Yönetmen Ömer Uğur, sinema filmleri ve televizyon dizilerinin usta ismi. Ertem Eğilmez, Atıf Yılmaz, Zeki Alasya ve Sinan Çetin gibi usta yönetmenlerin yanında yetişen, Yeşilçam’ı da günümüz Türk film sektörünü de bilen yönetmen Uğur, Kalbim Ege’de Kaldı, Boynu Bükükler, Her şey Yolunda Merkez, İbret-i Ailem, Geniş Aile, Cesaretin Var Mı Aşka, Çılgın Bediş ve Eve Dönüş, Son Urfalı, Zamansızlar, Hemşo, Yarım Elma gibi ünlü dizi ve filmlerin ‘ödüllü’ yönetmeni. Yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda projeye imza atan yönetmen Uğur ile Çeşme’de Kalbim Ege’de Kaldı dizisinin çekimlerini yaparken Türk dizilerindeki yeni ‘vitrin’ arayışı üzerine konuştuk. Ünlü yönetmen, son dönemdeki trendin bir dönem Yeşilçam’da da yaşandığını, birkaç yıl sonra Türk dizi sektörünün Afrika’da bile çekimlere başlayabileceğini söylüyor.
- Çok sayıda Türk dizisi, geçen sezon ve yeni sezonda setlerini yurtdışına taşıdı. Bir veya birçok bölüm yurtdışında çekiliyor. Bu, sizce dizi sektöründe yeni bir trend mi?
Bu bir yeni dalga.. Bir zamanlar, Yeşilçam’da da Türk filmlerinin yükselişe geçtiği dönemde benzer bir salgın olmuştu. Mısır ve Yunanistan ile ortak yapımlar, yurtdışı çekimleri gündeme gelmişti. Kezban Paris’te, Kezban Roma’da gibi filmler vardı. Bu bir arayış. “Acaba dışarıda çekersek, dahi çok ilgi görebilir miyiz?” düşüncesiyle yaşanan bir arayış. Sektör, yeni resim ve vitrin arayışı içinde.
- Yeni sezonda İspanya, İtalya, Yunanistan’da çekilen dizilerin vizyona girmesi söz konusu. Bu duruma, ‘Türk dizilerine Avrupa vitrini’ arayışı diyebilir miyiz?
Evet, diyebiliriz. Diziler, yeni bir vitrin, yeni bir fotoğraf ve resim arayışında.
- Bu, yurtdışındaki yabancı seyirciler için Wdüşünülmüş bir vitrin arayışı?
Türk dizilerinin daha çok nerede izlendiğine bakarsak… Ortadoğu’daki İslam ülkeleri ve Türki cumhuriyetlerinde, Türk dizilerindeki modern İslam insanının yaşam şekline merak ilgi çekiyor. Bu dizilerdeki demokratik, ılımlı ve modern İslam hayatı ilgilerini çekiyor. Modern İslam insanının yaşam şekli merak uyandırıyor. Ondan dolayı biraz da Türk dizilerini ve Türk mekanlarını ilgi duyuyorlar. Örneğin Binbir Gece dizisine gösterilen ilgi gibi. Balkanlar ve Rusya’daki ilgi, daha çok Osmanlı’nın gizemine, haremine duyulan ilgi gibi. Muhteşem Yüzyıl’da olduğu gibi. Hürrem Sultanlar ya da Kösem Sultanlar hep Slav kökenli biliniyor ve bunlar ilgi çekiyor, Osmanlı ve Türklerin yaşam şekilleri merak edilerek izleniyor. Ama Ortadoğu veya Balkanlar’da çekilecek bir dizinin onların ilgisini çekeceğini sanmıyorum. Yabancılar daha çok, Oryantalist bakış açısıyla bir şeyler izlemek istiyor. Yurtdışına sattığımız projelerde, insanlar daha çok kendi ülkelerinde olmayan şeyleri dizilerde görmek istiyor.
AYNI MEKANI İZLEYİP DURMAK SIKICI
- O zaman dizilerdeki bu yeni dalga, yurtdışındaki yeni vitrinler daha çok Türk dizi izleyicilerinin ilgisini yeni mekanlarla çekebilmek için mi?
Türk izleyiciler için önemli. İnsanlar, sürekli aynı mekanı izlemekten sıkılabilir.
- Yurtdışında film çekmek, yönetmen veya oyuncu açısından bir motivasyon, performans artışına neden oluyor mu? Örneğin, futbol takımlarının sezon öncesinde yurtdışı kampı yaparak oyuncuların motivasyonunu artırması gibi bir şey mi bu?
Ben yurtdışında çok sayıda film çektim. Almanya veya Türki Cumhuriyetlerinde film çekmek ile burada çekmenin arasında çok büyük fark yok çünkü aynı sinema dili kullanılıyor. Aslında, bizim için İstanbul’un dışına çıkılınca ‘yurtdışına çıkılmış gibi’ oluyor. Çünkü çekim süresi, oyuncu ve ekip sayısı azaltılıyor masraflar nedeniyle. Örneğin bir Ürgüp, Urfa, Trabzon’da yapılan üç beş bölüm çekimden sonra tekrar İstanbul’a dönülüyor. Bu arayış, seyirciyi yeni bir resme, yeni bir renge, yeni bir vitrine götürme arayışı.
