2 Ağustos 2025 Cumartesi / 8 Safer 1447

Çok satan yazarlarla tanışın

Forbes Türkiye’nin kitapları en çok satan yazarlar araştırmasının sonuçlarının izini sürdük, yazarlarla ilgili merak edilenleri kendilerine sorduk. Kimi yüz binler satan kitabını rahatsız bir tahta sandalyede oturarak yazmış, kimi ilk romanını kendi cebinden ödediği parayla çıkarmış, kimi ise işsiz kalma korkusuyla kalemi eline almış. İşte yazdıkları milyonlarca lira ciro yapan isimlerin yazarlık serüvenleri...

İnci Döndaş31 Mayıs 2015 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Çok satan yazarlarla tanışın

SİNAN YAĞMUR

Para düşkünü edebiyatçılar benden nefret ediyor

İlk kitabını, kendi parasıyla 2004 yılında çıkaran Sinan Yağmur, bugüne kadar tam 26 kitap yazdı! 50 yaşındaki Yağmur, aslında öğretmen. 21 yıl sürdürdüğü mesleğine 2010’da ara verdi ama seneye yeniden dönmeyi planlıyor. Kitap yazmanın, edebiyatın kelam ile kalem arasındaki yolculuğu olduğunu belirten Yağmur “1984’te Kırşehir İmam Hatip Lisesi’nde öğrenciyken bir rüya gördüm. Bu rüyada Hz. Mevlana’nın sözü ile Konya’da yaşamaya karar verdim. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde bir yandan yüksek öğrenim yaparken diğer yandan da tasavvufla ilgili araştırmalara yöneldim. 20 yıl boyunca okudum, araştırdım, nihayetinde ilk kitabım yayımlandı, böylece yazarlık dönemim başlamış oldu” diyor.

Kitabını bilgisayar veya daktiloda değil kağıt ve kalemle yazdığını anlatıyor: “Bazı dönemlerde evimdeki kütüphanemde, bazı dönemlerde tek başıma bir dağ başında veya bir orman evinde, bazen de ekibimle kitabın konusunu teşkil eden coğrafyada istişari kamplar yaparak yazarım” diyor.

KORSAN DA İMZALIYOR

Sinan Yağmur için çok satmak mı önemli, yoksa okurlar arasında bir tercih yapıyor mu? “Çok satma derdinde olmadığım için kitaplarının en çok korsanı satan yazarım” diyen Yağmur şöyle devam ediyor: “Para düşkünü edebiyatçılar benden nefret ediyor ve her yerde aleyhime bir karalama algısı oluşturmaya çalışıyor. Suçum ne mi? Kitaplarının korsan baskısını imzalayan bir  yazar olmak. Korsan okuyucu değil bizim sıkıntımız, korsanın batağı, yayın dünyası ve yazarların doymak bilmeyen yüksek telif    açlığıdır.”

Kitaplarının çok satılmasından ziyade çok okunmasını şiar edindiğini belirten Sinan Yağmur, eserlerinin neden çok sattığı konusunda üç maddenin öne çıktığı görüşünde: “Birincisi Allah’ın takdiri. İkincisi halkın samimi desteği ve Anadolu’dan sessiz sedasız çıkmış bir yazara can-ı gönülden sahip çıkmaları. Üçüncüsü ise ‘Edebiyat bizim işimiz’ diyen, edebiyatı babalarının malı zannederek burnundan kıl aldırmayan, kiminin de kendini en akıllı adam sandığı ekâbir takımın beni küçümseyen, aşağılayan ve bıyık altı sırıtmalarla bana karalama operasyonları yapanların daha keskin bir şevk kazandırması. Biliyorum ki kitaplarım sattıkça ve yeni kitaplarım çıktıkça aristokrat kukla kalemler hasedinden çatlıyor.”

UĞUR KOŞAR

Allah dedi ötesini bıraktı!

