Bir çocuğun hayatına dokunmak, ona umut olmak, karşılıksız sevmek... Bir insanın hayatını anlamlandıran en güzel duygu. Henüz tanışmadığınız küçük bir insanın size ihtiyacı olduğunu düşünün. Yaşından büyük yaşam koşullarının ağırlığı altında ezilen, her çocuğun temel hakkı olan yemek, eğitim, barınma gibi ihtiyaçlardan mahrum bırakılan.
20 bin genç ve çocuk devlet korumasında
Ülkemizde anne ve babaları tarafından terk edilen ya da bakımları sağlanamayan yaklaşık 20 bin genç ve çocuk devlet korumasında yaşamlarını sürdürüyor. İyi koşullarda bakımları sağlanmasına rağmen aile ortamına hasret kalıyorlar. Bunlardan sadece 5 bin 562 tanesi koruyucu aile hizmetinden yararlanarak aile şefkatine sahip olabiliyor. Koruyucu aile modeli ise çeşitli nedenlerle biyolojik ailesi yanında bakımları bir süre için sağlanamayan çocukların eğitim, bakım ve yetiştirilme sorumluluğunu devlet denetiminde paylaşan aile ya da kişilerden oluşuyor. Kısa veya uzun süreli olarak, ücretli veya gönüllü statüde bu çocuklara sizde elinizi uzatabilirsiniz.
İşte tam bu noktada kendisi de koruyucu ailede büyüyen oyuncu Pelin Çalışkanoğlu, Koruma Altında Yetişen Gençler ve Koruyucu Aile Derneği Kalben’i kurarak, toplumu bilinçlendirmeyi amaçlıyor. Aslında koruyucu aile alanında faaliyet gösteren çok sayıda dernek olmasına rağmen bunların hepsi koruyucu aileler tarafından kuruldu. Kalben’i diğerlerinden farklı kılan ise koruyucu ailede yetişmiş Pelin Çalışkanoğlu’nun bu derneği kurarak, sesini duyurması.
Daha altı aylık bir bebekken terk edildiği Fenerbahçe Parkı’nda, iki çocuk annesi 40 yaşındaki Melike Çalışkanoğlu tarafından bulunan Pelin, toplumun önyargılarına rağmen başarılı işlere imza atarak kendisi gibi gençlere örnek oluyor. Uyuşturucu ve alkol bağımlısı biyolojik annesinden görmediği sevgiyi koruyucu ailesinde gören Pelin Çalışkanoğlu, “Dünyaya yeniden gelsem koruyucu ailemi seçerdim. Beni her zaman pamuklara sardılar. 9 ay boyunca karnında değil ama hayatı boyunca yüreğinde beni büyüten annem, benim hayatımın başkahramanı!” diyor.
Günümüzde yaklaşık 5 bin koruyucu aile bulunuyor ancak bu sayı yetersiz kalıyor. Aynı şekilde korucu aileye kavuşan çocuk ve gençler ise toplumda ötekileştiriliyor. Küçük yaşta acıma gözüyle bakılan bu çocuklar daha sonra sözde ‘genetiğine çeker’ korkusu ile dışlanıyor. Ancak sevgi, özveri ve ilgiyle bu çocukların hayatta var olması, başarılı olması mümkün.
Ülkemizde 5 bin 562 çocuk ve genç, devletin denetlediği koruyucu ailelerin yanında hayatlarını sürdürüyor.
Başvuru kriterleri
Çocuğun biyolojik anne-babası ya da vasisi olmamak kaydıyla; 25-65 yaş aralığında bulunan, T.C. vatandaşı, Türkiye’de sürekli ikamet eden, en az ilkokul mezunu, düzenli bir gelire sahip olan herkes koruyucu aile olmak için Ail eve Sosyal Politikalar İl Müdürlüklerine başvurabilir. Ancak çocuğunuz varsa onunda bu konu hakkındaki görüşünün alınması gerekiyor. Koruyucu ailenin yükümlülükleri çocuğun fiziksel ve psiko-sosyal gelişiminin sağlıklı olabilmesi için gerekli koşulları sağlamak ile yeteneklerinin elverdiği ölçüde eğitiminde ve öğretiminde gerekli çabayı göstermektir. Aynı zamanda çocuğun varsa biyolojik ailesi ve akrabaları ile uygun görülen şekil ve zamanda görüşmesini sağlamaktır.
Üç hizmet modeli
- Akraba veya Yakın Çevre Koruyucu Aile Modeli;
Veli ya da vasi dışında kalan kan bağı bulunan akrabalar yada çocuğun iletişim içinde olduğu veya tanıdığı bakıcı, komşu gibi yakın çevresinde olan kişi ve ailelerin sağladığı bakımdır.
- Geçici Koruyucu Aile Modeli;
Acil koruma gereken ya da hakkında hizmet planı oluşturulmamış ve kuruluş bakımına yerleştirilmemiş ya da kendisi için planlanan hizmet modelinden çeşitli nedenlerle henüz yararlandırılamamış çocuklar için, aldıkları eğitimler ile profesyonel düzeye gelmiş kişi ve ailelerin sağladığı bir kaç gün ile en fazla bir ay arasında değişen bakımdır.
- Süreli Koruyucu Aile Modeli;
Öz ailesi, yanına kısa sürede döndürülme imkanı bulunmayan ya da kalıcı olarak aile yanına yerleştirilemeyen çocuklara, kişi ve ailelerin sağladığı bakımdır.