12 Aralık 2024 Perşembe / 11 CemaziyelAhir 1446

Çeyiz sandıklarında hazine yatıyor

El yazması kitaplar, duvarda unutulmuş tablolar... Elinizde belki de servet değerinde antika eşyanız var ve ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. Fotoğrafını çekip www.bukacparaeder.com adlı internet sitesine gönderin, üç gün içinde değeri belirlensin.

ASLI GÜR /[email protected]4 Kasım 2012 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Çeyiz sandıklarında hazine yatıyor

ASIRLIK tablolar, aile büyüklerinden kalma vazo, fincan gibi ev eşyaları, aksesuarlar, kıyafetler... Elinizde kimi eski kimi ise gerçekten antika olan pek çok eşya var ama hangisinin değerli hangisinin sıradan bir ürün olduğunu bilmiyorsunuz. Öyleyse bukacparaeder.com adlı internet sitesi tam size göre! Antika olabileceğini düşündüğünüz eşyaların fotoğrafını çekip bu siteye gönderdiğinizde, ekspertizler ürünlerinizin değerini belirliyor ve ister antika olarak satışa çıkarıyor isterseniz daha değerlenmesini bekleyebiliyorsunuz.

bukacparaeder.com adlı sitenin kurucusu 37 yaşındaki Muazzez Bodur. Ekonomi eğitimi gördükten sonra uzun yıllar kurumsal şirketlerde çalışan Bodur sanata, koleksiyon objelerine olan ilgisi nedeniyle bu alana yönelmiş. Eski Osmanlı mücevherleri uzmanı olan ve üç yıl önce kurduğu koleksiyonerim.com sitesiyle Türkiye’de eski eserlerin değerlendirilmesindeki eksikliği fark eden Bodur, açığı kapatmak için bu siteyi kurduğunu anlatıyor: “Herkesin taşınırken atıp atmamakta kararsız kaldığı, ‘Kaç para eder?’ diye düşündüğü eski bir obje var. Gizli kalmış, çoğu zaman kıymeti bilinmeyen bu objeler ya çok düşük fiyatlara eskiciye satılıyor ya da bir köşede unutuluyor. Bu eksiği gidermek için siteyi kurmaya karar verdim.”  Elimizin altında bulunan pek çok eşyanın tarihini, maddi değerini bilmediğimiz için kimi zaman onlara zarar verebiliyoruz. Aslında bukacparaeder.com’un tam da bu noktada devreye girdiğini belirten Bodur, süreci “Önce objenin her açıdan detaylı fotoğrafı siteye yükleniyor. Sonra açıklama notu ve ölçüler giriliyor. Site üzerinden başvurusu yapılan ekspertiz görüşmeleri sonrasında gelen raporu eser sahibine iletiyoruz” diye anlatıyor.

Dede eşyaları revaçta

Sitenin yurtiçinde 43, yurtdışındaysa 69 eksperi olduğunu, ekspertiz raporunun üç gün sürdüğünü belirten Bodur, en çok dede ve ninelerden kalma eşyaların sorulduğunu söylüyor: “Çeyiz sandıklarında bir hazine yatıyor. Duvarlarda unutulmuş tablolar, kitapların arasındaki el yazması mektuplar, Kur’an-ı Kerim’ler bazen servet değeri taşıyor. Dedesinden, büyük annesinden kalma eski eşyası bulunanlar, koleksiyonerler, mimarlar, avukatlar, sigorta şirketleri müşterilerimiz arasında. Ama daha çok kendi eski eşyalarının değerini öğrenmek isteyenler başvuruyor. Herbir obje için 50 TL’lik bir kupon satın almanız yeterli.”

EL YAZMASI ESERLER BÜYÜK İLGİ GÖRÜYOR

Bir eşyanın antika olması için en az kaç yıl geçmesi gerekiyor? Bodur, en az 100 yaşındaki eserlerin antika sayıldığını, eser değerini tarihsel dönem ve şu andaki durumunun belirlediğini belirtiyor: “Antika demek objenin sadece yaşıyla alakalı değil. Yapıldığı dönemin sanat akımlarını yansıtması, sanatçının imzası, kondüsyonu çok önemli. Bir yağlı boya tablonun güneş ışığı ve ısısına sürekli mazur kalması, eski ahşap bir objenin kaloriferin üstüne konması, eski varak bir aynanın gereksiz yere yenilenmesi, bir cep saatinin orijinal parçalarının kaybedilmesi ciddi değer kayıplarına sebep olur. Dönemin özel sanatkarları yapmalı ve önemli değerler ödenerek alınmış olmalı. Türkiye’de İslam ve Osmanlı eserleri oldukça değer kazandı. Hat, tesbih, tasavvuf objeleri, el yazması eserler revaçta. Ama tabii ki tablo, porselen, saat, pul, tekstil, hatta vintage (Eski dönemlere ait tek ve özel parça) eserler halen çok talep görüyor.

ANNESİNİN KONSOLU İTALYAN ANTİKASI ÇIKTI

Muazzez Bodur, değeri ölçülen eşyalar arasında pek çok hikayenin gizli olduğunu anlatıyor: “Annesi tanınmış bir tıp doktoru olan müşterimiz, annesine ait aynalı konsolun değerini sormak istedi. Yıllar önce üniversitede okurken bir gayrimüslim kadının bakıcılığını üstlenmiş ve bu aynalı konsolu hediye almış. Araştırmalarımızın sonunda eserin hem şu anki değeri hem de bir Osmanlı işçiliği değil de İtalyan olması onları çok şaşırttı.”