8 Mayıs 2024 Çarşamba / 1 Zilkade 1445

Elden ele 5 lira

Hayatın farklı noktalarına farklı bakış açılarıyla değinen Adem Dönmez yeni kitabı Ver Bana Düşlerimi ile raflardaki yerini aldı. Dönmez kitabı için “Ortada bir beş lira var. Bu para kimin eline geçerse kitap onun üzerinden anlatılıyor” diyor.

Gizem Tümbay8 Mayıs 2016 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Elden ele 5 lira

İlk kitabı Kahramanım Olur musun? ile Timaş Yayınları Roman Yarışmasında ikincilik ödülü alan Dönmez, Ver Bana Düşlerimi ile toplum hayatımızı, karmaşık duygularımızı ve kişisel hikâyelerimizi farklı bir üslupla anlatıyor.

-Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz

Ben Safranbolu doğumluyum. İki ağabey ve bir ablaya sahip olarak masal gibi bir çocukluk yaşadım. Safranbolu’nun o güzel evlerinden birinde yaşadım. Ağabeylerim ve ablam benden çok büyük oldukları için onlar okula giderken ben de onlar sayesinden kitaplara yaklaşmaya başladım. Böylelikle okula gitmeden okumayı öğrendim. Yaşlı bir komşumuz vardı, bana sürekli masallar ve hayat hikayeleri anlatırdı. İlkokuldayken yazar olmaya çoktan karar vermiştim. Üniversite de Kimya Mühendisliği okumamam rağmen, şuan sevdiğim işi yapıyorum. Hayalimi gerçekleştirdim ve hayalimi gerçekleştirmeye doğru ilerliyorum.

Herkesin bir hayali var

-Ver Bana Düşlerimi’nin hikayesi nasıl ortaya çıktı

Aslında bu kitap karmakarışık hikâyelerden oluşuyor. Ben 2003 yılında İstanbul’a geldim. Levent’te o yıllarda bir patlama olmuştu. Ben bankanın önünden geçtikten bir durak sonra bu patlama oluyor. Hayatımda ilk defa böyle bir patlamayla karşılaşmıştım ve beni çok etkilemişti. O günden sonra o patlamayı ben defalarca rüyalarımda yaşadım. Bu benim kafamda İstanbul için oluşan ilk şeylerdendi. Ondan sonra gezmeyi çok seven birisi olarak İstanbul’da birçok yeri keşfetmeye ve insanların hikayesini dinlemeye başladım. Toplumumuz içindeki farklı insanları farklı yerlerden toplamaya çalıştım. 2011 yılında da Sütlüce’de benzer bir olay gerçekleşti. Diğer olayı unutmaya çalışırken bu olayı da birebir görmek benim kafamda değişik bir kurgu oluşturdu. Bu kitabın da ana çıkış noktası bunlar oldu.

-İlk kitabınız Kahramanım Olur musun? 2011 yılında düzenlenen Genç Timaş Roman Yarışması’nda ikincilik ödülüne layık görülmüştü

Kahramanım Olur musun? 80 günlük bir geziyi anlatıyor. İran, Pakistan, Hindistan ve Nepal’i gezdim. Suriye mesela o dönemde çok güzeldi. Bu ödülü aldıktan sonra jüriden birisi yanıma geldi ve ‘Kitabını okudum. 20’li yaşlarındaki bir genç nasıl yazarsa onun gibi yazıyorsun ama ne olursun bunu kaybetme. Hatta elinden geliyorsa bundan sonra kitap okuma’ dedi. Kahramanım Olur musun, 20’li yaşlarındaki bir çocuğun hayatına odaklanıyordu. Bu kitapta hikayenin bir kısmı çocuğun gerçeğini bir kısmı da hayallerini ele aldım.

-İnsanların olaylar sonucunda yaşadıkları psikolojileri de ele alıyorsunuz. Bu konuda bir psikologdan destek aldınız mı

Bu konularda konuştuğum birkaç psikolog oldu ama ben insanlarla konuşmayı çok sevdiğim için özellikle yaşayanlardan konuları dinlemek istedim. O yüzden de okuyan herkes kendinden izler bulabiliyor. Bazı arkadaşlarım hatta kitabı okuduktan sonra ‘Burada benden mi bahsettin?’ diye sorabiliyor.

Duygular müzikle açığa çıkıyor

-Kitabın içinde karekodlar da var

Ben kitabı çok uzun sürede yazdım daha önce de bahsettiğim gibi. Bir karakteri yazıyorum ve diğerine geçmek için bir süre bekliyordum. O sürelerde de hayatımda birçok şarkı dinliyorum, yazarken, çalışırken...  Bu dinlediğim şarkıları da kitabın içine koymak istiyordum. Sonra editörümle konuştuk ve karekodlarla o şarkıları kitabın içine koyduk. İstedim ki okuyucular benim yazarken yaşadığım duyguları, okurken hissetsinler.

Farklı karakterlerin farklı hayatları

Ver Bana Düşlerimi, bu hayatları nasıl ele alıyor

Ortada bir beş lira var. Bu para kimin eline geçerse kitap onun üzerinden anlatılıyor. İlk bölümdeki karakter kitabı bir pastacıya veriyor ve kitabı verdikten sonra hemen olay gerçekleşiyor.  Pastacı bu olaya şahit oluyor. Sonra pastacıya başka bir müşteri geliyor parayı alıyor. O taksiye biniyor, taksiye geçiyor. Taksici başka bir müşterisine veriyor. Aslında toplum içerisindeki farklı karakterlerin hepsinin hayatlarına dokunuyor. O insanların hepsinin geçmişinde de farklı hikayeler karşımıza çıkıyor. Kitap 13 farklı hikayeyi bir yerde topluyor. Kitabın sonunda da sizde ‘Evet ya benim hayatım da aynen böyle’ diyebiliyorsunuz.

Bu 13 kişinin ortak alanları var mı

Aynı toplumda yaşamaları. Sadece aynı yıllarda aynı toplumda yaşamaları. O bombalı saldırıya hepsi farklı bir gözle bakıyor. Biri çok iyi olmuş derken bir diğeri de hayatı parçalanabiliyor.

Kitabın farklı bir ismi var nasıl ortaya çıktı

Ben hikayelerimi oluşturmaya, bölümleri yazmaya başladıkça, internetten yayınladım. Kitabın ismine de Hayatımızdaki Karmakarışık İlişkiler demiştim en başında. Ben her bölümü ekledikçe okuyanlar, yorumlar yapmaya başladılar. Kitabın son bölümlerine geldiğimizde okuyuculardan birisi, ‘Herkesin bir hayali var ama biz hayallerimizin peşinde koşmuyoruz ya da koşturulamadığımızı hissettim’ dedi. O zaman hep birlikte Ver Bana Düşlerimi diyoruz dedik ve bu kitabın ismi ortaya çıktı.

Yeni çalışmalar var mı

Yeni kitabımda bir pilotun hikayesini anlatmak istiyorum. Ben yazar olmak isteyip, yazar olmanın ne kadar zor olduğunu gördüğüm için pilot olmanın da bu kadar zor olduğunu düşünüyorum. Küçükken birçok çocuk, pilot olmak isterdi ama nasıl olunacağına dair pek fazla bilgisi yoktu. Bununla ilgili birçok pilotla konulup bilgi almaya başladım.