smanlı döneminde aldığı kritik kararlar, kazandığı zaferler ve yaptığı projelerle siyasi tarihimize damga vuran sadrazamlardan biri hiç şüphesiz Sokollu Mehmet Paşa’dır. Bosnalı bir devşirme olan Mehmet Paşa, maalesef tarihimizde pek çok örneğini gördüğümüz tartışmalı bir suikaste kurban gitmiş ve bu elim hadisenin sırrı hala çözülememiştir.
Üç padişaha da sadrazamlık yapma lütfuna erişen Sokollu Mehmet Paşa’nın, görevde kaldığı uzun süre boyunca pek çok hasmı olmuştu. İkbal peşinde koşmaktan gözleri kör olmuş bürokratları, iktidarda kaldığı dönemde hep engelleyen Mehmet Paşa, devlet adamlarının dolduruşuna gelen Sultan III. Murat’ı ikna edememişti. Ne gariptir ki Sokollu Mehmet Paşa’nın yıldızı, Sultan III. Murat ile hiç barışmadı. Tiryaki Hasan Paşa, Sultan II. Selim’in vefat haberini alan III. Murat’ın İstanbul’a gelene kadar korku içinde olduğunu, bu endişe ve şaşkınlıkla kendisini karşılamaya gelen koca vezir Sokollu Mehmet Paşa’nın elini öpmeye çalıştığını ancak Mehmet Paşa’nın buna mani olduğunu, yıllar geçse de Sultan Murat’ın yaşanan bu durumu hiç unutmadığını söyler. Sultan’ın Sokollu ile anlaşamama sebebi olarak da bu durumu gösterir.
Paşayı bir dilenci öldürdü
Padişahın musahibi Şemsi Ahmet Paşa, defterdarlık vererek beraberinde İstanbul’a getirdiği Kara Üveys, hocası Saadeddin Efendi, Şeyh Şüca ve Lala Mustafa Paşa, Sokollu Mehmet Paşa’nın baş düşmanları arasındaydı. Bu isimlerin de telkinleri ile Sultan Murat, Mehmet Paşa’nın adeta sağ kolu olan Nişancı Feridun Bey’i azlettirmiş, ferman göndererek kethüdası Hüsrev Ağa ve kapıcıbaşısı Sinan Ağa’yı yanından uzaklaştırmasını emretmişti. Sokollu’nun amcazadesi Budin Beylerbeyi Mustafa Paşa’nın, Budin Kalesi’nin cephaneliğine düşen yıldırımdan sorumlu tutularak idam edilmesi, Sultan’ın niyetini açıkça ortaya koymuştu. Yaşananlar bir sadrazam için kabullenilmesi zor bir durumdu lakin devlet idaresinde ağırlığı bulunan ve yıllardır Osmanlı’ya hizmet eden Sokollu Mehmet Paşa, dayanmak zorundaydı. Zira istifa etse idam edileceğinden adı gibi emindi.
Sokollu Mehmet Paşa, görevine devam etmekte ısrar etti. Ancak 30 Eylül 1579’da, paşanın Atmeydanı’ndaki konağında topladığı ikindi divanı, devlet erkanı ile son görüşmesi oldu. Paşa toplantı çıkışı derviş kılıklı bir dilenci tarafından göğsünden hançerlenerek hayatını kaybetti. Bu tarihi vakayı Selanikli Mustafa Efendi şöyle anlatıyor:
“987 Şaban’ın sekizinci çarşamba günü Mehmet Paşa hazretleri ikindi divanında bazı davaları dinledi. Bütün divan erkanı ve memurları orada idi. Aslen Bosnalı bir divane, kadimden beri vezirin ihsanlarını görmüş bir adam, sadaka için arzuhal sunar şeklinde geldi. Yeninin içinde sakladığı hançeri vezirin sinesine vurdu. Mehmet Paşa, o gece akşam ezanı vaktinde teslim-i ruh etti. Ulema, şehid-i hükmi iken şehid-i hakiki hükmünü verdiler, gasl ettirmediler. Katili ertesi günü dört parça edip cesedini ata sürüttüler.”
Bu büyük vezir öldürüldüğü vakit Osmanlı ordusu İran ile harp halinde Azerbaycan topraklarındaydı. Müverrih Peçevili “Bu soğuk haber orduya ulaştığında bütün asker tek gönül ve tek ağız gibi ağladı, ağlamadık az kimse kaldı” diyor.