3 Temmuz 2025 Perşembe / 8 Muharrem 1447

Canını sultandan zor kurtaran Mevlevi şeyhi

IV. Murat zamanında Konya’da Mevlevi dergahını postnişinliğini yapan Ebubekir Çelebi’nin yaşamı yönetim ile tasavvuf ehli arasındaki ilişkinin ince dengesi üzerine güzel bir örnek. Önce hediyelere boğulan Ebubekir Çelebi, dergahın maddi imkanlarını şahsı için kullandığı iftirası nedeniyle idam kararından kurtulamadı.

Murat Kutlu22 Mart 2015 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Canını sultandan zor kurtaran Mevlevi şeyhi

Tasavvuf ehli ile Osmanlı sultanları arasındaki ilişki daima inişli çıkışlı bir yol izlemiştir. Merkezi yönetimle arasını hoş tutan tarikatlara karşı padişahlar olumlu bir kanaate sahip olurken, İslam’ın temel kaidelerine aykırı batıni yorumlara kendilerini kaptırıp toplumdan soyutlanan ya da kendini gizleyen en mühimi de anlayışı ne olursa olsun devletin kendilerine tanıdığı imkanları kötüye kullanan tarikatlara karşı da sert bir politika izlemişlerdi. Bunun bir örneğini Sultan IV. Murat’ın Revan ve Bağdat seferlerinde görüyoruz. Padişah sefer sırasında iki kez Konya’ya uğramış, birincisinde ihsanlarda bulunduğu Mevlevi Şeyhi Ebubekir Çelebi’yi ikinci defasında idam ettirmek istemişti.

Çok küçük yaşta tahta geçen Sultan IV. Murat’ın saltanatının ilk dönemlerinde sarayda annesi Kösem Sultan’ın hakimiyeti söz konusuydu. Sultan’ın, annesini harem dairesine çekip devlet işlerine karışmamasını emretmesi ancak yirmili yaşlarında gerçekleşti. IV. Murat’ın sert mizacı hem içtimai alanda tavizsiz kararlar almasına neden oluyor hem de çıktığı sefer yolculuklarında taşra idarecilerinin korkulu rüyası oluyordu. 1635 yılında düzenlenen Revan ve Bağdat seferleri de bunun en iyi örneği idi. IV. Murat sefer güzergahı üzerindeki stratejik her noktayı teftiş etmiş, gerekli tedbirleri almayan yerel idarecileri sert bir biçimde cezalandırmıştı. Padişah bu seferde Konya’ya da uğramış Mevlana türbesini de ziyaret etmişti. Burada kendisini dergah postnişini Ebubekir Çelebi karşıladı ve Sultan’a yaraşır izzeti ikramlarda bulundu. Sultan’ın önünde zikir ve sema yapıldıktan sonra Şeyh’e üç samur kürk ve dervişlere iki kese (bin) akçe ihsan edildi, tekkenin masrafları için de Suğla bölgesinin mahsulünden pay ayrıldı. Birkaç gün sonra da Sultan Murat Konya üzerinden İran’a gitmiş, Revan’ı fethederek İstanbul’a geri dönmüştü.

Bu fetihten üç yıl sonra, 1638 yılında Sultan Murat, bu defa Bağdat seferi için tekrar yola koyuldu ve güzergah üzerinde bir kez daha Konya’ya uğradı. Ebubekir Çelebi tarafından Meram bağlarında misafir edilen padişaha kıymetli hediyeler takdim edildi, güzel de bir ziyafet düzenlendi. Ancak Sultan’ın yanında, dergahın maddi imkanlarını şahsı için kullanıyor iftirasıyla çelebiler arası rekabet bunda çok etkilidir- karşı karşıya kalan Ebubekir Çelebi, biraz da şaşkınlıkla kendini savunmuş lakin IV. Murat’ın hakkında verdiği idam kararını engelleyememişti. Durumun iyice kötüye gittiğini gören Sadrazam Bayram Paşa, Şeyhülislam Yahya Efendi ve Silahtar Mustafa Efendi, padişaha kararını değiştirmesi için ısrarcı olmuş, Çelebi’nin idam edilmeyip İstanbul’a sürülmesini temin etmişlerdi.

Bu tatsız olaydan sonra Ebubekir Çelebi’nin yerine Karahisar Mevlevihanesi şeyhi Arif Çelebi tayin edildi. Ebubekir Çelebi’nin tüm malları müsadere edilmek istenmiş ancak para ve mal çıkmayınca daha evvel kendisine Sultan’ın hediye ettiği kürkler de alınmamıştı. İstanbul’a gelen Ebubekir Çelebi bir müddet Bayram Paşa’nın sarayında misafir edilmiş, 1638 yılında da vefat ederek Yenikapı Mevlevihanesi’ne defnedilmişti.

 

ÖNERİLEN VİDEO

Kepçenin temas ettiği binanın çökme anı kamerada

Kapat
Video yükleniyor...