6 Haziran 2025 Cuma / 10 ZilHicce 1446

Cenk Eren: Gökay Kalaycıoğlu ile haber bahane

Cenk Eren, ‘Repertuvar’ projesiyle geçen yıl yaptığı Tanju Okan Şarkıları’ndan sonra şimdi de ‘Ferdi Özbeğen Şarkıları’nı yorumladı. ‘O Günler’ isimli şarkıyı kliplendirmek üzere Ses Tiyatrosu’nda buluştuğumuz Eren geçmişle bugünün muhasebesini yaptı.

Gökay Kalaycıoğlu 18 Aralık 2016 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Cenk Eren: Gökay Kalaycıoğlu ile haber bahane

Yüzüne baktığın zaman yaşanmışlıkları, özlemi, sevgiyi, dostluğu, yorgunluğu, fedakarlığı, ihaneti, merhameti, samimiyeti ve dahi kederi özetle hayata dair tüm insani duyguları okuyabiliyorsunuz. Aslına bakarsan öyle bir aynalama yapıyor ki karşısındaki insana sen ne isen o da, o oluyor karşında bir anda! Dünyası saygı ve sevgi üzerine kurulu ha bir de inandığı değerleri sonuna kadar savunmaya... İstemeyi bildiğin zaman canını bile alacağın kadar fedakar bir yapısı var aslına bakarsan adım gibi biliyorum! Hayata karşı bu naif duruşunu ya da kendi tabiri ile çekingenliğini, bazen dimdik, sert bir duruşun ardına gizlemeye çalışsa da pamuk gibi kalbini, gözlerine bakmaya bilen herkes çok iyi görür. Çünkü öyle bir yürek ki o gönül gözüyle bakar karşısındaki her insana! Cenk Eren’den bahsediyorum dostlar... Hani yıllarca söylediği her şarkıda, o kadife dokulu kavruk sesiyle dağladı ya yürekleri! İşte bu hafta da haber bahane serisi için aynısını yaptı... Acılarını, sevinçlerini, hüzünlerini, en değerlilerini ve kıymetli son projesini bizlerle paylaştı. Ortaya ne mi çıktı? Tek kelime ile, samimiyet! Haydi dostlar bu hafta da haber bahane, Cenk Eren şahane... Buyursunlar...

Yeni albümle şahane bir yoğunluğun içine girdin...

Yoğunluk şuan ile sınırlı değil, bir altı yedi ay öncesi hazırlık aşamasında başladı. Şu an işte tanıtım koşuşturması var.

Albüme dair ilk reaksiyonlar nasıl, senin kendine has yöntemlerin vardır illa ölçmüşsündür...

D&R listelerinde dördüncü sıraya çıkmışız albüm çıkalı şurada birkaç gün oldu. Ayrıca iTunes’a birinci sıradan girdi albüm bu da çok güzel bir şey.  

Nasıl çıktı repertuar projesi?

Altı, yedi yıldır aklımda olan bir projeydi ve geçen sene Tanju Okan ile hayata geçirdim. Bu beğeni Ferdi Özbeğen albümünü tetikledi. Ferdi Özbeğen ile çok keyifli bir dostluğumuz da vardı Allah rahmet eylesin. Tanju Okan’ın lansman gecesinde Ferdi Özbeğen şarkılarını okumaya karar verdim.

Bu repertuar serisi nereye kadar devam edecek?

Şimdilik biraz dururuz, tabii büyük de konuşmamak lazım. Bundan sonra aklımda olan sıfır şarkılardan oluşan bir albüm yapmak var.

ÖZBEĞEN ŞARKILARI 2’Yİ ÇIKARMAYI DÜŞÜNÜYORUM

Yaşayan bir sanatçının şarkılarına yeniden hayat vermeyi düşünmez misin?

Düşünebileceğim bir tek Sezen Aksu vardı onu da Muazzez Abacı yapıyor ki o da yakında çıkıyor. Dediğim gibi repertuar işine ara verebilirim ama bir ihtimal belki Ferdi Özbeğen şarkılarının ikincisini yapabilirim.

Şarkıları seçerken zorlandın mı?

Çoook, çok! Bir iki tanesini okumakta ısrarcı oldum şarkıların kalan tamamının seçimini prodüktörüm Şafak Karaman’a bıraktım. ‘O Günler’, ‘Büklüm Büklüm’ ve ‘Ağla Halime! Ağla Halime’ aslında Şafa ile ortak tercihimdi.

Tanju Okan albümünde ‘Kadınım’ aldı yürüdü, bu seride hangi şarkı öne çıkacak sence?

