatasaray Kadın Basketbol Takımı’nda öyle bir oyuncu var ki şu an ‘Türkiye’nin en eğitimli sporcusu’ olduğunu söylesek yeridir. Önce dünyanın en iyi üniversitesi ABD’deki Stanford’ta ekonomi okudu, sonra sakatlanıp basketbola ara verince zamanını iyi değerlendirip bu kez Santa Clara Üniversitesi’nde hukuk eğitimi aldı. Bu sezon Galatarasay Kulübü’nde yeniden basketbola dönen Şebnem Kimyacıoğlu’na “Dahi misiniz?” diye sorduğumuzda kahkaha atarak “Değilim” diyor. Güleryüzlü, sempatik, alçakgönüllü bir sporcu aynı zamanda. İngilizceyi ana dili gibi konuşuyor, Türkçesi konusunda “Özür dilerim, pek iyi konuşamam” yorumunu yapıyor. Oysa bugün Türkiye’de doğup büyümüş pek çok erkek futbolcudan çok daha iyi Türkçe konuşuyor! Kulübün Florya Metin Oktay Tesisleri’nde buluştuğumuz Kimyacıoğlu, geleceğin sporcularına örnek olacak hayatını anlattı.

-ABD’de dünyaya geldiniz, nasıl bir çocukluk geçirdiniz, aileniz orada ne yapıyordu?

 1983 yılında Kaliforniya’da Silikon Vadisi’nin ortasındaki Mountain View adlı bir şehirde dünyaya geldim. Babam Türkiye’de elektronik mühendisiydi, babam ve annem 1980’de orada bir şirketten teklif almış. Üç kızkardeşiz. Bütün çocukluğum ABD’de geçti. Yaz tatillerinde Türkiye’ye geliyordum. Türkçeyi öyle öğrenebildim.

-Evde başka sporcu var mı? Neden basketbolu seçtiniz?

Babam genel olarak spora düşkündür. Futbol ve tenis oynar. Üç yaşımda taşındığımız evin eski sahibi arka bahçeye basketbol sahası yapmış. Orada basketbol oynuyorduk. Okulda yemek saatlerinde de basketbol oynardım. Türkiye’de nasıl futbol yaygın,  ABD’de hep basketbol oynanıyor. Beni gören antrenörler babamı ‘Mutlaka bir hocayla çalışsın’ diye yönlendiriyordu. Yetenekliydim, ailem çok destekledi beni.

-Stanford Üniversitesi’nde ekonomi okudunuz, ekonomiyi neden tercih ettiniz?

Aslında biyoloji okumak istiyordum çünkü biyolojiye çok meraklıydım. Ama eğer biyoloji bölümünde okusaydım basketboldan fedakarlık yapmam gerekebilirdi. O bölüm çok daha zordu. Zaten Stanford’ın biyoloji ve medikal bölümleri dünyaca ünlü. Elemeler yapılıyor ve elemeleri geçmek için çok çalışmak gerekiyor. O nedenle basketboldan feragat etmem gerekebilirdi.

DEPLASMANDA ÖDEV YAPIYORDUM

-İkisi bir arada nasıl gidiyordu? Hem eğitim hem basketbol?

Çok zor gerçekten. Uykusuz geceler geçiriyordum. Tabii buradaki gibi bir günde çift idman yapamıyorduk. Ya sabah derse gidiyordum ya da aralarda üç saat idman yapıyordum. Bir gün deplasman maçına gittik, otele saat 22.00’de vardık. Ben ‘Acele bir ödev yapmam lazım’ deyince antrenörüm ‘Ne diyorsun, senin uyuman lazım, yarın maç var’ demişti. Yine de gece 03.00’e kadar ödev yapmıştım.

-Neden Stanford’ı tercih ettiniz?

Spor ve eğitim kombinasyonu o kadar iyi ki dünyada başka okulda böyle bir sistem yok. Eğitim ve spora önem veriyorsanız kesinlikle Stanford’u seçmelisiniz. İlk seçeneğim de bu okuldu.

-Mezun olduktan sonra neler yaptınız?

