19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Kutsadığımız sanat bizi kurtarır mı?

Bazı sanatçılar ‘insan hallerine’ odaklandıklarını söylerler.

GÜLCAN TEZCAN 11 Kasım 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Kutsadığımız sanat bizi kurtarır mı?

Bu konforlu bir kaçış cümlesidir. Çünkü insanlığın bin türlü hali vardır ve size alabildiğine geniş bir hareket alanı açar. Böylelikle tekinsiz sulara girmenize gerek kalmaz. Evrensel bir dil tutturabilirsiniz. Herkes ‘iş’inize hayranlıkla bakar, herkesten takdir görürsünüz. Ama bu türden bir sanat anlayışıyla üretilen işler sadece kutsanmış ‘sanat’ algısını beslemekten öte gitmez. Ödüller alan başarılı bir yönetmen, Nobel’e uzanan bir romancı, çağdaş sanatın ses getiren ressamı... Dünyanın alkışını alsak ve hepsini toplasak insanın dünya yolculuğundaki varlık amacına ne ölçüde hizmet eder? Hep tartışılagelir ya Pulitzer ödüllü o fotoğrafçı ölmek üzere olan o çocuğu mu kurtarmalıydı, o ânı mı ölümsüzleştirmeliydi diye... Yaptığı işe aşık olup sanatı kutsayanlar tıpkı o fotoğrafçı Kevin Carter gibi hayatı değil o dondurduğu karenin eşsizliğini önceler. Tercih meselesi tabi... Peki Carter niye çektiği o kare sonrasında mutlu olamadı, aldığı o büyük ödülle tatmin bulmadı da intihar etti? Oysa insanlığın o coğrafyadaki açlıkla ilgili farkındalık kazanması için son derece etkileyici, estetik bir fotoğraf çekmişti. Niye bir çocuğun hayatına yeğlediği ‘kutsal sanat’ onu bu hayatta tutmaya yetmedi? Geçelim...

İLLÜSTRASYONLA ÇOCUKLARI GÜLDÜRDÜ

Sosyal medyada görüntüler kelimelerden daha etkili. 140 karakter bile yoruyor artık herkesi. Görmek, bilmek ve hızla geçip gitmek istiyor herkes önüne düşen iletiyi. Gazete ve dergi yapanlar bilir; hemen her grafikerle editör arasında mutlaka şu diyalog geçer

-Ama kimse uzun yazı okumuyor, biraz daha açalım şu görseli

-Hayır, mevzu önemli, alana ihtiyacım var, o resmi şuraya çek, görseli de küçült sen en iyisi! 

Tasarım dünyası artık kelimelerden çok görüntülere teslim. En etkili görselliği kullanabilen, görüntünün diline vâkıf olan derdini daha fazla insana ulaştırabiliyor. 

Bangladeşli karikatürist ve illüstratör Morshed Mishu adını bugün Twitter’daki paylaşımlarda gördüm. Savaş ve çatışma bölgelerinde yaşamak zorunda kaldıkları acılar sembolik fotoğraflarla hafızalara kazınan çocukları yeniden resmetmiş. Ama yüzlerinde gülücükler ve en mutlu halleriyle... Sanatın genellikle görmezden geldiği, başını çevirip geçtiği bu meseleyi popüler bir araç olan illüstrasyonu kullanarak insanlığın gündemine taşıyan Morshed Mishu belki ‘kutsal sanat’ a hizmet etmiyor ama çok daha kıymetli bir iş yapıyor. Zira sosyal medya kullanıcısı çocuklar ve gençler bu görüntüler üzerinden akranlarının ne yaşadığını yeniden ve yeniden düşünme fırsatı bulacak, onlar için üzülecek ve belki bir şeyler yapmak isteyecekler. İşte asıl mesele zihinlerde bu ışığı yakabilmekte.