Sultan II. Abdülhamid’in kız kardeşi Mediha Sultan, 1879 yılında Paris Sefareti Kâtibi Sami Paşazade Necip Bey ile bir aşk evliliği yapmıştı. Hemen paşalığa getirilen Necip Bey, eşi Mediha Sultan ile birlikte Baltalimanı’nda bulunan saraylarında mesut bir hayat sürmüş, çiftin Abdurrahman Sami adında bir de erkek çocukları olmuştu. Ancak bu mutlu evlilik sadece altı yıl sürdü. Tifoya yakalanan Damat Necip Paşa, 1885 yılında vefat etti. Kardeşinin durumuna çok üzülen Sultan II. Abdülhamid, Mediha Sultan’ın münasip biriyle yeniden evlendirilmesini istemiş, bunun için de Sadrazamı Kamil Paşa’yı görevlendirmişti...
CENAZEDE BEĞENMİŞ
Sadrazam Kamil Paşa, padişahın emri ile eş adaylarını aramaya başladı. Mediha Sultan ile evlenip saraya damat olacak kişinin; babasının veya ecdadının devlet erkânından olması, güzel bir ahlaka sahip olması, otuz yaşından küçük, kırk yaşından da büyük olmaması gerekiyordu. Sultan için düşünülen eş adaylarından Büyük Reşit Paşa’nın torunu Reşit Bey ile Süreyya Paşa’nın oğlu Şekip Beyler hakkında tahkikat yaptıran Kamil Paşa, ismi zikredilen zatların terbiye açısından biraz noksan olduğu kanaatine varmış, bu adayların padişahın huzuruna çıkarılmasını engellemişti. Yıllar sonra anlatılan bir hikâyeye göre Mediha Sultan, eşinin cenaze merasimi sırasında gördüğü ve o yıllarda daha henüz genç bir subay olan Ferit Bey’i beğenmiş, hiç vakit kaybetmeden kendisi ile evlenme talebini saraya ileterek ikinci evliliğini gerçekleştirmişti. (Hatta bu durumdan haberi olan Kamil Paşa’nın, Mediha Sultan’ın ricası üzerine eş adaylarından Şekip Bey hakkında padişaha menfi rapor verdiği söylenir.) Bu rivayetin doğru olup olmadığı hala tartışma konusu olsa da Mediha Sultan, Şûray-ı Devlet âzalarından olan İzzet Hasan Efendinin oğlu, Londra Sefareti’nin eski başkâtibi Ferit Bey’le 1885 yılının Nisan ayında evlendi. Evliliğin hemen öncesinde Şûray-ı Devlet âzalığına getirilen Ferit Bey’e, nikâhtan üç yıl sonra da vezir rütbesi verildi. Sadrazam Kamil Paşa, Ferit Bey’in uygun bir eş adayı olduğunu belki de yine Mediha Sultan’ın ricasıyla Sultan II. Abdülhamid’e yazdığı bir arîza ile şöyle anlatıyor...
“Mediha Sultan Hazretlerinin emr-i mesnun-u izdivacı hususunda nazarı itinaya alınan mevaddın birincisini şeref-i sıhriyet-i şahaneye mazhar olacak zâtın eben an rical-i devleti âliyyeden olması, ikincisi hüsnü ahlâk eshabından bulunması, üçüncüsü asla kadın yüzü görmemiş ergen olması, dördüncüsü otuzdan dûn kırkından efzûn olmaması kaziyyeleri idüğünden bu esaslar üzerine gözden geçirilen bendegândan birçoğu indeltahkik kemayar zuhur ederek hesaptan çıkarılmıştır. Nihayet-ül-emir Şûrayı devlet âzasından mütevvefa İzzet Efendi mahdumu Ferid Bey kulları varid-i hatır-ı kemteri olup mumaileyh Londra sefareti seniyesi başkitabetinden geçenlerde infizal etmiş olmasına mebni hemen Dersaadete celbolunarak müşahade olundukta hakake şeklen pek yakışıklı olmakla beraber hüsn-ü ahlâka malik ve sinni matluba muvafık bulunmasıyla mumaileyh kulları sairelerinden ziyade intihaba layık görülmüş olduğundan emrü ferman isabeti beyan hazret-i şehriyariye tevafuk eylediği takdirde mumaileyh kullarının haiz olduğu rütbe-i saniye sınıf mütemayizinin bir derece terfii ve şûrayı devlet âzalığına tayiniyle badel’akit rütbesi bir derece daha terfii buyurulur ise de olbabda kâtibe-i ahvalde emrü ferman hazreti veliyyül emrindir.”
1885 yılında nikâhları yapılan Mediha Sultan ile Damat Ferit Paşa, Baltalimanı Sarayında yaşamlarını sürdürdüler. Milli Mücadele yıllarının bitip, İngiliz askerlerinin İstanbul’u boşaltmasının ardından sessiz sedasız Avrupa’ya gidip bir süre Fransa’da ikamet ettiler. Burada kanser olan Damat Ferit, Nice şehrinde hayata gözlerini yumdu. (1923) Yeniden dul kalan eşi Mediha Sultan ise bir müddet ailesinden kalan mücevherlerini satmak suretiyle hayata tutunmaya çalıştı lakin o da 1928 yılında Fransa’nın İtalya sınırında bulunan Menton adlı bir kasabada hayatını kaybetti.