Mezun olduktan sonra Beşiktaş’a geldim. Bir buçuk sezon Beşiktaş’ta, bir sezon da Galatasaray’da oynadım. Galatasaray’dayken sezon sonuna doğru ayağımdan bir sakatlık geçirmiştim, tendonum yırtılmıştı. Ara verdiğim için çok boş vaktim vardı. Dedemin arkadaşı hukuk profesörü Hayri Domaniç ile birlikte çok vakit geçirdim. Zaten onunla geçirdiğimiz vakit sonrası hukuk okumaya karar verdim çünkü beni çok heveslendirdi. Yazın ABD’ye dönüp hukuk sınavına girmeye karar verdim. Kazanınca da bunu bir işaret olarak gördüm. O ana kadar basketbol hariç gerçekten seveceğim bir şey olmamıştı. Santa Clara Üniversitesi’nde okudum, o dönemde amatör olarak basketbol oynadım. Sınıftan çıkıp spor salonuna gidip deşarj olmak için basketbol oynuyorduk.

-Okulu bitirdikten sonra bu sezon Galatasaray Kulübü’ne döndünüz. Dönüşünüz nasıl oldu?

Bunu kısmet olarak görüyorum. Mayıs ayında mezun oldum ve menajerimle konuştuk. Kendimi iyi hissediyordum ve basketbolu özlediğimi anladım. Hem zaten sakatlığım da tamamen bitmişti. Baro sınavlarına hazırlanıyordum, takımlarla da konuşuyorduk. Sonra Galatasaray bana ilgi göstermeye başladı. Türkiye’ye deneme çalışmalarına katıldım. Hocamız Ekrem Memnun’un da onay vermesiyle bir ay sonra takımdaydım.

HAYATIMDAKİ EN İYİ ÜÇLÜK OKULA DÖNÜŞ CESARETİMDİ

-Stanford’ın gelmiş geçmiş en iyi üçlük atan oyuncularından birisiniz...

Oyuncu olarak çok iyi oyuncular vardı ama evet üçlük atmada iyi olduğum söyleniyor. Hatta adım Standford’ın listesinde de var.

-Kendi hayatınızda attığınız en iyi üçlük neydi?

Derin bir soru oldu ama bence hukuk okumaya cesaret etmem hayatımda attığım en iyi üçlüktü. Çünkü basketbolu bırakacağımdan çok korkuyordum ve hukuk okumak ilginç bir karardı. O nedenle yaşımdan dolayı her şeye sıfırdan başlamaya korkuyordum açıkçası.

-Küçük kız çocuklarına da antrenörlük yaptınız değil mi?

Evet Stanford Üniversitesi mezunu birkaç arkadaşımla şirket kurduk. Hem bireysel ders veriyoruz hem de antrenörlük yapıyoruz. Bir arkadaşım biyoloji mühendisi, diğeri ortopedi uzmanı. Basketboldan kopmak istemediğimiz için bu işe kalkıştık. İmkanı olmayan fakir kızlarla çalışıp onların özgüvenini yükseltmeyi düşünüyoruz. Hijyen konularında da onlara yardımcı olacağız. Farklı ülkelere gidip bu işi yapmak istiyoruz.

-Hangi ülkelere gideceksiniz?

Surinam ile başladık ve şimdilik orada devam etmek istiyoruz. Oradaki kadınlar seslerini hiç çıkaramıyor. Diğer ülkeleri ise henüz kesinleştirmedik.

Baro Sınav Sonuçlarını Bekliyorum

-Basketbolu neden bu kadar seviyorsunuz?

Takım ortamı, takımın bir parçası olmak, takımla sevinçleri ve üzüntüleri paylaşmak çok güzel. Başka yerde bu hissi bulamadım. Biraz hukuk okurken buldum ama basketbol kadar değil.

-Kaç yaşında basketbolu bırakmayı düşünüyorsunuz?

Hiç bilmiyorum ama bence 35 yaşıma gelmeden bırakırım. Çünkü hukuk alanında da devam etmek istiyorum. Çünkü üniversitesindeki dostluklar, o ortamlar... Özledim açıkçası. Sonuçta Türkiye’deyken ABD’yi çok özlediğimi farkettim. Orada doğdum, büyüdüm ve hayatıma yine orada devam etmek istiyorum.            Kaliforniya Barosu sınavına girdim, yakında açıklanacak. Basketbolu bıraktıktan sonra oraya gidip spor hukuku alanında avukatlık yapacağım.

-Basketboldan mı daha çok kazanılıyor yoksa hukuktan mı?

Başlangıç olarak hukuk daha yüksek. Ama bu seçtiğiniz firmaya göre de değişiyor. Bir dava kazandığınızda çok çok daha yüksek miktarda para kazanıyorsunuz.