Ejderhalar Ülkesi.. Vietnam...

Vietnam’da bulunan Halong Bay, ölmeden önce görmek istediğim yerler listesinde yer alıyordu. Konfüçyus öğretisinin, ejderhaların, krallıkların, uçsuz bucaksız pirinç ve çay tarlalarında emek veren kadınların, direnişin, incilerin ülkesi Vietnam..

Savaşta 2 milyona yakın insanını yitirmiş olan Vietnam, Amerikalılara karşı sürdürdükleri kıyasıya mücadele ile dünyaya sesini duyurmuş.. Çekilen bunca acıdan sonra, barış içindeki Vietnam, görülmeye değer. Çok uzun zamanlar Fransızlar ve Çinlilerin egemenliği altında yaşayan Vietnam halkının yaşadıkları yıllardır filmlerle bizlere gösteriliyor.

Ulaşım

İlk uçuşumuz Qatar Airways ile İstanbul’dan, Doha aktarmalı Hanoi uçuşu. Hanoi Saygon uçuşu ise Vietnam Havayolları ile. Dönüş uçuşumuz Saygon- Doha- İstanbul olarak gerçekleşecek. Dünyanın en iyi havayollarından biri olan Qatar Airways’in uçakları gerçekten de devasa büyüklükte ve en son teknolojiye sahip.140 noktaya hizmet vermek de pek kolay olmasa gerek!

Başkent öncelikli

Bakımlı parkları, bahçeleri, meydanları, tropikal meyveleri, rengarenk kalabalık pazarları, eski tarzdaki alışveriş dükkanları ile yeni ile eski iç içe bu şehirde.

Vietnam’ın başkenti olan Hanoi’de 7 milyondan fazla insan yaşıyor. Vietnam halkı tarafından çok değerli olan Ho Chi Minh’in anıt mezarının burada olması da Hanoi’ye milyonlarca turistin gelmesine neden oluyor.

Hanoi’de, baharatçılar, bisiklet ve otomotiv tamircileri, sepetlerden sarkan sebze ve meyveleri satan kadınlar ve bunun gibi bir çok esnaf evlerine ekmek yerine pirinç götürme çabasında. One -Pilar Pagoda Budist Tapınağı ve Temple of Literature görülmeye değer..

Halong Bay

UNESCO’nun Dünya Miras listesi’nde yer alan, Ha Long Körfezi’ne yayılmış 3000’den fazla adayı görmek kendinizi adeta cennette hissettiriyor. Ancak Hanoi’den Halong Bay’e, hız kısıtlaması nedeniyle yaklaşık 3 saate yakın bir zamanda ulaşıyorsunuz.

Saygon

Saigon Hanoi’ye göre daha modern ve gösterişli. Saigon, ünlü lideri Ho Chi Minh’in ismini de taşıyor. Burada Posta Binası ve Notre Dame Kathedrali, Presidential Palace, Savaş Müzesi, Cu Chi Tünelleri ve renkli Ben Thanh Pazarı Saygon’da görülmesi gereken yerler arasında yer alıyor.

ALIŞVERİŞ

* Benim gibi ev dekorasyonuna düşkünseniz,  farklı bir obje, heykel ya da eşsiz renkleriyle sizi büyüleyen panolar alabilirsiniz.

* Yeşil çay, Ao Dai (yöresel kıyafet) ipek şallar, el nakışı ile hazırlanmış resimler ve Çin porselenleri en güzel alışveriş seçenekleri arasında yer alıyor.

İlla pazarlık

* Vietnam genelinde taksilerde taksimetre olmasına rağmen, pek kullanıldığı söylenemez. Taksiye binmeden önce mutlaka pazarlık yapmanız  gerekiyor.

* Bu yoksul Asya ülkesi alışveriş konusunda aynı Türkiye gibi. Pazarlık yaptığınız takdirde, bazı ürünleri yarı fiyatından daha da ucuza alabiliyorsunuz.

Egzotik gösteriler ve nehir turu

* Hanoi’de Vietnam’ın geleneksel yapısını yansıtan, müzik eşliğinde yapılan Water Puppet Show’u mutlaka izleyin.

* “Ao Dai “adıyla bilinen Vietnamlı kadınların özel günlerinde giydikleri yöresel kıyafetleri alabilir, özel davetlerde kostüm olarak kullanabilirsiniz.

*Rig sow turu (bisikletli mini fayton) ile dolaşırsanız Viet halkının yaşantısını,  zorluklar içinde hayata tutunduklarını göreceksiniz.

* Mekong üzerinde tekne gezintisiyle Vietler’i tanıyın.

* Vietnam’a özgü biblolar, tablolar, baharatlar, el sanatları, inciler insanın başınızı döndürüyor.

Sıra dışı bir mutfak Dünyaca ünlü Vietnam Mutfağı gerçekten de denenmeye değer.. En iyi mekanlar, en özel lezzetler; Vietnam’da yemek yemek sihirli bir ritüel.. Vietnam Mutfağı, Çin ve Fransız sömürgesi altında yaşanan yılların sonucunda, ortaya çıkan bir sentez mutfak. 

Sokak lezzetlerini tadarken, biraz dikkatli olmalısınız.  Deniz mahsülleri, tavuk ve et burada imdadınıza yetişiyor. Domuz eti bir yana fare, yılan ve köpek bile rahatça yediriliyor Vietnam’da.

