15 Haziran 2025 Pazar / 19 ZilHicce 1446

Türk gladyosu tasfiye oldu

CIA dinlemesin diye eski KGB ajanları ve Türk istihbaratı yüksek baş ağrısı yaratan ‘radyo dalgaları’ ile dolu odada görüşürmüş. İşte o görüşmeleri yapan isimlerden Tümamiral Soner Polat, NATO Gladyo’sunu dünyada ilk tasfiye eden ülkenin Türkiye olduğunu ve bu zafere de AK Parti’nin imza attığını söylüyor. Polat, 9 Ağustos’ta dünyadaki tüm dengelerin değişebileceğine de dikkat çekiyor.

SELİM EFE ERDEM7 Ağustos 2016 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Türk gladyosu tasfiye oldu

Eski başbakanlardan Adnan Menderes’in ‘İktidar olduk ama muktedir olamadık’ ya da Bülent Ecevit’in ‘Türkiye’de kontrgerilla var’ sözleri, Türkiye’de seçimle iş başına gelen liderlerin hükümet kursa da ülkeyi yönetmelerine devlet içindeki güçlerin izin vermeyişini anlatan en güzel sözlerdi. Uzmanlara göre Türkiye 1952’de ‘Batı Paktı’na girdiğinden bu yana, NATO Gladyosu ya da derin devletinden ilk defa 15 Temmuz’dan sonra başlayan ve devlet içinde 60 bini bulan bürokrat temizliği ile kurtuldu. Türkiye’de artık hükümet-resmi devlet-derin devlet ayrımları tarihe karıştı. Eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı emekli Tümamiral Soner Polat, dünyada NATO Gladyosu’nu yenen, tasfiye eden ilk ve tek ülkenin Türkiye olduğunu belirterek “Bu bir zafer” diyor. Türkiye’de artık milli bir devlet var.

“Türkiye’de partilerin üzerinde bir sistem var” diyerek başlıyor anlatmaya Polat. Türkiye’nin iç ve dış düşmanlar ile nasıl bir savaş içinde olduğunu en iyi bilenlerden biri o. Peki ama Türkiye’de devleti yöneten hükümetleri oluşturan partilerin üzerinde kim var? Anlamak için, yakın tarihimize bakmalıyız: Türkiye’de hükümetler ya 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980’de olduğu gibi askeri darbeyle devrilir ya 12 Mart 1971 veya 28 Şubat 1997’de olduğu gibi askeri muhtıra ile ‘balans ayarı’ yapılırdı. Öncesinde terör ya da ekonomik krizlerle ‘şartlar olgunlaştırılırdı’ tabii. Türkiye, 1960’tan 2002’ye kadar bu nedenle sayısız kriz ve koalisyonla, istikrarsızlık ve ekonomik krizlerle yaşamak zorunda kaldı. Hepimiz, bu işlerin arkasında ‘derin devlet’ ya da partiler üstündeki yapı olan Gladyonun olduğunu bilirdik, ama nafile...

DEVLETİ NASIL YÖNETTİ

Polat, Gladyo’nun nasıl oluyorda Türkiye’yi her fırsatta karıştırabildiğini ve bundan sonra atılacak adımları da anlatıyor: “(FETÖ üyesi olarak) devletten tasfiye edilen 60 bin kişinin içinde CIA ajanları da var. (Gladyoyu tasfiyenin) ikinci adamı akademisyen, çevreci, gazeteci görünümlüler... Maden çıkarılmasına karşı çıkan Almanya’dan gelen çevrecilere bakın...

Onları da ayıklarsak, bağımsız bir ülke olarak kaynaklarımızı koruyabiliriz.” Herkes biliyordu ki tüm bu kalkışmaların arkasında bir ‘üst akıl’ ya da NATO Gladyosu veya derin devleti vardı. Mevcut hükümeti düşürmeye ya da iş yapamaz hale getirmeye yönelik tüm darbe girişimleri aslında Gladyo’yu oluşturan yargı, ordu, emniyet, üniversite, medya ve sivil toplum örgütleri içindeki uzantılarının top yekun hareketiydi. Savcıların, hakimlerin, generallerin, emniyet müdürlerinin, rektörlerin, işadamlarının 15 Temmuz’da deşifre olması ve tasfiyesi, Gladyoyu tasfiye etti. Resmi devlet veya hükümeti devre dışı bıraktıran Gladyonun gücü, devlet içinde ordu, dışişleri, yargı gibi kurumların içine yerleştirdiği ve gerektiğinde sistemi kilitleyen bu bürokratlar ve iş dünyası, üniversiteler, medya, STK gibi kamuoyunu oluşturacak araçlardı.

ZAFER AK PARTİ’YE AİT

“Gladyo’ya karşı zafer, AK Parti’ye aittir. Onu paramparça etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan kararlı olmasıydı bu başarı olamazdı” diyen Polat, 15 Temmuz sonrası ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper’in “Muhataplarımızın birçoğu görevden uzaklaştırıldı ya da tutuklandı. Bunun Türklerle yürüttüğümüz işbirliğini zayıflatıp zorlaştıracağı şüphe götürmez” ve ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Votel’in ‘İkili ilişkiler adına endişeliyiz. ABD’nin bölgedeki operasyonları zayıflayabilir” şeklindeki sözlerinin 15 Temmuz’un arkasındaki üst aklın ABD ve NATO olduğunun göstergesi olduğunu anlatıyor: “Bunun itirafını yapıyorlar. (Gladyoyu tasfiyenin) ikinci adımını da atıp onları da ayıklarsak, bağımsız bir ülke olabiliriz.”