Vallahi takip ettiğim kadarıyla şuan hepsi at başı gidiyor. Tanju Okan’da şarkılar sırasıyla ilerledi, Ferdi Özbeğen’de hepsi aynı anda öne çıktı şaşırdık, inan zorlanıyoruz.

Klip hangi şarkıya geliyor?

Ses Tiyatrosu’ndayız ve birazdan ‘O Günler’ in çekimine başlayacağız. Aklımda ilk klip olarak hep bu şarkı vardı. Selda Bağcan vokal koçluğumu yaptı bu şarkı için. Duygusunu sevdiğim şarkıdır ‘O Günler.’

Repertuar şarkılarını söylerken Tanju Okan’ın ya da Ferdi Özbeğen’i yanında hissettin mi?

Stüdyoda bir şarkıyı on, on beş saat boyunca belki yüzlerce kez söylüyoruz. Teknik mevzuları düşünmekten işin duygusal boyutuna geçemiyorsun. Şarkılarla baş başa kalıp dinlemeye başladığımda bazı şeyler film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor. Tanju Bey’i sahnede izlemiştim ama Ferdi Bey ile bir arkadaşlığımız vardı. Ufaktım, Şan Tiyatrosu’nda Ferdi Özbeğen konserini izlemeye geldiğimiz zamanı hatırlıyorum, hayranlıkla izlemiştim. Şimdi ise ben okuyorum o şarkıları.

Dinleyici sende ne buluyor?

Samimiyet buluyor. Dışardan soğuk görünüyor olabilirim. Memur kenti Ankara’da doğdum büyüdüm, orta halli bir ailenin çocuğuydum. Çok çekingen insanlardık, öyle büyüdük. O çekingenliğim insanlara soğukluk ukalalık gibi geldi. Çok muzdaribim bu konudan dolayı ve çok da üzülüyorum. Ben öyle biri değilim!

Nedendi o çekingenlik?

Ezik büyümekten! Biz başımız önde gezerdik! Küçük mahalleler, küçük hayatlar, geçim sıkıntıları... Bunlar hep insanın başını öne eğen, omuzlarını düşüren konular. Bunlar bize o yıllarda bu çekingenliği, sakin durmayı zorunlu öğretti. Kalabalıklar önünde şarkı söyleyen ben yolda yürürken, 7 - 8 kişiyi göreyim hemen yolumu değiştiririm. Sebebi ukalalık değil, çekingenlik.

Belki ilk zamanlarda biraz...

İlk yıllarda belki hırslarımızdan dolayı ne oldum delisi olmuş olabiliriz, ufak tefek hatalar yapmış olabiliriz. İşte bu algıyı kırmak için, yenmek için uğraşıyorum.

Kalabalıklar içinde şarkı söyleyen ben, sokakta yürürken birkaç kişi göreyim yolumu değiştiriyorum. Nedeni çekingenlik.

HAYATI GEREKTİĞİ KADAR YAZAMAK LAZIM! NE AZ NE FAZLA

Tarzın, müziğin, sahne duruşun ve kıyafetlerin hiç değişmedin. Pek çok sanatçı ne tuhaflıkların içine düştü...

Olmuştur illa, benim de olmuştur! 30 yıllık süreç içerisinde elbet benimde hatalarım, tuhaflıklarım olmuştur.

O dikine dikine taradığın saçları görmezden gelmek lazım tabii!

Saçlarım olsa yine dikerdim! Yaş ilerledikçe hayatını oturtmaya başlıyorsun.

Kaç yaşında oturdu hayat?

40’dan sonra oturdu. Son 10 senedir daha aklı başında hareket ediyorum. Artık olgunluk dönemimdeyim.

Hayat sana ne öğretti Cenk?

Hayat bana hayatı gerektiği kadar yaşamayı öğretti, ne çok fazlasını ne de azını... Lazım olduğu kadar uçlara gitmeden, orta yolu bularak yaşamak gerek.

Yorgun musun?

Yorgunum! İnsanlar beni 10 - 15 senedir tanıyor ama toplamda geriye dönük bir 32 yıl var.  22 zorluklarla yoğrulan, yorulduğum yılım var. Mücadele etmeden hiç birşeyin altın tepside sunulduğunu görmedim. Karşılığını almaya başlayınca unutuyorsun o yorgunlukları o da ayrı.

Geriye dönüp baktığın zaman hayata dair eline aldığın karne seni mutlu ediyor mu?

Düzgün yaşadım, can yakmadım. Elbet etkiye tepki olarak canım yanmıştır, can yakmışımdır. Ama asla çok büyük boyutlarda olmadı. 4,5’dan 5 ile geçerim!

