19 Mayıs 2025 Pazartesi / 22 Zilkade 1446

Bir demlikle dünya turu

Çay, sudan sonra dünyada en çok içilen içecek belki de! Üstelik Japonya’dan İngiltere’ye, Güney Afrika’ya pek çok çeşidi var. Türkiye’de ‘tavşan kanı’ çok seviliyor ama sayısı gittikçe artan ‘çay kafe’lerde dünyanın dört bir tarafından getirilen çaylar da demlenip hem zevk için hem şifa niyetine içiliyor. Nerelerde mi? Rehberimizde...

Aslı Gür26 Nisan 2014 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Bir demlikle dünya turu
Kimimiz demli seviyoruz, kimimiz açık... Şekerli seven de var sade içen de... Eğer siyah çayı sevmiyorsanız üzülmeyin! Yeşil, kırmızı hatta beyaz çay gibi alternatifler de bulunuyor. Bu çay çeşitleri o kadar sevildi ki dünya kültüründe yeri olan farklı çay çeşitlerini sunan ‘çay kafeler’ açılmaya, trend olmaya başladı. Hindistan, Fas, Sri Lanka, Japon, Güney Afrika çayı gibi onlarca çeşidiyle öne çıkan kafelerde, ait oldukları kültürü yansıtan sunumlarıyla damağınıza uygun çayı bulmanız mümkün!
 
İstanbul’un en eski çay kafelerinden biri Beyoğlu’ndaki Cafe Bunka. Japon Kültür Merkezi’nin içinde yer alan Cafe Bunka’nın mönüsünde sadece Japon çayları bulunuyor. Sahibi ise 21 yıldır Türkiye’de yaşayan Akiko Demirci. Yıllar önce Japonya’da şimdiki eşiyle tanışan ve evlenen Akiko Demirci evlilikle beraber İstanbul’a yerleşmiş. Demirci, eşiyle birlikte Japon Kültür Merkezi’ni kurduktan sonra Japonca ‘kültür’ anlamına gelen Cafe Bunka’yı açmaya karar vermiş: “Kültür merkezindeki öğrenciler gerçek Japon çayını hiçbir yerde içemediklerini söylüyordu. Üstelik Japon yemekleri de her yerde çok pahalıydı. Bu yüzden başta öğrencilerimiz faydalansın diye kültür merkezinin içinde çaylarıyla meşhur bu kafeyi açtık. Şimdi şehrin pek çok yerinden müdavimimiz var.”
 
BUĞDAY ÇAYI BİLE DEMLİYORUZ
 
Japon kültürüne göre tasarlanan Cafe Bunka’da yedi çeşit çay bulunuyor. Her birinin yeşil çayın farklı türü olduğunu belirten Demirci, bu çayları Japonya’dan getirttiğini söylüyor: “Sen-cha denilen klasik yeşil çayımız var. Japonya’da yeşil çay üretilirken ilk çıkan küçük yapraklar toplanır ve buhar yardımıyla işlenir. Buharla yapmak sadece Japonlara özgüdür. Bir başka çeşidimiz patlamış pirinç patlaklı yeşil çay, yani genmai-cha. En sevilen çayımız bu. Kavrulmuş yeşil çay da var. Çay kavrulunca kafein oranı azaldığı için hamileler ve çocuklar tüketebiliyor. Yeşil çayın saplarıyla hazırladığımız bir çeşidimiz bulunuyor. Ayrıca mugi-cha adını verdiğimiz buğday çayı var. Bunu demledikten sonra soğutup buzdolabında saklarız. Japonya’da suyun yerini tutar. En değerli çayımız ise matcha adını verdiğimiz çaydır. Toz halindedir ve altın kadar pahalıdır. Yeşil çayın filizleri öğütüldükten sonra kurutularak hazırlanır. Japonların meşhur çay seremonisinde kullanılan da bu çaydır. Büyük bir bardağa sıcak su konur, bambu çay kaşığıyla üç kaşık matcha eklenir. Çırpıcıyla karıştırılıp servis edilir.”
 
YANINA ÇAYLI KURABİYE YAKIŞIR
 
Matcha dışında Japon çaylarının hepsi demlenerek hazırlanıyor. İyi demlemek için su önce kaynatılıyor ardından 60 dereceye getiriliyor ve demleniyor. Japon çaylarının tadını iyi almak için şeker kullanılmadan içilmesi gerekiyor. Cafe Bunka’da her çay, yeşil çayla hazırlanan özel kurabiyeyle servis ediliyor. Bir demlikten yaklaşık üç bardak çıkan çayların fiyatları ise 9-14 TL arasında değişiyor.
 
KAVUNLU OLAN ÇOK SEVİLİYOR
 
Hindistan, Sri Lanka, Güney Afrika... Dünyanın farklı bölgelerinden gelen çayları tatmak istiyorsanız Japonca’da ‘çay evi’ anlamına gelen Cha’ya Galata’ya mutlaka yolunuz düşmeli. Galata’da Şahkulu Bostan Sokak’taki bu kafede 30 çeşit çay var. Hatta ıhlamur gibi bitki çaylarıyla bu sayı 35’i buluyor. Sahibi ise genç bir girişimci, Sezen Kadirli. İTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra okuduğu mesleği yapmak istemediğini anlayan Kadirli, soluğu aşçılık kurslarında almış. Bir süre otel ve restoranlarda çalışan Kadirli, arkadaşları sayesinde çayın farklı dünyasını keşfetmiş: “Tek bir bitkiden onlarca çeşit hazırlanması beni etkiledi. Çayla ilgili kitaplar okumaya başladım. İngiltere’ye gidip bir çay eksperinden ders aldım. Ardından Türkiye’ye dönerek üç buçuk ay önce Cha’ya Galata’yı açtım.”
 
