Son derece ilginç mimarisi ve sıradışı öyküsüyle Zal Mahmut Paşa Camii ve Eyüp’teki Külliyesi’ndeyiz. Tesadüflerin birleşmesi mi kaderin cilvesi midir
bilinmez, Sinan’ın estetiğine aykırı mimarisiyle Zal Mahmut Paşa Külliyesi görülmeye değer.
Adının önüne gelen lakabı Osmanlı’nın saltanat trajedisi ile kesişir. Firdevsi’nin Şehnamesi’ndeki Rüstem-i Zal’dan dolayı verilir Zal lakabı. Zira bunu hak edecek kadar güçlü ve kuvvetlidir. İran mitolojisinde eski bir savaşçı ve pehlivanlığın sembolüdür.
Cellat değildir, hatta sıradan bir saray görevlisi olduğu söylenir. Ancak Kanuni’nin oğlu Şehzade Mustafa’nın boğdurulması olayında yedi celladın başaramadığını yapar ve Mustafa’nın ölümü ellerinden olur. Bu hizmeti boşa çıkmaz ve ödül olarak hem paşa olur hem de II.Selim’e damat. Bu hizmetinin bir başka ödülü de külliyesinin Eyüp’te Cellat Mezarlığı’na komşu olması. Görevlerini, öldürülecek kişinin makam ve suçuna göre değişen farklı usullerde gerçekleştirdikleri bilinen cellatlar sağır ve dilsiz olurmuş. Cellatlar yaptıklarını görev olarak kabul etse de halk katil sayar, cellatlarla aynı mezarlara gömülmek istemezlermiş. Şehrin farklı yerleri cellatların mezar yeri olarak seçilirmiş. Görevi cellatlık olmasa da Mustafa’nın celladı olarak Paşa ve damat olan Zal Mahmud’un külliyesi de Eyüp Cellatlar Mezarlığı’na yakındır. Cami, medreseler, türbe ve çeşmeden oluşan Zal Mahmud Paşa Külliyesi’nde kitabe bulunmadığı için tam yapım tarihi de bilinmez. Hadikatü-l Cevani’de 1577 yılına tarihlenen külliyenin mimarisi de oldukça karışık. Topografik şartların zor olduğu bir alana inşa edilen külliyenin yapıları da farklı seviyelerde inşa edilir. Bu nedenle yapıların planları ve örtü düzeni de değişir. Sinan, engebeli ve uyumsuz topografyalarda yaptığı yapılardan farklı çözümle inşa eder bu yapıyı. Külliyenin iki medresesi bulunur. Sekiz sütunlu şadırvanın etrafındaki avluda yer alan U biçimli medrese ve bu medreseye bağlı L biçimli ikinci bir medresesi daha vardır. Kuzey yönündeki merdivenle inilen alt medrese türbe bahçesine uzanır.
AYNI GÜN ÖLDÜLER
Türbenin planı alışıldık tipte olsa da türbede yatanların hikayesi alışıldık değil. Tek kubbeli türbeye sütunlu bir yerden girilmekte. Klasik karınca gözlü pencereleri olan sekizgen planlı türbede Zal Mahmud Paşa ve eşi Şah Sultan yatıyor. II.Selim’in kızı olan Şah Sultan 1561 yılında dedesi Kanuni tarafından Çakırcıbaşı Hasan Paşa ile evlendirilir. Hasan Paşa’nın ölümünden sonra 1572 yılında Zal Mahmud Paşa ile ikinci evliliğini yapar. 1580 yılında Paşa’nın öldüğü gün Şah Sultan da vefat eder. Paşaya büyük aşkla bağlı Şah Sultan’ın bu acıya dayanamayarak öldüğü rivayet edilir. Külliye gibi caminin planı da farklıdır. Sıra sıra taş ve tuğla örgülü yüksek yapı, gerek devri olan 16’ncı yüzyıl gerekse Sinan’ın tasarımlarından farklı. Kırmızı beyaz renkli görünümlü caminin kubbesi, yapının yüksek yan duvarları arasında zor fark edilir. Yan duvarlardaki pencereler, ölçüleri açısından Sinan’ın başka yapılarında rastlanmayan bir uygulamadır. Tek şerefeli minaresi olan yapıyı, Doğan Kuban ‘Sinan yapısı olarak Sinan’ın sanat gelişimiyle tutarlı bir çerçeveye koymak zor’ diye tanımlar. Camiye beş açıklıklı, kubbeli son cemaat yerinden ahşap kakmalı kapıdan girilir. Büyük dikdörtgen planlı mekanı örten kubbe kasnağına kadar olan pencereler mekanı aydınlık kılar. Merkezi kubbe dışarıdan dört köşe kulesiyle destekli. Kubbe kemerleri batıda kalın payelerden doğuda ise duvara gömülü desteklerden çıkar. Eyliya Çelebi bu camiyi bir irem bağı içerisinde Osmanlı ülkesindeki vezir camilerinin en nurlusu olarak tarif eder ve mihrap ile minberini de çok över. Gerçekten de camiyi özel kılan detaylar arasında oymalı mermer minber, titiz işçilikle yapılmış mihrap ve müezzin mahfili bulunur. Mihraptaki özgün çini bordür 16’ncı yüzyılın en güzel uygulamalarındandır. Avlunun doğu duvarındaki çeşme kesme taştan. İstanbul’un yarısını yıkan 1766 depreminde zarar gören ve II.Mahmud tarafından elden geçirilen külliye en son 1955’te restore edilir. Günümüzde yapının restorasyonu bitmek üzere ve medrese bölümünde Mehteran Akademisi açılması planlanıyor. Mehteran kıyafetleri ve enstrümanlarının sergileneceği akademide mehter eğitimi ve dinletileri düzenlenecek.