Havaların ısınmasıyla birlikte kapalı alanlarda sıkışıp kalmak sizin için de işkence haline döndüyse bir önerimiz var; kendinizi doğanın ellerine bakın! İstanbul’un merkezine yalnızca bir buçuk saat uzaklıkta bir cennet var. Bugüne kadar denizinin deli dalgasıyla nam salan ama aslında yeşilin ve mavinin buluştuğu bir doğa harikası olan İstanbul’un sevimli ilçesi Şile’den bahsediyoruz. Şile Belediye Başkanı Can Tabakoğlu’nun davetiyle gerçekleşen hafta sonu Şile gezisi bize şehrin kaos ortamından uzaklaşıp, sakin koyları, yemyeşil köyleri, temiz havayı ve huzuru keşfetme şansı verdi. Biz de bu deneyimi yaşamak isteyenler için bir Şile rotası hazırladık.
SUYUNU İÇEN BİR DAHA GELİYORMUŞ
İstanbul’un merkezinden uzaklaşıp Şile sınırlarına yaklaşınca yol birden bire yemyeşil bir tünelin içindeymişsiniz hissi uyandırıyor. Bu ağaçlarla çevrili yolu takip ederek Şile’nin 57 köyünden biri olan Yeniköy’e ulaşabilirsiniz. Burası mübadele zamanına kadar Rum’lara ev sahipliği yapmış, şimdi de Boşnaklar yaşıyor. Rum kalıntılarını görmek mümkün bunlardan en ünlü olanı da Vaftiz Yeri. Bu köyde birbirinden farklı kültürlere ait izleri inceleyebilir, upuzun kavak ağaçlarının altında gerçek köy kah-valtısının tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca buraya kadar geldiyseniz bölgenin yerlilerine meşhur çeşmeyi sormayı da unutmayın. İnanışa göre o çeşmeden su içenin yolu bir gün mutlaka tekrar buraya düşermiş. Şile’nin ünlü diğer çeşmeleri de Hanımsuyu ve Kabakoz Köyü Çeşmesi. İlçe turunuza bu durakları da ekleyebilirsiniz.
YEŞİLÇAM’IN ÇÖLLERİ BURADA
Kahvaltınızı yapıp, yeşilin tadını çıkardıktan sonra Şile’nin mavisini keşfetmek için yola çıkabilirsiniz. Bunun için de merkeze iki km uzaklıkta, eski Türk filmlerinin çöl sahnelerine ev sahipliği yapan Kumbaba Tepesi en ideal nokta, Şile’nin 10 km uzunluğundaki kumsalı görülebiliyor. Kumbaba Tepesi’nin kırmızı-turuncu renkli, demir ve bakır alaşımlı, radyoaktiviteli kumlarının romatizma hastalıklarına iyi geldiği de söyleniyor. Şimdilerde burada hummalı bir çalışma var. Şile Belediyesi tarihi Kumbaba Oteli’ni orijinaline uygun şekilde yeniden inşa etmeye başlamış. Aynı yerde bünyesinde Şile bezi atölyeleri, müze ve otel bulunan bir Şile bezi işletim merkezi de açılması planlanıyor. Hazır Şile’nin mavisini keşfe çıkmışken hem doğal hem de yapay limanlardan oluşan sahil kesimini dolaşmayı unutmayın. Buradaki sevimli restoranlar ve çay bahçelerinde soluklanabilirsiniz. Şu an restorasyon çalışması yürütülen ve tarihi 2000 yıl öncesine dayanan Şile Kalesi’ni de şimdilik uzaktan izleyebilirsiniz.
KOYLAR AYAKLARINIZIN ALTINDA
Şile sokaklarında gezerken ilçenin sembollerinden biri haline gelmiş Şile Feneri’ni görmemek imkansız. Osmalı-Rusya savaşında Fransız, İngiliz ve Türk ittifakının denizde yol alabilmesi için inşa edilmiş bu fener, 60 km boyunca denizi aydınlatabiliyor. 1859 yılında inşa edilen Fransız tasarımı yapı, Türkiye’nin en büyük dünyanın ikinci büyük feneri ve hala kullanılıyor. Şehir merkezden uzağa inşa edildiği için genelde yalnızlıkla ilişkilendirilen deniz fenerlerinin aksine Şile Fener’i çok sosyal. Hemen ayaklarının altında Şile’nin koylarını görebileceğiniz muhteşem manzarasıyla Kavala Parkı bulunuyor. Burada Zeki Müren mağarasına karşı oturup deniz kokusunun tadını çıkarabilirsiniz. Kendinize akşam yemeği için bir alternatif arıyorsanız Şile’nin en meşhur yemeklerinden biri olan Şile palamutunun tadına bakabilirsiniz.
ŞİLE BEZİNİN ŞANI AVRUPA’YA ULAŞTI
Şile’ye geldiğinizde hemen her dükkanda el emeği göz nuru şile bezlerine rastlayacaksınız. Şileliler pamuğu un ve su ile kaynatıp doğal yumaklar elde ediyor. Daha sonra dokuma tezgahlarında el işçiliğiyle dokudukları bu iplikleri Karadeniz sularında yıkayıp Şile’nin şifalı olduğu söylenen kumlarının üzerinde kurutuyorlar. Şile bezinin şanı Türkiye sınırlarını da aşmış durumda. Fransız tasarımcı Nadia Dafri Türkiye’ye yaptığı yolculuklar sırasında Şile bezini keşfetmiş ve üretim kısmındaki geleneksel yöntemlerden çok etkilenmiş. Tasarımcı şimdi tamamı Şile bezinden oluşan ev tekstili ve giyim üzerine iki ayrı koleksiyon hazırladığını anlatıyor. 4-8 Eylül günleri arasında Paris’te düzenlenecek olan ev tekstil fuarı Maison&Objet 2015 ve fuarla aynı günlerde düzenlenecek moda etkinliği Premiere Lousse’de sergilenecek olan koleksiyonlardaki parçaların tamamı da Şileli kadınların ellerinden çıkacak.