- Bu arayışın sonu nereye uzanabilir?
Birkaç yıl sonra Afrika’ya, safariye giden, ormanda kayboluş insanları da izleyebiliriz Türk dizilerinde. Bu bir dalgadır. Bir dönem Türklerde, Mısırlılarda, Bulgarlarda hepimiz Brezilya dizileri izliyorduk. Şimdi Türk dizilerinin böyle yeni bir resmi var.
- Bu yeni vitrin, yurtiçi ve yurtdışında izleyicinin ilgisini çekmeyi başarabilir mi?
Bizdeki genel kanı şudur: Yurtdışında başlayan veya çekilen dizilerde alt yapı sorunu ortaya çıkıyor. Orijinal dilde yaptığınızda alt yazı gerekiyor, oradaki insanlara Türkçe konuşturduğunuzda da olmuyor. Bir dizi Türkiye’de başlayıp yurtdışında devam ettiğinde veya tersinde yürümüyor. Bir iki dizi sadece böyle yürüdü. Şu anda Çeşme’de Kalbim Ege’de Kaldı’yı çekiyoruz. Bu çok zor oluyor, İstanbul dışında zor oluyor.
ARAP VE İRANLI YAPIMCILARIN GÖzDESİ İSTANBUL VE ANTALYA
Ortadoğu coğrafyasında izlenme rekorları kıran Türk dizileri, film yapımcı ve yönetmenlerini de Türkiye’ye çekti. Muhteşem Yüzyıl, Yaprak Dökümü, Fatmagül’ün Suçu Ne ve Karadayı gibi dizilerin yayın hakkının sahibi olan İngiltere merkezli Gem group kanalının İranlı Yönetmeni Mohammad Ravandi, İstanbul ve Antalya’da iki farklı dizi film çekti. 2016’da gösterime girecek olan Taghdir/ Takdir Antalya’da çekiliyor. Filmin başrolünde, Arap ülkelerinde de yayınlanan Pis Yedili dizisinde oynadığı Ceyhun karakteri ile Ortadoğu’da da ciddi hayran kitlesine ulaşan Ümit Kantarcılar oynuyor.
ONLAR TURİZMİN TANITIM HAVARİLERİ
75 ülkede 400 milyon izleyiciye ulaşan diziler bir anlamda Türkiye'nin dünyadaki "yumuşak gücü". Afrika'dan Çin'e hatta Avrupa ve Latin Amerika’ya kadar geniş bir coğrafyada izlenen diziler, Türkiye için inanılmaz bir tanıtım, propaganda aracı olarak da dikkat çekiyor. Bu ilgiyi canlı tutmak isteyen dizi yapımcıları, yeni sezon için kolları sıvadı. Geçen sezonun popüler dizileri, yeni diziler karşısında reyting kurbanı olmamak için yeni oyuncu transferleri gerçekleştiriyor ya da mekan değişikliğine gidiyor. Bazı yapımcılar da setlerini Avrupa’nın gözde şehirlerine taşıyarak izleyicilerine sürpriz yapmaya hazırlanıyor.
Yurtdışının uğur getirdiğine inan Süreç Film'in patronu Ali Gündoğdu da iki dizisini yeni sezonda başka ülkelerde başlatma kararı aldı. Geçen sezonun reyting rekortmeni Kiraz Mevsimi ve Aşk Yeniden dizileri de yeni yayın dönemine iki büyük sürprizle girecek. Başrolünü Özge Özpirinçci ve Buğra Gülsoy'un paylaştığı Aşk Yeniden dizisinin yeni bölümleri İspanya'da, Özge Gürel ile Serkan Çayoğlu’nun başrollerini paylaştığı Kiraz Mevsimi'nin ise yeni sezon bölümleri Roma'da başlayacak. Dizi, romantik çiftlerin vazgeçilmez şehri İtalya'nın başkenti Roma'da yeni sezonunun açılışını yapacak.
Kösem Sultan, Yunanistan’a başlayacak daha sonra Türkiye’ye gelecek. Nermin Bezmen’in romanından uyarlanan Kıvanç Tatlıtuğ ile Sarah Zeynep Abdullah’ın paylaştığı Kurt Seyit ve Şura Rusya’da, Tuba Büyüküstün ile Engin Akyürek’in rol aldığı Kara Para Aşk’ın bazı bölümleri de Roma’da çekilmişti.
TELEVİZYONDA İZLEDİKLERİ KONAKLAR İÇİN GELİYORLAR
Türk dizilerinin ekrana çektiği milyonlarca kişi, televizyon ekranlarında gördüğü mekanları ziyaret etmek için de Türkiye’ye geliyor. Yaprak Dökümü, Çemberimde Gül Oya, Gırgıriye, Darbükatör Bayram, Güler Misin Ağlar Mısın? gibi dizilere ev sahipliği yapan Beylerbeyi’ndeki 120 yıllık konak ve çevresi, bu mekanlardan biri. Yurtdışından çok sayıda turist tarafından ziyaret ediliyor, köşkün önü hatıra fotoğrafı çektirmek için sıraya girenlerle doluyor. Aşk-ı Memnu’nun çekildiği Sarıyer’deki villa, dizinin yerli veya yabancı pek çok seyircisi tarafından ziyaret edildi.