Rabbimin büyük bir hediyesi sevgi, oğlum olduktan sonra geri viteslerim olmaya başladı” diyen Mustafa Üstündağ ile filmi ve özel hayatı hakkında konuştuk... Armağan Tunaboylu’nun 2004 yılında yayımlanan Yıldız Cinayetleri isimli kitabından uyarlanan Şeytan Tüyü’nün yönetmen koltuğunda Murat Şenöy oturuyor. Birtakım cinayetler üstüne kalan ve kendinin suçsuz olduğunu ispatlamak için her yolu deneyen Metin’in hayatına odaklanan filmde Üstündağ’a Güven Kıraç, Şükran Ovalı, Beyti Engin, Erdal Tosun, Derya Karadaş, Selen Uçer, Murat Serezli ve Haldun Dormen gibi usta oyuncu kadrosu eşlik ediyor.
- Gulyabani’den sonra
Şeytan Tüyü ile beyazperdedesiniz. Projenin hazılık sürecinden bahseder misiniz?
Tolga Afşin Kaya önce romanı getirdi bana ve “Abi bir oku ve sonrasında konuşalım” dedi. Ben romanı aldım ve eve gittim. Dört saat sonra falan Tolga’yı arayıp ‘Ne zaman başlıyoruz?’ dedim. Sonra harıl harıl senaryo sürecine girdik. Armağanın romanda kurduğu dünyayı da bozmak istemedik. Sadece çatısını alalım başka şeyler yapalım derken, en son mutabık kaldığımız romana uyan bir senaryo oldu. Ondan sonra da bismillah dedik ve yola başladık.
Bu toprağın karakteri
- Metin nasıl bir karakter?
Sokakta karşı karşıya gelebileceğimiz, belki de yan yana geldiğimiz ama değmeğimiz, otobüste trende yan yana oturduğumuz ya da aynı ekmek kuyruğuna girdiğimiz adamlardan birisi Metin. Yani bu toprağın karakteri. Armağan romanda da o kadar çok malzeme vermişti ki zaten karakter apaçık ortada.
- Filmde usta oyuncular yer alıyor. Nasıldı ekip arkadaşlarınızla çalışmak?
Şükran Ovalı ve Derya Karadaş’la zaten okul arkadaşıyız. Güven Kıraç’la Uzun Hikaye’de beraber oynamıştık, oradan bir tanışıklığımız vardı. Haldun Dormen, benim okuldayken de hocamdı. Erdal Tosun’la Abi kardeş gibiyiz. Beyti Engin arkadaşım zaten. Etrafın oyuncu olunca en azından şunun rahatlığı oluyor; ben dara düştüğüm yerde sahneyi kaldıracak başka birileri daha var. İnsan kendini güvenli bir yerde hissediyor. Bu karşı karşıya yapılan bir iş. Zaman zaman benim düştüğüm yerler olur. O gün o sahneyi kaldıramam Güven Abi’nin orda olması başka bir şey getiriyor. Şükran’ın orda olması, Derya’nın olması onun düştüğü yerde ben devreye giriyorum benim düştüğüm yerde onlar.
Bela peşini bırakmıyor
- Şeytan Tüyü nasıl bir film oldu?
Aslında bitik, kaybolmuş bir karakter, memleketin her tarafında vardır böyle adamlar. Yapacak bir şey yok yeni bir hayat kurmak zorunda. Ona doğru hamle yaparken, Metin’in geçmişi de peşinden geliyor. Birtakım cinayetler Metin’in üstüne kalıyor. Kendini cinayetlerden kurtarması gerekiyor ancak ispat edecek durumu yok. Metin Çakır kendisi ispat etmek zorunda kalıyor ve bütün hikayeyi arkadaşlarının yardımıyla çözüyor.
- Filmin çekimleri nasıl geçti?
Kalamış, Kadıköy, Balat ve İstanbul’daydık. Bütün sahneler buralarda gerçekleşti.
- Filmde zorlayıcı sahneler var dublör kullandınız mı?
Baş aşağı asıldım, koştum. Bir terk çatılardan atlama sahnesinde dublör kullanıldı. Çünkü yaklaşıl beş altı metre mesafeden çatıdan çatıya atlanıyor. Benim yapabileceğim işler değildi. Bir araba çarpma sahnesinde de dublör kullandım.
Toplasan 40 gün koşmuşumdur
- Filmde güzel bir aşk hikayesi de var
Metin’in kafasında kurduğu bir aşk hikayesi var. Plotonik bir aşk. Bence karşılığını da buluyor. Ama sürükleyen aşk plotonik bir aşk. Hiç durmadan Aynur’un peşinden koşuyorum. Yani toplasan buradan İzmit’e kadar 40 gün boyunca koşmuşumdur.
- Eşiniz de çok başarılı bir oyuncu. Hayat Şarkısı dizisinde Melek karakterine hayat veriyor. Nasıl buluyorsunuz karakterini?
Aslında Melek, Ecem’e uzak bir karakter. Daha doğrusu uzak demiyim. Biz her şeyi kendimizde barındırıyoruz. Ama Ecem’in en son oynadığı Zengin Kız Fakir Oğlan dizisindeki karakterinden sonra Hayat Şarkısı’nda ki karakteri arasında baya fark var. Maşallah iyi de bir ayrım çizdi. Yüreğine sağlık valla ne diyeyim bana takdir ve tebrik etmek düşer.
“Eşimle görüşemediğimiz zamanlar oluyor”
- Aynı evde iki oyuncu... zorlukları oluyor mu? Görüşebiliyor musunuz?
Çok yoğun çalıştığımız dönemlerde görüşemediğimiz zamanlar oluyor. Ama meslektaş olduğumuz için birbirimize toleremiz çok yükseliyor ve ne hissettiğimizi üç aşağı beş yukarı bilebiliyoruz. Bir de evin içi çok eğlenceli geçiyor. Eve gelen arkadaşlarımız da oyuncu ya da müzisyen olduğu için vakit çok keyifli geçiyor.
Tiyatro ile sinemayı dengeliyorum
- Yeni projeler var mı?
Yine projeler var ama ben bir süre durmak istedim. Ben elimden geldiği kadar dengeli durmaya çalışıyorum. Çok fazla o tarafa düştüğüm zamanlarda tiyatro yapamıyorum. Baba Sahne var şimdi Şevket Abinin kurduğu tiyatroda oynayacağım bu sene. Umarım Şeytan Tüyü iyi bir gişe yapar. Baba Sahne kurulduktan sonra Ecem’le beraberde bir şey oynamak istiyoruz.
- Şeytan Tüyü’nü izlemek isteyenler için neler söylersiniz, neler bulacaklar filmde?
Çok eğlenceli zaman geçireceklerini umuyorum. Biz yaptığımız işi beğendik. Kargaya yavrusu kuzgun gelirmiş derler ama arkasında durabileceğimiz bir iş oldu. Takdir seyircide bakalım onlar ne diyecekler.
Geri viteslerim oldu
- Çok tatlı bir oğlunuz var. Çocuğunuz olduktan sonra hayatınızda ne gibi değişiklikler oldu?
Çocuk olduktan sonra değil de o süreç içerisinde her şey değişmeye başladı. Geri viteslerim olmaya başladı. Rabbimin büyük bir hediyesi sevgi. Ben babamın beni ne kadar çok sevdiğini ben baba olduktan sonra anladım. Şimdi diyorum ki babam beni ne çok sevmiş.