Her çayın hem ham hem de aromalı hallerini sunduklarını belirten Kadirli, her kültürün özel sunumlarıyla bu çayları hazırladıklarını anlatıyor: “Hindistan, Sri Lanka, Güney Afrika, Fas, Japonya, Çin gibi ülkelerin özel çaylarını hazırlıyoruz. Demlikleri de çayları da ülkelerinden getirtiyoruz. Örneğin Fas çayı kendi kültüründe nasıl hazırlanıyorsa biz de burada öyle sunuyoruz. Fas çayı yeşil çaya nane ve bolca şeker katılarak hazırlanıyor. Tadı çok yoğun. Kendi özel bardaklarıyla servis ediyoruz. Güney Afrika çayı denilen roibos çayı ise Türkiye’de kırmızı çay olarak anılıyor. Tadı hafif. Şekersiz servis ediliyor. Minimum beş dakikada demleniyor. En sevilen çaylarımız ise kavunlu beyaz çay, vanilyalı roibos çayı ve Hindistan’ın baharatlı-sütlü çayı.” Cha’ya Galata’da çaylar küçük ve büyük demliklerde servis ediliyor. Üç bardaklık küçük demlik 13, beş bardaklık büyük demlik ise 18 TL. Cha’ya Galata 09.00-23.00 saatleri arasında açık.
 
Cam ya da döküm demlikte servis ediliyor
 
İzmir merkezli Tea&Pot 2010 yılından beri çay kafe olarak hizmet veriyor. Nihan-Zeynep Minareci adlı iki ortağın kurduğu Tea&Pot’ta 45 çeşit çay bulunuyor. Dünyada pek çok ülkeyi gezen kayınvalidesinin çay konseptli kafeleri anlatmasıyla yola koyulduklarını söyleyen Nihan Minareci kendilerinin de özel çayların tiryakisi olduklarını söylüyor: “Yurtdışında ‘tea house’ konseptli kafeler vardı. Biz de onlardan ilham aldık. Çayın dünyada sudan sonra içilen ikinci içecek olduğunu düşünürsek hem sağlıklı hem keyifli birçok çay çeşidinin ağırlıkta olduğu, ev hissi yaratan huzurlu bir ortam yaratmak için çabaladık ve Tea&Pot’u kurduk. Mönüdeki 45 çeşit çay arasında Çin, Hindistan, Güney Afrika ve Türkiye çayları var. Bunlar arasında beyaz çay son dönemlerin favorisi. Yaseminli yeşil çay ise kadın ve erkeklerin favorisi. Tea&Pot, Noel gibi özel karışımlar da çok beğeniliyor. Klasik çay seven kişilerin vazgeçilmezi bergamotlu Earl Grey oluyor.” Tea&Pot’ta çay fiyatları 5-7 TL arasında değişiyor. Mönüde yer alan çayları özel ısıtıcılı döküm veya cam demliklerde sunduklarını söyleyen Minareci “Çaylar masada beş dakikada demleniyor ve müşterimiz arzu ettiği şekilde bardağına servisi yapıyor. Meyve ağırlıklı çayları ve bazı bitki çaylarını cam demlikte diğer çayları döküm demlikte servis ediyoruz. Bu da çay keyfine özel bir anlam katıyor. Demliklerin ve diğer aksesuarların da satışını da yapıyoruz” diyor. 
 
ÇİKOLATALI NANELİ SİYAH ÇAY VAR
 
Sadece İstanbul’da değil farklı şehirlerde de çay kafeler revaçta. İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa gibi şehirlerde 12 şubesi bulunan Sir Winston Tea House da bunlardan biri. 2000 yılında İzmir’de kurulan Sir Winston Tea House’un mönüsünde 24 çeşit çay bulunuyor.  Genel koordinatör Berçin Mayruk, ziyaretçilerin bu enfes çaylarla keyifli vakit geçirmelerini sağlamayı hedeflediklerini söylüyor: “Çay çeşitlerimiz Kuzey Hindistan, Sri Lanka, İngiltere ve Türkiye’ye ait. Klasik harman çay başta olmak üzere yeşil çayın pek çok çeşidini, dünya çaylarını, aromalı siyahlarla meyve bitki çaylarını sunuyoruz. Kuzey Hindistan’daki Himalayalar’ın güney eteklerinde yetişen Darjeeling çayı, Sri Lanka’da yetişen Ceylon çayı, süt eklenerek hazırlanan Hindistan çayı Masala, çikolata-naneli siyah çay bunlardan birkaçı. Özellikle yeşil çaylar, meyve bitki çayları ve dünya çaylarını french press ile servise hazır hale getirip kulplu cam bardağı yanında kurabiye çeşitleriyle servis ediyoruz. Kadınlar genelde yeşil çay ve meyveli bitki çaylarını, erkekler ise dünya çay gruplarını tercih ediyor.” Mekandaki çay fiyatları 3.50 ile             8.50 TL arasında değişiyor.