9 Mayıs 2025 Cuma / 12 Zilkade 1446

Böyle olur laz’ın Formula’sı

Avrupa’nın şampiyon motosiklet yarışçısı Toprak Razgatlıoğlu gelir de Karadeniz uşağı boş durur mu? Geleneksel tahta arabalarla yapılan Formulaz yarışında Razgatlıoğlu “Beni gaza getirmeyin” diye uyarsa da Rizeliler ‘Yarışıyorsak kazanmak için da” deyince işin rengi değişti, Tunca yaylaları F1 pistini aratmadı.

Selim Efe Erdem16 Ağustos 2015 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Böyle olur laz’ın Formula’sı

Toprağından çimen yerine çay çıkar, tropikal bölge gibi kivi bile yetişir. Her tarafı nehir, şelale, orman, yayla. Ne trafik derdi var ne de hızlı şehir yaşantısının getirdiği stres. Yani modern insanın aradığı ‘mutlu yaşamın’ kilidinin anahtarı olarak gösterilen, ‘sakin bir şehir’. Peki ama bu sakin şehirde insanlar neden ‘asabi’ olur. Karadeniz insanının kolay neşelenmesi ve sinirlenmesi meşhurdur. Cem Yılmaz skeçlerinde “Lazlar farklıdır çünkü Karadeniz’de dağlar kıyıya paraleldir” diye açıklar bunu ve ne kadar doğrudur bilinmez ama ‘farklılık’ hayatın her alanında mevcut. Bunlardan biri, Rizeli icadı tahta otomobiller olsa gerek...

KARADENİZLİ ŞAMPİYONLAR

Karadenizlinin yaratıcılığının doruk yaptığı noktalardan biri olan tahta otomobiller, artık sadece Rize’nin değil bölgedeki yaşlı genç herkesin ilgi gösterdiği bir festivale dönüşmüş durumda. 9 Ağustos’ta gerçekleştirilen Red Bull Formulaz’a gittiğimizde, Rize’nin Tunca Bölgesine farklı şehirlerden gelmiş sayısız insanla karşılaşıyoruz. Yarışı izlemek için saatler öncesinden pistin eteklerinde oturup beklemeye başlamış insanlar, canlı yayın yapan bölgesel televizyon Kaşgar TV, ‘şampiyon’ olmak için haftalar öncesinden arabaları ile hazırlanan yarışmacılar ortamı F1 havasına sokmuş. Yarışmacı Rizeliler ile konuştuğumuzda, bir yaz festivalde eğlenmeye gelmenin ötesinde ‘şampiyon bir sporcuyu geçerek Formulaz şampiyonu’ olma havasındalar.

RİZELİ’NİN YERLİ OTOMOBİLİ 115 YAŞINDA

Karadeniz’de gençlerin ve çocukların temel eğlenceleri arasında yer alan ve tarihi 1900’e dayanan geleneksel tahta araba yarışlarında, Türkiye’nin dört bir yanından katılımcılar kendi tasarımı olan araçlarıyla yarıştı. Boyutları maksimum 170 x 70 santimetre ile sınırlı araçlarda direksiyon ve dört tekerlek şartı vardı. Karadeniz tahta araba kültürüne uygun olarak tüm yarışmacılar kıl çorap ve ayak freni yapmak için kara lastik ayakkabı giydi, kask, kolluk ve dizlik taktı. 1.6 kilometrelik parkuru yer yer saatte 60-70 kilometre hıza erişerek en kısa sürede tamamlamaya çalıştı. 10 derecenin üzerine çıkan eğimin yanında sert virajlar da yarışçıları zorladı. Tüm engelleri ve virajları başarıyla aşarak birinciliği kazanan Ahmet Gül, büyük altınla ödüllendirildi. ‘Şampiyon’ Gül’ün yarış sonrasındaki sözleriyse “Makasın genişliği, tekerin içindeki milin genişliği çok önemliymiş, bunu öğrendim” oldu.

TAHTA ARABALI AVRUPA ŞAMPİYONU

Super Stock 600 kategorisinde Avrupa Şampiyonu olan milli motosikletçi Toprak Razgatlıoğlu ve oyuncu Ümit Erdim’in de katıldığı yarış eğlenceli görüntülere sahne oldu. Yarışa ilk kez katılan Toprak Razgatlıoğlu, bir ay sonra İspanya’da Avrupa Şampiyonası’na katılacak olsa da burada tahta arabalarla yarışmaktan korkmuyordu. “Hiç korkmuyorum. Farklı şeyler de yapmak lazım. Zaten Avrupa şampiyonluğum kesinleşti, bir ay sonraki yarış formalite”... “Sizden önce konuştuğumuz Rizeli yarışmacılar ‘Pistte şampiyonu geçeceğiz’ şeklinde iddialı konuşuyordu” diyoruz. Yanıtı “Ama öyle demesinler, öyle derlerse gaza geliyorum. Öyle derlerse illa beni yarışa sokmak zorundalar” oluyor. Peki ama şampiyonlar, festivalde de olsa her yarışa kazanmak için mi çıkar? “İllaki çok büyük hırs oluyor. Her şey de kazanacak diye bir şey yok ama tabii ki kazanmak için çıkılıyor. Her ne yaparsa yapsın illaki kazanmak zorunda. Bu fikre alışıyor insan ve sinir oluyor kazanmazsa”

BİZDE ARABA FRENİ AYAK TOPUĞUYLADIR

Rizeli yarışmacılardan biri 59 yaşındaki ve 50 forma numaralı Veli Bakır. Televizyonda görmüş geçen sene, hoşuna gitmiş ve bu sene yarışa katılmış. “Ben bu sene ilk kez katılıyorum. Çocukluğumuzdan beri bu tahta arabalara binerdik. Tabii eskiden böyle fren, tekerlek lastiği yoktu. Devamlı topuk freniyle gidiyorduk. Arabayı salarsanız o uçar gider” diyor. Şampiyon adaylarından biriydi o da ama şampiyon olamasa da keskin virajlarla dolu pisti tamamlayabilen  sporculardan biriydi...