ultan Abdülmecit, farklı bir muhabbetle sevdiği kızı Fatma Sultan ile bizzat yakından ilgilenmiş, onun iyi bir tahsil ve terbiye görmesi için azami düzeyde gayret göstermişti. Birçok damat adayını beğenmemiş, kızı için en son Sadrazam Mustafa Reşit Paşa’nın oğlu Ali Galip Bey’de karar kılmıştı.
Fatma Sultan için aranan damat adayı Mustafa Reşit Paşa’nın oğlu Ali Galip Bey’di. Sultan Abdülmecit bu kararını bir Hatt-ı Hümayun yayınlayarak herkese bildirmiş, müstakbel damada vezirlik vererek Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye Azalığı’na (Tanzimat döneminde kurulan yüksek yargı organına üyelik) tayin etmişti. Ancak genç çiftin nişanlılık döneminde Mustafa Reşit Paşa’nın sadaretten ayrılması bazı dedikodulara neden olmuş, padişahın Fatma Sultan’ı artık Ali Galip Paşa’ya vermeyeceği şayiası tüm sarayda çalkalanmıştı. Fatma Sultan’ın bu dedikodulara üzüldüğünü duyan Abdülmecit, damadını saraya çağırarak kendisine nişanın bozulmayacağını bildirdi ve böylece tüm asılsız söylentilere de bir nokta koymuş oldu. Nişandan üç sene sonra 1854’ün Ağustos ayında 14 yaşındaki Fatma Sultan ile 24 yaşındaki Ali Galip Paşa’nın nikahı Hırka-i Saadet Dairesi’nde, Şeyhülislam Arif Hikmet Bey tarafından kıyıldı.
Fatma Sultan’ın çeyizi Çırağan Sarayı’nda iki gün boyunca davetlilere gösterildi. Yeni evli çift, daha evvel Mustafa Reşit Paşa’ya ait olan ancak Sultan Abdülmecit tarafından satın alınıp kızına tahsis edilen Baltalimanı Sarayı’nda oturacaklardı. Fatma Sultan, büyük bir düğün alayı ile Baltalimanı Sarayı’na götürülmüş, tüm devlet erkanına müzik eşliğinde enfes bir ziyafet verilmişti. Geline düğün hediyesi olarak muhtelif eşyalar verilirken Sultan Abdülmecit de damadına inci bir tespih ve pırlanta yüzük hediye etmişti. Lakin Fatma Sultan, evliliğinde hayal ettiği mutluluğu yakalayamadı. Genç çiftin Cemile adını verdikleri kızları, dünyaya geldikten birkaç gün sonra yüksek ateş sebebiyle hayatını kaybetti.
Bu acı olayın ardından 1857 yılında önce Sultan’ın eşi Ali Galip Paşa, ardından kendisi ağır bir hastalığa yakalandı ve uzun süren tedavilerin ardından ancak toparlanabildi. Fatma Sultan’ın üzüntüsü maalesef bununla da sınırlı kalmadı. 1858 yılının Eylül ayında Ali Galip Paşa’nın, gece vakti bir davetten dönerken Yeniköy önünde, bir römorkun bindiği kayığa çarpacağını zannederek denize atlaması, boğularak hayatını kaybetmesine neden oldu. Yapılan arama sonunda naaşı Beykoz tarafında balık ağı içinde uşağı ile birbirine sarılmış vaziyette bulundu. Aynı yıl vefat eden babasının Beyazıt Camii’nin haziresinde yer alan türbesine defnedildi.
Genç yaşta hem evlat hem de eşinin acısını yaşayan Fatma Sultan’ın yeniden evlendirilmesi hususu sarayda konuşulmaya başlandı. Sultan Abdülmecit talihsiz kızını bu defa Mabeyinci Nuri Bey’e vermek arzusundaydı. Babasının isteğini yerine getiren Fatma Sultan, Nuri Bey’le evlenmeyi kabul etti. Bu evliliğinden Fuat Mehmet isminde bir oğlu, Emine Lütfiye adında da bir kızı dünyaya geldi. Lakin talih yine Fatma Sultan’a gülmemiş, kızı iki buçuk, oğlu ise üç yaşında iken vefat etmişti. Fatma Sultan, saadeti yıllar sonra çok sevdiği kardeşi V. Murat’ın tahta geçmesi ile yakaladı. Ancak bu mutluluğun ömrü de Sultan II. Abdülhamit’in padişah olmasıyla kısa sürdü.
GÖZ HAPSİNDE TUTULDU
Fatma Sultan’ın eşi Nuri Paşa, Abdülaziz’in ölümüyle ilgisi olduğu gerekçesiyle idama mahkum edildi. II. Abdülhamit Nuri Paşa’yı Taif’e sürdü, Fatma Sultan’a kocasını boşama emrini verdi. Nuri Paşa sürgünde hayatını kaybetmişti (1890). Bu olaydan sonra Fatma Sultan, Baltalimanı Sarayı’nda göz hapsinde yaşamaya mahkum edildi. 26 Ağustos 1884’te 44 yaşında iken Hakk’ın rahmetine kavuşan talihsiz Sultan, Yenicami Türbesi’ne defnedildi.