29 Mayıs 2025 Perşembe / 2 ZilHicce 1446

Meşhur edebiyatçılar hangi semtlerde ikamet ederdi?

Nice alimlerin, müverrihlerin, müellif ve gazetecilerin yaşadığı bir şehirdir İstanbul. Kıraathaneleri, vezir ve vükela konakları, tekke ve dergahları birer akademi yuvası olan bu kadim kentin her yanı edebi bir salondur adeta. Meşhur yazar ve şairlerimizin çoğunu da ancak ölüm ayırabilmiştir edebiyatın başkenti İstanbul’dan...

Murat Kutlu28 Haziran 2014 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Meşhur edebiyatçılar hangi semtlerde ikamet ederdi?

İstanbul, geçmişte pek çok yazar ve şaire ev sahipliği yapmıştır. Bunun belki de en önemli sebebi İstanbul’un güzelliğinde saklı, zira taşradan gelen her genç edebiyat sevdalısı bir daha bu şehirden ayrılamamış ve geri dönmemek üzere buraya yerleşmiş. İstanbul’da ikamet eden o kadar çok ünlü yazar ve şair var ki... 

Mecliste yaptığı etkili konuşmalarından ötürü milli hatip olarak bilinen, meşhur yazar Hamdullah Suphi, Fatih Horhor’da Suphi Paşa konağında kalabalık ailesi ile birlikte yaşıyordu. Bu konak Türk Ocağının bir kez daha kurulmasına şahitlik yapmıştı. Abdullah Cevdet, Cağaloğlu’nda Alemdar Karakolu karşısında aynı zamanda İçtihat Yurdu da olan köşe başındaki evinde ikamet etmekteydi. Haftada bir İstanbul’un önemli edebiyatçılarını evinde misafir eder, tatlı bir sohbet meclisinin kurulmasına vesile olurdu. Selim Nüzhet Gerçek de aynı binada kirada otururken abisi Abdülhak Şinasi Hisar Cihangir’deki evinde hayata gözlerini yummuştu. Edebiyat-ı Cedide’nin meşhur şairi Cenab Şehabettin, babasının Plevne’de şehit düşmesiyle İstanbul’a gelmiş ve Zincirlikuyu’da ikamet etmişti. Genç denebilecek bir yaşta Sakız Adasında vefat eden Namık Kemal ise bir dönem babasının ikinci evliliğini yaptığı Dürüye Hanım’ın Kocamustafapaşa’daki evinde yaşadı. Beşiktaş Mevlevihanesi Şeyhi Nazif Dede’nin kızı ile evlenen şair Yenişehirli Avni Bey hayatını tekkede sürdürmekteydi. Eşi ve evladının ölümünden sonra kendini içkiye veren Avni Bey, “Tekkede sarhoş olmak yakışık alır mı?” diye soranlara “Şeriat, eğer ağızda kalan lokmayı yutmak için su bulunmazsa içkiye müsaade eder” diyecek ve ömrünün sonuna kadar bedbaht bir hayat yaşayacaktı. Şair-i azam olarak anılan Abdülhak Hamit Tarhan, Bebek’te bir yalıda dünyaya gelmiş, özel hoca ve dadılarla büyümüş lakin hayatının sonunu Maçka Palas’ta geçirmek durumunda kalmıştı. Abdülhak Hamit, I. Dünya Savaşının devam ettiği yıllarda her cuma günü Tokatlıyan Oteli’nin salonlarından birinde edebi sohbetlerin yapılacağı masanın başına oturur, Süleyman Nazif, Celal Nuri, Cenap Şehabettin’in de aralarında bulunduğu dost meclisinin kurulmasını beklermiş. Yahya Kemal Beyatlı ise sık sık yer değiştirmeyi seven, birkaç çanta dolusu kitabı, meşhur bastonu ve şapkası ile mahalle mahalle dolaşan bir şairdi. O da ömrünü Ayazpaşa’daki Park Otel’de tamamlamıştı. 19. yy Türk Edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Recaizade Ekrem Bey, Vaniköy’de Recai Efendi Yalısı’nda dünyaya geldi. Hayatının büyük bir bölümünü burada geçirdi lakin son nefesini Şişli Bulgar Çarşısı’nda bulunan hanesinde verdi. Süleyman Nazif’in evi ise Nişantaşı’nda Meşrutiyet Mahallesi, Hürriyet Sokak’taydı. Abdülhak Şinasi Hisar’ın, kendisine ziyarete gelmek istediğini ancak evini bulamadığını söylemesine karşılık Süleyman Nazif’in; “Meşrutiyet ve Hürriyet... Haklısınız efendim nereden bulacaksınız?” sözü meşhurdur. Necip Fazıl, Çemberlitaş’ta doğmuş, Beylerbeyi’nde oturmuş, son yıllarını da Erenköy’de geçirmişti.

Hocalık yaparken öğrencilerinin arasında vefat eden Ahmet Mithat Efendi ise Beykoz’da büyük bir yalıda ikamet etmekteydi. Ayrıca burada kendisine ait bir çiftliği de vardı. Eylül’ün yazarı Mehmet Rauf uzun yıllar Tarabya’da yaşarken Reşat Nuri Güntekin ve Hüseyin Rahmi Gürpınar, ömürlerinin son demlerini yazılarının ilham kaynağı olan Adalarda geçirmişti. Orhan Veli’nin çocukluğu Cihangir ve Beykoz semtlerinde geçti. 36 yıllık yaşamına birbirinden değerli eserler sığdıran Orhan Veli, İstanbul’dan bir haftalığına ayrılıp geldiği Ankara’da bir kaza geçirerek hayata veda edeceğini elbette bilemezdi. Ahmet Hamdi Tanpınar Narmanlı Han’da otururken, Tevfik Fikret projesini bizzat kendisinin çizdiği İstanbul’un en güzel manzaralarından birine sahip olan Aşiyan Köşkü’nde hayatını sürmüştü. Burada sadece birkaçının adını zikredebildiğimiz İstanbul’un bu güzel insanlarını bir kez daha rahmetle anıyoruz...