 Restoranlar (Hanoi)

Cau Go Restaurant: Eşsiz manzarası, leziz yemekleri ve  sevimli İspanyol müdürü ile benim en beğendiğim  yerlerden biri. Restorana girerken biraz hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz ama en üst kata çıktığınızda restoranı görür görmez bana hak vereceğinizden eminim.

Allante Restaurant: Hanoi de konaklamamızı gerçekleştirdiğimiz, Sunway Hotel’in içinde bulunan, açık büfe olarak sunulan yemekler, hem görsel açıdan hem de lezzet olarak beni ve seyahat arkadaşlarımı inanılmaz etkiledi.

Helal yemeklerin bulunduğu, domuz ürünlerinin kullanılmadığı yemekler menülerde sunuluyor.

Allante Restaurant, güler yüzlü ve misafirperver ekibi ile dört yıldızlı olmasına rağmen, beş yıldızlı hizmet veriyor. Allante de, istiridyeler, karidesler ve birbirinden leziz yemekler sizleri bekliyor.

Restoranlar (Saygon)

Saygon’u Türkiye ile kıyaslarsak İstanbul gibi düşünebilirsiniz. Dünyaca ünlü şeflerin hizmet verdiği, lüks markaların, lüks restoranların, barların, gece klüplerinin olduğu eğlenceli bir yaşamın olduğu bir kent Saygon.

Ly Club: Belki de Vietnam seyahati boyunca kendimi en rahat hissettiğim, otele giderken vakit olursa burada mutlaka yemek yemeliyim dediğim, meğerse bir sonraki akşam yemeği rezervasyonumuzun olduğunu öğrendiğim, şık, sofistike tarza sahip olan, sıra dışı bir mekan Ly Club. Bir villanın içinde yer alan restoranda, füzyon mutfak sunuluyor. Dışarıda hava 35 derece ve insanlar şık giyinmiş .. Bahçede yapılan canlı performans ise size Saygon halkının eğlenceye ne kadar düşkün olduğunu gösteriyor.

Hoi An: Vietnam’a özgü lezzetleri tadabileceğiniz, şık dekorasyonu ile sizi büyüleyecek farklı bir ambiyansa sahip.

Saygon’da bunların dışında mönüleri, temizlikleri ve güvenilirlikleri ile tercih edebileceğiniz diğer restoranlar şöyle...  Ben Nay Restaurant, Press Club, Bobby Chin’s, Cantina Central, Luong Son, Paragon Saigon Otel’in restoranı..

Safiye Yaşar Erdiger / ZAMAN GEZGİNİ

Bu Eros’un maskesi var

Selçuk Arkeoloji Müzesi’nde sergiler arası gezerken Eros’la karşılaştım. Yalnız elinde bu sefer yayı ve oku yoktu. Şaşkınlığıma kahkaha atarak konuşmaya başladı: Hey yabancı... Elimde ok ve yay görmeyince şaşırdınız mı? Şakacı bir edayla; kim tutuşturmuş bunu elime? Ah, aşk... Aşık olunca karşınızdaki kişiyi nasıl görüyorsunuz? Sorarım size; dünyanın en güzeli, en yakışıklısı, cömerti vs... Kim mi soruyor? Ben, aşkın tanrıçası Eros. İzninizle devam edeyim: Peki, şimdi siz mi ona maske takıyorsunuz? Yoksa o size kendini beğendirmek için ona seçtiğiniz maskeyi takıyor?  Benim görevim, birbirine uygun gördüğüm kişilerin kalplerine nişan almak. Gerisi sadece size kalmış. İster maskelerle birbirinizi kandırırsınız ya da karşınızdaki kişiyi olduğu gibi kabullenirsiniz.  Kabullendiğinizde, birbirinize teslim olursunuz. İşte: “Aşk” o vakit sizinle olur. Her yerde ışıltınız fark edilir. Şimdi, izninizle aranızdan ayrılıyorum. Bu arada “Sevgililer Günü”nü unuttuğumu sanmayın.  Onlara: Aşk ile ışıldıyacakları güzel bir ömür diliyorum.

Kastomonu Saat Kulesi

Eskiden ne çok “ah” çekerdim. İstanbul’dan sürgün gönderilmek ne çok gururuma dokunmuştu. Hem de  niçin? Vay efendim, padişahımız hazretlerinin gözde cariyesi benim sesim yüzünden çocuğunu düşürmüş. Külliyen iftira... Benim sesim o kadar kaba ve korkutucu olabilir mi? Söyleyin, dostlar...Tabi Sarayburnu’ndan buralara geldiğimde öyle şaşkın öyle bitapdım. Yine de hakkını yemeyeyim. Kastamonu halkı, beni güzel Moni’nin karşısına koydu. Aynı, Galata Kulesi’nin Kız Kulesi’ne baktığı gibi bakarım. Moni zariftir, başında deli rüzgarlar eser. Ne de olsa gençliktendir, efendim.

Cumhuriyetin ilanı sonrası Mustafa Kemal Paşa’nın buraya gelişinde gururlandım. Belki o gün, “iyi ki sürgün gönderildim.” dedim. Yani ey yolcu; başına gelen kötü olaylar kim bilir talihindir.

Bu da kulağına küpe olsun. Kastamonu’ya yolun düştüğünde yamacıma gelip bir çay iç. Şehre benim tik-taklarımla bak.