Siyaset yapmayı değil siyaseti izlemeyi seviyorum

Siyaset dendi mi mangalda kül bırakmıyorsun! 

Siyaset yapmayı değil, siyaseti izlemeyi seviyorum. Orada bir fikrim varsa ve bu fikir soruluyorsa söylüyorum olay bu. Körü körüne birşeye bağlı olup gitmenin çok doğru olduğunu düşünmüyorum.

Peki neden eleştiri oklarının hedefindesin?

İstanbul’dan Ankara’ya trenle 12 saatte gitmiş adamım. Hal böyle iken, hızlı tren yapan iktidara “Allah razı olsun” diyorum, öbür taraftan iktidar yalakası diyor çıkıp biri! Ne diyeyim, iyi şeyleri görmeyelim mi ? Eleştirdiğim yerler yok mu elbette var ki onları da dile getiriyorum. Bana iktidar yalakası diyenler oturup düşünmeli çünkü ben hiçbir partinin hiçbir partili belediyenin konserine çıkmadım.  Belediyeden iş almadım, almayacağım. TRT’de program yapmadım! Bir şey elde etmek için yapmadım. Ben doğru bildiklerimi söylediğim gibi, yanlış bildiklerimi de söylüyorum.

O çatlak seslere göre sanatçı muhafazakar olmamalı mı?

Böyle birşey olabilir mi Türkiye muhafazakar bir toplum iken!

Peki ya Cenk Eren? Muhafazakar mı?

Muhafazakarım! İnan benim de muhafazakar taraflarım var!

Bu yönünle eleştiriliyorsun ama...

‘O kendine baksın, işte biliyoruz onu’ diyen çok oluyor. Muhafazakarlık insandan insana değişebilen birşeydir, bana muhafazakar gelen başkasına gelmeyebilir ayrıca başkasına gelen de bana muhafazakar gelmeyebilir. Bunu bir kalıba yerleştiremezsin.  

Dikte söz konusu olunca dayanamıyorsun değil mi?

Bana şunu, bunu yapmayacaksın etmeyeceksin dediğin anda inadına yaparım. Kimsenim haddi değildir. Günahı da, sevabı da bana ait. İnsanları yaşam tarzları kendilerini ilgilendirir. Bunu fazla dejenere etmeden, ortalığa yanlış örnek olmadan kim hayatını nasıl yaşamak istiyorsa öyle yaşasın hayatını. Yeter ki toplumun değer yargılarını göz önünde bulundurarak yaşasın...

Şimdi diyecekler ama Cenk hiç mi hatalı davranmadı bu anlattığı konularda diye...

İnsan hatalarından geçmişinden ders alır, devam ettirip ettirmemek de kendine kalır. Şimdi böyle düşünüyorum ileride yine hatalar yapabilirim. İnsanoğlu hatalar yumağıdır. Ayrıca tamam hatalarım olmuştur belki 10 sene önce diyelim... 10 yıl önce hatalı davrandım diye aynen devam mı edeyim aynı hatayı yapmaya yani? Hatalarım varsa da düzeltmeye çalışıyorum.

İnsan hatalarından, geçmişinden ders alır. Devam ettirip ettirmemek kendine kalır.

ATEŞ  DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKIYOR SAYGILI OLMALIYIZ

Yaşadığımız acı gündem için ne söylersin?

Beşiktaş’ta patlamalar olduğunda sahnedeydim. Hemen aşağı indim, Hülya ile konuştuk ve devam etmeme kararı aldık.  Mücadelemiz devam edecek sonuna kadar, alışmayacağız teröre! Allah kimseye yaşatmasın, üzülüp kahroluyoruz ama ateş esas düştüğü yeri yakıyor yani aileleri, saygılı olmak zorundayız!

Eğlence göreceli bir kavram değil mi?

Öyle! Eğlence göreceli bir kavram doğru! Sinemaya gitmek, tiyatroya gitmek, maça gitmek ya da izlemek, televizyonda bir dizi izlemek, denize gitmek ya da evde televizyon önünde çekirdek çitlemek de eğlencedir. Biz sahneye çıkmayınca bu ölümler duracaksa ben 1 sene çıkmayayım kendi adıma! Peki ya geride kalan çalışanları ne yapacağız?

Şarkılar hep eğlenmek için değil ki ayrıca...