Polat, 9 Ağustos’taki Erdoğan-Putin görüşmesinin dünyanın fay hatlarını tetikleyebileceğini söylüyor.

Ukrayna’da bir odada, eski KGB, CIA ve Türk istihbarat üçgeni

- “Ulus devleti olmak istiyorsak, ilk koşullardan biri güçlü bir istihbarat, caydırıcı ordu, üreten ekonomi ve dengeli uluslararası denkleme sahip olmamız gerekiyor” diyen Soner Polat, Genelkurmay eski İstihbarat Daire Başkanı olarak Ukrayna ile stratejik istihbarat paylaşımı için yaptığı görüşmede eski KGB ajanları ve Türk istihbaratı arasındaki görüşmeleri takipteki CIA ajanlarına dair çarpıcı bir hatırasını da paylaşıyor: “Genelkurmay istihbarat görevlisi olarak, iki ülke arasında istihbarat işbirliği için Ukrayna’ya gittim. Eski KGB ajanları ile görüşme yaptığımız sırada, müthiş bir baş ağrısı hissettim. Bu durumu, Rus istihbarat görevlisiyle paylaştığımda “Bunu size söylememiz lazım ama bu odaya şu anda elektro manyetik dalga, radyoaktif dalga yayıyoruz. ABD büyükelçiliğinin iki senedir bizi dinlediğini fark ettik, özel görüşmeler için böyle bir tertip aldık” dedi.

Türk Stay Behind

- NATO üyesi ülkelerde mevcut resmi devleti ve hükümetleri devre dışı bırakan derin devlet ya da Gladyo adıyla anılan yapı, ABD ve İngiliz kontgerilla kuruluşu olan ‘Stay Behind’ tarafından kurulmuştu. ‘Geride Kal’ adını taşıyan bu kuruluş, resmi asker ve polisin dışında, yasadışı silahlı kuvvetler ve onlara bağlı sivil yapılanmalar içeriyordu. Türkiye’de ise ‘Özel Harp Dairesi’ ve onun bürokrasi ve sivil kurumlarda oluşturduğu örgütlenme ile anılmıştı. 1952’te kurulan Özel Harp Dairesi’nin varlığından haberdar olan ilk siyasi, 1974’te dönemin başbakanı Bülent Ecevit olmuştu. Eski Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in de ‘Stay Behind’ örgütlenmesi üyesi olduğu bile iddia edilmişti.

9 Ağustos’ta küresel denklem alt üst olabilir

NATO Gladyosunun olduğu ABD’den Almanya’ya, İtalya’dan Hollanda’ya kadar tüm ülkelerin Türkiye’de 15 Temmuz’da darbe girişimi olacağını bildiğini kaydeden emekli Tümamiral Soner Polat, 9 Ağustos’taki Erdoğan-Putin görüşmesinin dünyanın fay hatlarını tetikleyebileceğini söylüyor: “Dünyanın en iyi istihbarat servisi şuanda Rusya’da. Zaten KGB geleneğinden geliyor ama NATO’nun konvansiyonel silah üstünlüğüne karşı açığını inanılmaz istihbarat ile kapatıyor. Rusya’nın elinde 15 Temmuz darbe girişimi ve arkasındaki ülkelere dair mutlaka bilgi vardır. Bu bilgileri 9 Ağustos’taki Erdoğan-Putin görüşmesinde bizimle paylaşıp paylaşmayacakları, dünya çapındaki dengelere bağlı. Rusya ve Türkiye ilişkileri şu anda taktik seviyede. Suriye konusunda, Türkiye ile Rusya’nın görüşmeleri birbirine daha yakın. Suriye’de ABD ve Batı ülkeleri Suriye’de bir PKK koridorunu zorluyor. O PKK koridoruna karşı Rusya, İran ve Suriye var. Rusya ile Türkiye arasında, şöyle görüşmeler yapılmalı: Stratejik çerçeve içinde Ukrayna’dan Kırım, Gürcistan, Azerbaycan, Irak ve Suriye’ye iki ülkenin çıkarları görüşmeli. Ruslar şunu çok iyi biliyor, Türkiye’nin toprak bütünlüğü, Rusya’nın bütünlüğü demektir. Türkiye’de düşmanca bir üst kurulduğunda Rusya diye bir şey kalmaz. Rus ticaretinin yüzde 65’i boğazlar üzerinden geçiyor. Coğrafya, bu iki ülkeyi birbirine mecbur ediyor. Bu görüşme, jeopolitik fay hatlarını hareketlendirebilir. Türkiye, küresel bir saldırı altında ve bunu hiç bir ülke tek başına durduramaz. Yeni bir uluslararası denklem lazım. Almanya, kendine Türkiye’yi rakip görüyor ve AB üye yapmıyor.

Türkiye istese de istemese de jeopolitik nedenlerle Doğu’ya kayacaktır. Batı’yla ilişkilerini koparmadan, Doğu ile denge kurmalıyız. Türkiye’nin pakt değiştirmesi, küresel dengelerin alt üst olması demektir ve Batı buna izin vermek istemez.”

İtalya başaramadı

NATO Gladyosu’na karşı ilk mücadele eden ülke 1990’da ‘Temiz eller’ ile İtalya olmuştu. Ama mevcut hükümetin dışında devleti NATO Gladyosu ile yönettiği iddia edilmiş ama ceza alan sayısı bin 188 kişide kalınca örgüt tasfiye edilememişti.

 

ÖNERİLEN VİDEO

AK Parti'den Babalar Günü'ne özel video

Kapat
Video yükleniyor...