Türkiye’nin 2014’te kitapları en çok satan yazarı Uğur Koşar’dı. Listeye Allah De Ötesini Bırak, Bana Allah Yeter ve Rabbin İçin Sabret adlı kitaplarıyla girdi. 1975 doğumlu olan Uğur Koşar, kendisini ‘nur terapisti’ ve ruhsal danışman olarak tanıtıyor. Kişisel gelişimden başlayıp spiritüel koçluk gibi tüm eğitimleri aldığını anlatıyor. 2014 yılında Star Gazetesi’nin hafta sonu eklerinden Aslı Gür’e konuşan Uğur Koşar, yaptığı işi şöyle anlatmıştı: “Huzuru bilgelikte ararken velilik yolunda, onu da Allah’ın yolunda buldum. Bana hem terapi hem de asistanlık için psikiyatrlar, psikologlar, yaşam koçları geliyor. ‘Bu adam ne yapıyor’ diye merak ediyorlar. Çünkü tek seanslık bir terapide depresyon, anksiyete ve panik atağı bitiriyoruz. Tek seansta kesin biter demiyorum, bunu Allah bilir ama çok şükür ikinci kez gelen olmadı. O yüzden bazı şeyler okuldan gelmiyor. Zihin terapisinde insanları içlerindeki mutluluğa götürüyorum, nur terapisinde ise Rabbe, kalbe götürüyorum. Nefesle birlikte yapıyoruz bu çalışmayı. Nefes koçluğunu rahmani boyuta taşıdım. Nur Terapisi’nde ruhun yıkanmasını sağlıyorum.”

10’un üzerinde kitaba imza atan ve eserlerinde “Yüreğinize kulak verin. Çünkü Allah yüreğinizde” diyen Koşar, yine aynı söyleşisinde “Kitabın adına bakın. Allah dedim ve ötesini bıraktım. Devamı da geldi. Allah’ın lütfu bu. Ben her derdimde Allah’a koşarım ve ötesini düşünmem” demişti.

KAHRAMAN TAZEOĞLU

İlk kitabımı işsiz kalmamak için yazdım!

Yaralı ve Bukre gibi çok satan kitapların yazarı 45 yaşındaki Kahraman Tazeoğlu, Açık Öğretim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü mezunu. Aslında radyo programcısı olan Tazeoğlu, ilk kitabını çalıştığı radyonun müdürünün kendisini işten atma tehdidi karşısında işsiz kalmamak için 2001 yılında yazmış!

Tazeoğlu “İlk kitabım bana zorla yazdırıldığı için en çok satanlar arasına girebileceği aklımın ucundan bile geçmedi açıkçası” diyor. Yazarken hayatından ve yaşadıklarından beslendiğini anlatan Tazeoğlu, derlemelerle birlikte 17 kitaba imza atmış. Kendisini kitap okuma alışkanlığı olmayanların okuduğunu söyleyen Tazeoğlu, şöyle devam ediyor: “İlk benimle başlıyorlar kitap okuma yolculuklarına. Onlara ulaşabilen tek yazarım. Okuma alışkanlığı olmayanlar, olanlardan sayıca çok fazla olduğu için bu kadar çok satılıyor kitaplarım. Çok satmamdaki diğer bir neden ise samimiyet.”

Bir kitabın çok satması Tazeoğlu için önemliymiş, “Çünkü daha çok okumayan kesime ulaştığımın da kanıtı oluyor bu. Ülkem adına seviniyorum o zaman” diyor.

AZRA KOHEN

Fi ve Çi çok sevildi Pi ise yolda

Akhilah takma adıyla tanınan Azra Kohen, önce Fi adlı kitabı kaleme aldı, sonra Çi’yi yazdı, kısa bir süre sonra ise Pi çıkacak. İstanbul Üniversitesi’nde radyo televizyon ve sinema okuyan Kohen, Daha sonra Ottawa Üniversitesi’nde eğitim gördü, Boğaziçi Üniversitesi’nde nöro-psikoloji doktorası yapıyor. Fi’de dört farklı kişinin deneyiminin içinde kaybolmak yerine; hesapsızca, hadsizce, korkusuzca var olduklarını okuyorsunuz. Çi’de ise “İyi bir hikaye asıl bittiği yerde başlar” diyen Azra Kohen, Fi’yi devam ettirdi. Yakında ise Pi geliyor.