Aynen öyle! Hangimiz Neşet Ertaş’ın ‘Ah Yalan Dünya’sını dinlerken üzülmüyoruz, dertlenmiyoruz, acılarımı paylaşmıyoruz? Bu terör belası biz şarkı söylemediğimiz zaman duracaksa söylemeyelim. Acılar bizim acılarımız değil mi? Ölenler bizim kardeşlerimiz canımız değil mi? Belki bizim de başımıza gelecek! Biz bu şekilde yaşamaya yaşamak zorundayız hayatı. Onlar durdurmak istedikçe, durdurmadan yaşamak lazım hayatı.

KOCA ADAM OLDUM HALA ANAMIN KOYNUNDA UYURUM!

Dengeyi nasıl kuruyorsun?

Önceliğim ailem. İstediği kadar günüm yoğun olayım, o an annemi görmek istemişsem her şeyi bırakırım. Profesyonelliğe sığmaz dersin ama yine de giderim. Kazık kadar adam girer anamın koynuna yatıveririm. Orada bir şey var beni besleyen!

Pişmanlıkların var mı?

Olmaz mı? Hayat pişmanlıklarla, güzelliklerle bir bütün. Elbette doğrularım, yanlışlarım olmuştur ama bunlar kaderimmiş, yazılmış ki yaşamışım. O hatalar, pişmanlıklar olmasa belki bugünkü Cenk Eren olmazdı...

Mahrumiyet duygusunu çok mu yaşadın küçüklüğünde?

Hayır, hayır. Bak küçük bir mahalle hayatıydı elde olan ama çok sevgi vardı orada. Biz ufak şeylerden mutlu olmasını biliyorduk. Her sene tatile gidemiyorduk da 3 senede bir gidiyorduk. 10 gün kalmıyorduk, 4 gün ile idare ediyorduk. Otelde kalamıyorduk ama pansiyonda yaşıyorduk. O günleri yaşamamış olsaydım, bu günlerin kıymetini bilemezdim. Mahrum olmadım! Anne, baba, kardeş, komşu sevgisi gördüm. 4 paltom olmadı, bir tane oldu ki o da yetti!

Hepimizin annesi, canı en kutsalı! Ama senin annenle diyaloğun daha bir başka...

Anacığım zor bir hayat yaşamış, hayat yormuş! Düşünsene 8 çocuk büyütmek kolay mı? Son 3 yıldır yatakta... Bazı şeyler var yetemiyor, ne şan, ne şöhret, ne para! Düzeltemiyorsunuz, Allah’ın dediği oluyor.  Ah şimdi kalksa yürüyebilse! Beni ben yapan her şeyden vazgeçerim!

Dört bacaklı torun verdin annene! 

Ayy Mia! Köpeklerden korka korka bugünlere geldim derken son iki senedir köpeklerle alakalı videoları izlemeye başladım. Karşılıksız sevgileri, sadakatleri etkiledi ve bir anda Yedikule’de barınağa gittim. Mia hayatıma geldi. O kadar sakinleştim ki bütün sinirlerimi aldı!

Barınaktan evcil hayvan sahiplenerek topluma da örnek oldun, tebrik ediyorum...

İmkanı olan var ise oradan alsın. Orada önceden satın alınmış ama sonradan terk edilmiş hayvanlar var, bırakılmışlar. Gördüğün zaman anlıyorsun, oraları görmek lazım. Bir tek oradan aldığın köpeğin şeceresini bilmiyorsun yani bir rahatsızlığı var mı yok mu kestiremiyorsun. O noktada da yine kader diyeceksin.  Ben aldığımda 9 aylıktı, şimdi 17 aylık oldu.

Anneciğim son 3 yıldır yatakta. Bazı şeyler var yetemiyor. Yürüdüğünü görmek için her şeyden vazgeçerdim.

ÇOK PARASIZLIK ÇEKTİM! YUMURTAYI SUYA KIRIP YEDİĞİMİ BİLİRİM 

Kolay bir hayatın olmadı, eyvallah!

Unutamadığın anın ne o yıllara dair?

Çok parasızlık çektiğim günler oldu. Yumurtayı suya kırıp yediğimi hatırlıyorum evde yağ olmadığı için! Babamın vefatında çok etkilendim ve şimdi çok korkuyorum çünkü 8 kardeşiz biz, en küçükleri benim! Allah sıralı ölüm versin tabii ama ağabeylerimin, ablalarımın acısını yaşamaktan ve yalnızlık korkum var. 

Bitmez tükenmez işe adadığın enerjin, koşturmaların geçmişinde yaşadığın bu sıkıntılı yıllara inat mı?

Hayır! Hayatımı devam ettirmek zorundayım! Sorumluluklarım var, bakmakla yükümlü olduğum insanlar var. Bunlar için daha da koşturmalı ve çalışmalıyım.