AHMET BATMAN

Her cümlesi sosyal medyada

Sabah Uykum ve Soğuk Kahve kitaplarının yazarı Ahmet Batman da 2014’e adını yazdıran yazarlardan. Röportaj vermiyor, fotoğraf çektirmiyor. Kitaplarındaki sözler sosyal medyada çok paylaşılıyor. “Hayat çok kısa acilen mutlu olmamız lazım”, “Sen benim en güzel filmimsin”, “Başkasında bulamadığım huzurumsun”, “Ben senin güldüğünde kaybolan gözlerini sevdim”, “Gelişine sevmek lazım düşünmeden”, “Ben dostluğundan şikayetçi değildim ama insan aşık olacağı kişiyi seçemiyordu”, “Konu seni unutmaksa ben yokum” onlardan birkaçı...

METİN HARA

İlk baskı 2 saatte tükendiğinde ağladım

2014’ün en çok satan yazarlarından biri de Aşkın İstilası kitabıyla Metin Hara idi. Bugüne kadar sadece bir kitap kaleme aldı. Bir üçleme planlayan Hara, ikinci kitabın yaz sonunda okuyucuyla buluşacağını söylüyor.

1982 doğumlu Hara, Çapa Tıp Fakültesi’nde Fizik Tedavi Rehabilitasyon Bölümü’nü bitirdi. Şu an yaptığı işi merak ediyorsanız, yanıtı şöyle: “Bu zor bir soru. Üniversitede fizik tedavi okudum, garson olarak çalıştıl, seminerler veriyorum, danışmanlık yapıyorum, yazarım. Benim mesleğim insan hayatına dokunabilmek. Bunu tüm işlerimde yapmaya çalışırım.”

UYKUMDAN ÇALIYORUM

Yaklaşık 14 yıldır insanlara eğitimler verip onların hayatına bir şekilde etki etmeye çalıştığını belirten Hara “Söylediğim şeyleri dinleyecek durumda olmayanlar, uzakta yaşayanlar, herhangi bir nedenle bana ulaşamayanlara bir şans tanımak istedim” diyerek kitap yazdığını söylüyor. Metin Hara’ya göre şöyle düşünüyor olabilirsiniz: “Metin huzuru anlatıyor, deniz kıyısındaki bir kasabada oturup yazıyor.” Hara “Bunu denedim, tek başıma bir bungalovda durmayı denedim ama çok iyi gelmedi” diyerek kitabını geceleri yorgunluktan ölürken uykusundan çalarak çok rahatsız tahta bir sandalye üzerinde ve çalışmaya uygun olmayan bir yemek masasında yazdığını anlatıyor. Ayrıca kendisini daha duygusal hale getirmek istediğinde annesine yazdığı şiirleri, bazı duygusal yazıları ve anılarını hatırlayıp ağlaya ağlaya yazdığını söylüyor. Kitabının 15 sene demlendikten sonra yazıldığını anlatan Hara, ilk baskısı iki saatte tükendiğinde evde hüngür hüngür ağladığını belirtiyor.

Peki Hara’nın kitabı neden bu kadar çok okunuyor? Kendisi üç neden sıralıyor: “Birincisi samimiyet. İkincisi kitapta çok fazla insanın hayatını değiştirecek teknik ve uygulama var. Bu da okuyucunun okumaktan öte bir noktaya geçmesi, yaşantısına bir şeylerin değişiminin katılabilmesiyle ilgili. Üçüncüsü ise kitabın altının dolu olması. 410 sayfadaki her cümle insanın kalbinin açılabilmesi için dizayn edildi.”

 

ÖNERİLEN VİDEO

Cinayet zanlısı kümesten çıktı

Kapat
Video yükleniyor...